Joan Miró Sakıp Sabancı Müzesi'nde

Joan Miró Sakıp Sabancı Müzesi'nde

20. yüzyılın etkin sanatçılarından Joan Miró’nun sembolleştirdiği “Kadınlar, Kuşlar ve Yıldızlar” Sabancı Holding’in katkılarıyla Sakıp Sabancı Müzesi’nde!


Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi (SSM), Barselona doğumlu Katalan ressam ve heykeltıraş Joan Miró'nun eserlerinden oluşan kapsamlı bir sergiye ev sahipliği yapıyor. 20. yüzyılın çok yönlü, çığır açan sanatçısı Joan Miró'nun olgunluk dönemine odaklanan sergi, Joan Miró. Kadınlar, Kuşlar, Yıldızlar adıyla sanatseverlerle buluşuyor. Sabancı Holding sponsorluğu ile düzenlenen ve Barselona'daki Joan Miró Vakfı, Mallorca’daki aile koleksiyonu Successió Miró ve yine Mallorca’daki Pilar ve Joan Miró Vakfı işbirliğiyle gerçekleştirilen sergi 23 Eylül 2014 - 1 Şubat 2015 tarihleri arasında ziyaret edilebilecek. Akdeniz coğrafyası ve insanına dair gözlemlerinden ilham alan Miró’nun, kadın, kuş ve yıldız temalarına yoğunlaşan sergi, resim, baskı, heykel ve seramiklerin bulunduğu zengin bir seçkiyle sanatçının sembolik dilini anlama olanağı sunuyor. Miró'yla İstanbul'da buluşacak olan sanatseverler, sanatçının Akdeniz kültüründen aldığı enerjinin farklı formlardaki izdüşümlerine tanık olacaklar. 

Sergiyle ilgili bilgi veren SSM müdürü Dr. Nazan Ölçer, "Bu önemli Katalan sanatçının eserlerini müzemize getirmek üzere Barcelona’daki Miro Vakfı ile üç yıl önce görüşmelere başladık. Müze olarak hayalimizde, Pablo Picasso ile başlayıp  Salvador Dali ile devam eden İspanya’nın büyük ustalarının üçlemesinde son halkayı tamamlamak vardı. Bugün bu sergi ile bunu başarmanın heyecanını yaşıyoruz. Bu süreçte Barcelona’daki Joan Miro Vakfı ile sanatçının olgunluk dönemine odaklanan, onun vazgeçemediği kadınlar, kuşlar ve yıldızları merkeze alan ve sanatçının çok yönlülüğünü ortaya çıkaran bir seçki yapmaya karar verdik. Bu çok yönlülüğü ortaya çıkarmak için ayrıca, Mallorca’daki aile koleksiyonunda yer alan eserlerle yine Mallorca’daki Pilar ve Joan Miro Vakfı’nda bulunan atölye malzemelerini de ödünç aldık. Sanatçının farklı tekniklerdeki kimi eserleri ve bazı kişisel eşyaları ise dünyada ilk defa Türkiye’de Sakıp Sabancı Müzesi’nde sergilenecek. Ayrıca sergide yer alan bir dizi belgesel filmde Joan Miro’nun yaşamını, iç dünyasını, değişimlerini, dostlarını, ülkesindeki ve dünyadaki siyasi olaylara duyduğu öfke ve tepkisini izleyerek sanatçının kolay ele vermediği gizli dünyasını tanıma imkanına sahip olacağız.” dedi. 

Sabancı Holding CEO’su Zafer Kurtul, konuyla ilgili yaptığı açıklamada, “Bizim için sadece ekonomik faaliyetlerimiz değil, kültür-sanat alanında da var olmak, bu kapsamdaki projeleri desteklemek her zaman öncelikli. Sabancı Holding olarak, Türk müzeciliğinde çığır açan Picasso Sergisi’nden bu yana büyük ustaların sergilerine destek veriyoruz. Bunu kurumsal vatandaşlık yaklaşımımızın bir gereği ve sorumluluğumuz olarak görüyoruz. Bu alandaki çalışmalarımız toplumsal sorumluluk penceresinden, topluma bir katkı yapma isteği ve inancıyla yapılıyor. Ne mutlu bize ki, halkımız da bizim bu isteğimize yürekten karşılık veriyor. İnanıyorum ki, bu sergimiz de öncekilerde olduğu gibi yoğun ilgi görecek, kapıda kuyruklar olacak.  Miro; Picasso, Rembrandt ve Monet’den sonra halkımızla buluşmasına aracılık ettiğimiz dördüncü büyük usta oldu. Sabancı Holding’in vizyonu farklılıklar yaratarak kalıcı üstünlükler sağlamak. Miro da sanatıyla, eserleriyle fark yaratmış bir sanatçı. Sergi aracılığıyla bu büyük ustayı  sadece eseriyle değil tüm yaşamıyla yakından tanıma ve anlama fırsatı bulacağız.” dedi. 

İktisadi Araştırmalar Vakfı yarışmaları

İktisadi Araştırmalar Vakfı yarışmaları

İktisadi Araştırmalar Vakfı, “Ünal Aysal Tez Değerlendirme Ödülü” ve “Prof. Dr. Orhan Dikmen Araştırma Ödülü” olmak üzere iki ayrı yarışma düzenliyor.


“Ünal Aysal Tez Değerlendirme Ödülü”nde genel iktisat, maliye, işletme, Avrupa Birliği ve benzeri alanlardaki doktora ve yüksek lisans tezleri kabul ediliyor. Jüri tarafından seçilen her gruptan üç tez sahibine; doktora tezlerde 3.500 TL ve yüksek lisans tezlerinde 2.000 TL ödül verilecek.


Ayrıca, bu yıl ki konusu; "Yenilikçi Girişimciliğin Ekonomik Kalkınma Üzerindeki Etkileri: Türkiye Örneği" olarak belirlenen “Prof. Dr. Orhan Dikmen Araştırma Ödülü”nde birinciye 12.500 TL, ikinciye 5.000 TL ve üçüncüye 2.000 TL ödül verilecek.


Yarışmalara başvuru için son tarih 31 Ekim 2014.

Ayrıntılı bilgi için tıklayınız.

TÜSİAD “Kadın-Erkek Eşitliği” temalı kısa film yarışması

TÜSİAD “Kadın-Erkek Eşitliği” temalı kısa film yarışması

TÜSİAD Türkiye’deki tüm üniversite öğrencilerine yönelik, “Kadın-Erkek Eşitliği” temalı kısa film yarışması düzenliyor.


TÜSİAD demokrasinin ve insan haklarının olmazsa olmazı olan toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanmasının, tüm ön kabullerin, ön yargıların kırılması ile mümkün olduğuna inanmakta ve bu hedefe ulaşmak için genç nesillerin dönüştürücü gücüne özel önem vermektedir. 

Bu anlayıştan hareketle Türkiye’deki tüm üniversite öğrencilerine yönelik, “Kadın-Erkek Eşitliği” temalı kısa film yarışması düzenliyor.

“Kadın-erkek eşitliğinden ne anlıyorsunuz, toplumsal cinsiyet eşitliği nasıl olmalı, mevcut eşitsizlikler sizi ve çevrenizi nasıl etkiliyor?” gibi sorulara cevap arayan yarışmada, bir ve beş dakikalık olmak üzere iki kısa film kategorisi olacaktır. Kazananların bir jüri heyeti tarafından belirleneceği yarışmanın ödül töreninin Ocak 2015’te bir konferans kapsamında kamuoyuyla paylaşılması planlanmaktadır. 

3 Araştırma Makalemiz Uluslararası Science Dergisi’nde

3 Araştırma Makalemiz Uluslararası Science Dergisi’nde

Sabancı Üniversitesi’nin 3 Araştırma Makalesi Uluslararası Science Dergisi’nde


Uluslararası Buğday Genom Dizileme Konsorsiyumu (International Wheat Genome Sequencing Consortium, IWGSC) Uluslararası Science Dergisi’nde, ekmeklik buğday genomunun taslak dizisini yayınladı. Dergide yayınlanan dört makalenin üçü Sabancı Üniversitesi öğretim üyeleri tarafından kaleme alındı.


Uluslararası Science Dergisi’nde makalesi bulunan ve ‘Uluslararası Buğday Genom Dizisi Konsorsiyumu’nun Türkiye’den tek yürütücüsü olan Sabancı Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Biyoloji Bilimleri ve Biyomühendislik Programı Öğretim Üyesi Hikmet Budak “Buğday genomun ilk taslak DNA dizi analizi yapılmış ve dünyanın en büyük etki faktörlu dergilerinden biri olan Science Dergisi’nde Özel Sayı olarak yayınlanmıştır. Biz de Sabancı Üniversitesi olarak bu uluslararası konsorsiyum çalışmasının dergide yayınladığı üç araştırma makalesinde yer aldık” dedi. Hikmet Budak ve ekibi, proje kapsamında, buğdayın fiziksel haritasının çıkarılması için Bayer CropScience’tan 1 Milyon Euro fon almıştı.
 
Buğday genomunun genetik taslağı aralanıyor
Tüm genom dizisinden önceki son adım

Buğday, beslenmenin başlıca öğelerinden biridir. Diğer tahıllara göre en geniş alanlarda ekimi yapılan buğday, yıllık 215 milyon hektar hasat ile neredeyse 700 milyon ton global üretime ulaşarak, mısır ve pirinçten sonra en çok üretilen üçüncü tahıldır. İnsan tüketiminde bitkisel proteinin ana kaynağı olup, mısır ve pirinçten daha yüksek protein içeriğine sahiptir. Buğday çevresel koşullar açısından geniş bir yelpazede yetiştirilmeye de uygun olduğu için oldukça kullanışlıdır.

Beslenme için oldukça önemli olan ve dünyanın en yaygın tahılı olarak yetiştirilen buğdayın büyük ve karmaşık genomunun kromozom-tabanlı taslağı, buğdayın yapı, organizasyon ve evrimine ışık tutacak. Bitki bilimi araştırmacıları ve ıslahçıları için genetik taslağın çok önemli bir kaynak olması nedeniyle ilk defa belirli genleri tüm genomun belirli kromozomlarına hızlıca yerleştirmelerini sağlayabilecek birtakım araçlar ellerinin bulunacak.


Taslak dizi, Uluslararası Buğday Genom Dizileme Konsorsiyumu’nun nihai hedefi olan, hekzaploid buğday genomunun tamamlanmış referans dizisinin elde edilmesi açısından çok önemli bir dönüm noktasıdır. Science dergisinin aynı sayısında başka bir makalede, buğdayın en büyük kromozomu olan 3B’nin referans dizisi sunuluyor. Bu çalışma, kalan kromozomların dizilenmesinin yapılabilirliğini kanıtlayarak, bu yönde bir şablon oluşturuyor. Bugün itibariyle, IWGSC’deki araştırmacılar, tüm genoma ait referans dizisinin üç yıl içerisinde hazır olacağını tahmin ediyorlar.


IWGSC eşbaşkanı Catherine Feuillet, bu önemli gelişme ile ilgili olarak “Buğdayın her kromozomuna ait taslak diziler ve 3B kromozomuna ait referans dizisi ile yol haritamızın muazzam bir kilometre taşına ulaştık. Artık, kalan 20 kromozomun referans dizileri için yolumuza nasıl devam edeceğimizi biliyor ve bunu önümüzdeki üç yıl içinde gerçekleştirebilmek için gerekli kaynakları bulabileceğimizi umut ediyoruz” dedi.


Kromozomlara ait tüm diziler ile birlikte, artık, bitki ıslahçıları ıslah programlarını hızlandıracak ve verim, dane kalitesi, hastalık-zararlıya karşı direnç veya abiyotik strese karşı dayanıklılık gibi karmaşık özellikleri kontrol eden genlerin belirlenmesini sağlayacak yüksek kalitede araçlar olacak. Bu sayede, daha yüksek verim ve sürdürülebilirlik ile, değişen çevresel koşullar ve artan dünya nüfusunun gereksinimlerini karşılayabilecek yeni buğdayları geliştirebilecekler.
Taslak dizi, Science dergisinin aynı sayısında yayınlanan iki ek makale ile örneklendiği gibi, şimdiden buğday genomunun tarihi ve evrimi ile dane gelişiminde rol alan genlere ışık tutuyor.


IWGSC hakkında:
Uluslararası Buğday Genom Dizileme Konsorsiyumu (IWGSC), 2005 yılında bir grup buğday yetiştiricisi, bitki biliminsanı ile devlet ve özel kurum ıslahçıları tarafından kurulan, 57 ülkede 1000’den fazla üyeye sahip uluslararası ve işbirlikçi bir konsorsiyumdur. IWGSC’nin hedefi, ıslahçıların yeni çeşitler geliştirmesine olanak sağlayacak bilimsel bir temel oluşturmak amacıyla, yüksek kalitede ekmeklik buğday genom dizisinin halka açık olarak sunulmasıdır.

Daha fazla bilgi için: www.wheatgenome.org

INNOVEEN Projesine Avrupa Komisyonu'ndan Fon

INNOVEEN Projesine Avrupa Komisyonu'ndan Fon

Avrupa İşletmeler Ağı Sabancı Üniversitesi ekibi, H2020 Programı kapsamında açılmış olan INNOSUP Çağrısına sunduğu INNOVEEN Projesi Avrupa Komisyonu'ndan fon alma hakkı kazanmıştır.


INNOVEEN aynı zamanda Sabancı Üniversitesi'nin fonlanan ilk H2020 projelerinden olacaktır.

Türkiye'den yapılan 5 başvuru içinde desteklenmeye uygun görülen 2 projeden biri olan INNOVEEN, İstanbul'da faaliyet gösteren KOBİ'lerin inovasyon yönetme kapasitelerini arttırarak bölgesel inovasyon ekosisteminin geliştirilmesini hedeflemektedir. Proje özellikle iki ana aktiviteye odaklanmıştır. Projenin ilk amacı, Avrupa Komisyonu tarafından sağlanan H2020 KOBİ Enstrümanı Programına dahil olan KOBİ'lere ihtiyaçları olan koçluk hizmetlerinin sağlanmasında ön ayak olarak inovasyon projelerini başarı ile yürütmelerine destek vermektir. Proje kapsamında ayrıca, Avrupa Birliği kaynaklı inovasyon desteklerinden faydalanma oranını arttırma amacı ile KOBİ'lerin inovasyon yönetimi alanında iyileştirilmeye açık yanlarının tespiti ve bunların eyleme dökülmesini hedeflmektedir. Proje kapsamında Avrupa İşletmeler Ağı İstanbul - Sabancı Üniversitesi Birimi yukarıda bahsedilen hizmetleri İstanbul bölgesindeki 39 firmaya verecektir."

Sabancı Üniversitesi Türkiye’nin En Gözde Üniversitesi Seçildi

Sabancı Üniversitesi Türkiye’nin En Gözde Üniversitesi Seçildi

Bloomberg Businessweek Dergisi’nin yaptığı “En Gözde Üniversiteler 2014” Araştırma Sonuçlarına göre Sabancı Üniversitesi Türkiye’nin en gözde üniversitesi oldu. 


Bloomberg Businessweek tarafından her yıl yapılan “En Gözde Üniversiteler” anketi kapsamında bu yıl 89 üniversiteden 15.700 öğrenci ile görüşüldü.

Realta Danışmanlık şirketi tarafından geliştirilen değerlendirme modeli ile üniversite öğrencilerinin okudukları üniversitelerden memnuniyetleri ölçümleniyor.

Araştırmada öğrencilere kendi üniversiteleri ile ilgili; ‘Akademik Kadro, Öğrenme Kaynakları, Dersler, Eğitim Kalitesi, Kişisel Gelişim, Sosyal Ortam, Bina ve Eğitim Alanları’ ana başlıkları altında 56 soru soruluyor. Araştırma kapsamında, Ocak-Mayıs 2014 tarihleri arasında 300’den fazla Sabancı Üniversitesi öğrencisi ile de online anket yöntemiyle görüşüldü. Genel değerlendirme sonuçlarına göre, Türkiye’deki tüm üniversiteler arasında Sabancı Üniversitesi birinci sırada yer aldı. 

Araştırma sonuçlarına göre Sabancı Üniversitesi’nin en güçlü özelliği “öğrenme kaynakları ve ortamı” olarak ortaya çıkmış, bu kriterde aldığı puanla Sabancı Üniversitesi hem vakıf hem de devlet üniversitelerini geride bırakmıştır. Üniversitemizin tercih edilme sebepleri içinde en önde sıralanan üç özellik, ‘eğitim kalitesi’, ‘program değiştirebilme olanağı’ ve ‘saygınlık’ olmuştur. 

Sabancı Üniversitesi öğrencileri, en yüksek memnuniyet puanını  ‘öğrenme kaynakları ve ortamı’, ‘akademik destek’, ‘kişisel gelişim’ kriterlerine vermiştir. Genel memnuniyet düzeyine bakıldığında, Sabancı Üniversitesi öğrencileri, üniversitelerine 5 tam puan üzerinden 4,70 puan vermiştir. Bu değerlendirmede, vakıf üniversiteleri ortalaması 3,62’dir. 

Bloomberg Business Week dergisinin 6 Temmuz 2014 tarihli sayısında konu ile ilgili yayımlanan habere ulaşmak için tıklayınız

Çağrı Haksöz iş dünyasına “Risk Zekası Yolculuğu”nu anlattı

Çağrı Haksöz iş dünyasına “Risk Zekası Yolculuğu”nu anlattı

Sabancı Üniversitesi Yönetim Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Çağrı Haksöz, Brisa Sürdürülebilir Değişim Konferansı’nıın 25.sinde konuşmacı oldu. Konferans, 15 Eylül 2014, Pazartesi günü Sabancı Center’da gerçekleştirdi. Konferansın açış konuşmasını Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı ve Sabancı Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı yaptı.


Güler Sabancı "Geleceğin teknolojilerini göz önüne alan, iş gücü ve vergi politikalarını atılım yapmamızı sağlayacak şekilde düzenleyen yeni bir sanayi politikasını içeren çalışmayı dört gözle bekliyoruz" dedi.

Dünyanın ve insanlığın büyük bir değişim içinde olduğunu belirten Sabancı, herkesin geleceği daha fazla düşünmek ve gelecek nesillerin ihtiyaçlarını şimdiden öngörmek gibi büyük sorumluluklarının bulunduğunu söyledi.

Merkezde insan, insan ihtiyaçları ve beklentilerinin olduğunun unutulmaması gerektiğini dile getiren Sabancı, şunları kaydetti: "Teknoloji ve iletişimle iç içe ve her gün hızlı bir değişim içinde olan, yeni ihtiyaçları, yeni beklentileri olan insan… İşte bu değişime liderlik edebilmek için değişen toplumun henüz tanımlanmayan ihtiyaçları için dahi çözümleri sunabilmek gerekiyor. İşte bunun itici gücü inovasyon, sürdürülebilirlik ve girişimcilik. Biz Sabancı Holding'de bu 3 itici gücü de tüm süreçlerimize dahil ediyoruz. Vizyonumuzda da olan fark yaratmak anlayışını mümkün kılmak için yeni fikirlerin yeşereceği ortamları oluşturmak için çalışıyoruz. Yenilikçi fikirleri, inovasyon süreçlerimizle somut başarılara dönüştürmek için çalışanlarımıza doğru iklimi sağlamaya çalışıyoruz."

Son yıllarda girişimciliğe, yenilikçiliğe ve araştırmaya destek veren bir ortam yaratılmaya çalışıldığına dikkati çeken Güler Sabancı, araştırma altyapısında çok yol alındığını ancak desteklerin kesintisiz ve planlı bir şekilde devam etmesi gerektiğinin altını çizdi. Sabancı, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı'nın gerçekleştirdiği üniversiteler arası girişim ve yenilikçilik endeksi sıralamasında Sabancı Üniversitesi’nin ilk sıralarda yer aldığını anımsatarak, bundan gurur duyduklarını söyledi.

Sabancı Üniversitesi Yönetim Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Çağrı Haksöz konferansta “Risk Zekası Yolculuğu” başlıklı bir konuşma yaptı.

Çağrı Haksöz 2000’li yıllarda risk zekasının yapılması gereken bir yolculuk olduğunun altını çizerken “Bu kadar hızlı değişim içinde yapabilir miyiz? Birey acaba bunlardan ne kadar mutlu olacak?” sorularının bir karmaşa oluşturduğuna dikkat çekti. 

Günümüzde markaların farklı ülkelerden tedarikçilerle çalıştığını belirten Haksöz, bu durumun bir karmaşa yarattığını ve bu karmaşa içinde belirlenemeyen ve bilinemeyen risklerin de arttığını söyledi. Bilinemeyen riskleri “Siyah Kuğu” teorisi yani olasılığı düşük etkisi büyük olaylarla anlattı. Bu teoriye göre “Bütün kuğular beyazdır” önermesi tek bir siyah kuğunun görülmesiyle yıkılıyor.  Ölçülen ve yönetilmekte olan risklerin genelde beyaz kuğu olduğunu belirten Çağrı Haksöz, siyah kuğuya odaklanıldığı zaman da ekosistemdeki diğer kuşları (riskler ve fırsatlar) gözden kaçırma riski olduğunu belirtti. Beynin neye odaklanırsa onu algıladığını ve gördüğünü söyleyen Haksöz; geliştirdiği Kuğu Gölü Teorisinde beyaz kuğuyu big data, siyah kuğuyu little data ve gri kuğuyu da geçiş bölgesi olarak tanımladı. Çağrı Haksöz “Gri kuğular kıl payı dediğimiz olaylar. Buradaki veriler akıllı toplanabilirse başarılı olabiliriz. Risk zekası yüksek bireyler ve tedarik zincirleri beklenenin aksine kırılganlık çağında sağlamlaşır, serpilir, ve kuvvetlenirler. dedi.

Risk zekasında dört ana rol olduğunu ifade eden Haksöz, bunları I-Quartet olarak adlandırdığını söyledi. Çağrı Haksöz bu rolleri geliştirdiği Boğaziçi Cambazı metaforunu kullanarak şöyle sıraladı:

Integrator/Bütünleyici:  Bütün yeti, kabiliyet ve tecrübelerini iç ve dış koşulların gereklerine göre akışın mükemmel olması sağlayacak şekilde kullanma.

Inquirer/Sorgulayıcı:  Hatalardan, atlatılmış tehlikelerden ve ramak kala olaylardan öğrenmeye açık olma, sonraki adımlarda oluşabilecek değişiklikleri (cambazın ipinin gerginliği, rüzgarın şiddeti ve yönü, kendi psikolojik durumu gibi) öngörebilme.

Improviser/Doğaçlayıcı: Eldeki olanaklardan en iyi şekilde yararlanmanın yollarını arayıp bularak, dayanıklılığı, esnekliği ve direnci arttırabilme.  Türk şirketlerinin en önemli özelliği.

Ingenious/Marifetli: Riskleri akıllıca alırken işin keyfini çıkartmanın fırsatlarını da yaratabilme.

Çağrı Haksöz sözlerine şöyle son verdi: “Bu yolculukta gözü kara mısınız, gözü pek mi? Gözü kara olmak cahilce cesarettir, gözü pek olmak riskleri hesaplayarak hareket etmektir.”

Sabancı Üniversitesi EDU ve Avea sektöre donanımlı eleman yetiştirecek

Sabancı Üniversitesi EDU ve Avea sektöre donanımlı eleman yetiştirecek

2012 yılında müşteriyle doğrudan temas noktaları olan Avea mağazalarında görevlendirilen tüm çalışanları eğitmek ve yetkinliklerini geliştirmek için Sabancı Üniversitesi Yönetici Geliştirme Birimi-EDU ile bir işbirliğine giden Avea, ‘AVEAKampus’ çatısı altında ‘AVEA İletişim ve Değişim Okulu’nu (AİDO) kurarak Avea Satış Kanalları Sertifikasyon Gelişimi Programı’nı uygulamaya koydu. 


Sabancı Üniversitesi Yönetici Geliştirme Birimi-EDU ve Avea işbirliğiyle geliştirilen Avea İletişim ve Değişim Okulu (AİDO), 18 Eylül 2014, Perşembe günü yapılan bir toplantı ile tanıtıldı. 

Sektöründe bir ilke imza atmasının yanı sıra, kapsamıyla da tüm sektörlere örnek teşkil edecek projenin tanıtım toplantısında Avea Satıştan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Hüseyin Balcı ve Sabancı Üniversitesi Yönetici Geliştirme Birimi – EDU Direktörü Dr. Cüneyt Evirgen proje hakkında bilgi verdiler. 

Hüseyin Balcı; “Türkiye’de 810 Avea İletişim Merkezi, 35 Kurumsal Teknoloji Merkezi, 39 Avea Dağıtım Merkezi, 17 zincir mağazada 40 kioskumuzun yanı sıra 18 binin üzerinde zincir mağaza şubesi, 13 bin Anahtarkart bayi ve 2 bin Avea Satış Noktamız bulunuyor. 2011'de yaptığımız 800 milyon TL’lik yatırım ve son üç yılda açtığımız AİM’lerle birlikte, 81 ilde 810 Avea İletişim Merkezi (AİM) ile müşterilerimize doğrudan temas ederek üstün bir hizmet veriyoruz. Altyapı yatırımlarına ara vermeden devam edip sistemlerimizi sürekli yenilerken; insana yatırımı da göz ardı etmiyoruz. Bu girişimimiz Avea’ya, sektörün satış kanallarında sunulan hizmetin standartlarını belirleyen bir marka olma ayrıcalığı kazandırıyor. AİDO ile hedefimiz, markayı temsil eden her mağaza yöneticisinden bir marka sözcüsü yaratmak” dedi.

Dr.Cüneyt Evirgen: “Gerçek ihtiyaca en uygun içerik tasarımını, sürekli değişen iş dünyası dinamikleri içinde yaşatmayı ve açık iletişimi önemsiyoruz”

“Kuruluşumuzdan bu yana gelişimi sürekli ve ileriye doğru bir yolculuk olarak tanımlıyoruz. Eğitim değil gelişim diyoruz. Bu nedenle tüm programlarımızda sürdürülebilirliği-sürekliliği ön planda tutuyoruz diyen Sabancı EDU Yönetici Geliştirme Birimi Direktörü Dr.Cüneyt Evirgen sözlerine şöyle devam etti: “Sabancı Üniversitesi’nin ‘birlikte yaratmak ve geliştirmek’ misyonunu, tüm işbirliklerimize yansıtıyoruz. Gerçek ihtiyaca en uygun içerik tasarımını, sürekli değişen iş dünyası dinamikleri içinde yaşatmayı ve açık iletişimi önemsiyoruz. Bu doğrultuda da kurumlarla geliştirdiğimiz işbirliklerini “öğrenme ortaklığı” olarak tanımlıyoruz.” 

“Projede 2 faktör bizi çok heyecanlandırdı. Birincisi AVEA yönetiminin ‘değişime olan inancı’ ikincisi ‘AVEA’nın genç eğitmenlerinin coşkusu, istekliliği ve azmiydi diyen Dr.Cüneyt Evirgen Avea’nın varmak istediği yeri biliyorduk. Eğitmenlerle birlikte sahaya indik. Bayileri dolaştık. Avea’nın gitmeyi hedeflediği yere, nasıl, hangi araçlarla gidebileceğini analiz ettik. Bu yolculukta üçüncü bir daha heyecanı yaşadık: Avea ile kurduğumuz ‘öğrenme ortaklığı’ sayesinde, neredeyse tamamı ‘Y kuşağından’ oluşan genç bayii yöneticileri ile birlikte olduk. Onların enerjisi, bayi sahiplerinin desteği, Avea yönetiminin sıkı takibi, genç eğitmenlerin hızı ile gerçek bir sinerji ortaya çıktı.”

Sürdürmekte olduğumuz projede bambaşka bir uygulama hayata geçmiş oldu. Bir yandan Avea’nın genç eğitmenleri bu süreçte mükemmel yetiştiler. Sürecin her aşamasını birlikte yaşadık, yaşattık. Geri bildirimleri değerlendirdik. Sadece sınıf ortamında değil, mağazada, iş başında öğrenmeyi, uzaktan öğrenme, oyunla öğrenme gibi farklı araçları kullandık. Sınavlarıyla, testleriyle, ödevleriyle, mağazadaki davranışlarıyla başarıları değerlendirdik. Yaratılan değerin ortak bir platformda yeşertilip aynı dilin konuşabildiği bir çalışma biçimi oluşturduk” dedi. 

Avea İletişim ve Değişim Okulu: 

• Sektöre donanımlı eleman yetiştiren öncü bir teknolojik iletişim eğitim projesi olan AİDO kapsamında Avea Saha Satış Kanalları Sertifikasyon Gelişimi Programı’nın uygulamaya konduğu ilk günden bu yana 170’i erkek, 80’i kadın olmak üzere 250 bayi müdürü mezun oldu. 

• ‘Yönetsel’, ‘Mesleki’, ‘Kişisel ve Kurumsal Gelişim’ olmak üzere 3 bölümden oluşan projede bayi sahiplerine de eğitim veren Avea, 2 fazlık Sabancı Üniversitesi programını başarı ile tamamlayan 460 iş ortağının da üniversitede eğitim almasını sağladı.

• Günlük yaklaşık 4 bin TL maliyeti olan eğitim programını şimdiye kadar 250 mağaza müdürüne ve 460 iş ortağına ücretsiz sunan Avea, yılsonuna kadar 350 mezun daha verecek olan proje için 10 milyon TL’yi aşan bir oranda yatırım yapmış olacak. 

Gel çimlere uzanalım, okuyalım!

Gel çimlere uzanalım, okuyalım!

SUch as bloggerlarından çağrı: Öğlen kendin için kısacık bir mola ver, gel çimlere uzanalım, okuyalım!

Sabancı Üniversitesi'nin ilk ve tek öğrenci blogu 'SUch as' 22 Eylül Pazartesi günü tüm öğrencileri, orta avludaki çimlere davet ediyor.


SUch as'de SU öğrencileri kendilerini yazıları ile ifade ediyor ve ziyaretçilerini SU öğrencisinin dünyasına çağırıyor.

SUch as'i www.suchasblog.com ile ve sosyal medyadan takip edebilirsiniz.

Yılın Genç Mucidi Ödülü Mezunumuz Canan Dağdeviren'e

Yılın Genç Mucidi Ödülü Mezunumuz Canan Dağdeviren'e

Malzeme Bilimi ve Mühendisliği 2009 Yüksek Lisans Mezunumuz Canan Dağdeviren MIT Technology Review'in 'Innovators Under 35 Turkey'in kazananları arasında yer aldı. Tüm kazananlar arasından Canan'a 'the innovator of the year' yılın genç mucidi ödülü verildi.

'MIT Technology Review Innovators Under 35' günümüzün temel problemlerini çözen ve dünyayı değiştiren genç teknoloji uzmanlarının yıllık listesidir.

Innovators Under 35 Turkey yarışması, geleceği şekillendirecek teknoloji odaklı projeleri olan yaratıcı ve cesur genç Türk erkek ve kadın mucitleri dünyaya tanıtıyor.

Mezunumuz Canan Dağdeviren Amerika’ da yaptığı başarılı çalışmalarla ismini sıkça duyuruyor.

Canan Dağdeviren, fizik, elektronik, kimya, malzeme, mekanik ve tıp alanlarının kapsamına giren esnek ve katlanabilir vücut içine ve deri üstüne yapıştırılabilir elektronik aletler üzerine çalışmalar yapıyor.

2009 yılında ilk defa verilemeye başlanan Fulbright Doktora Bursu’nu Türkiye’de kendi alanında ilk sırada kazanan Dağdeviren, 'The University of Illinois at Urbana, Champaign’de (UIUC) 'Material Sci. and Eng.' bölümde doktora eğitimi almaya hak kazandı. 

Abone ol