Havacılık ve uzay uygulamalarımız NASA’da tanıtıldı

Havacılık ve uzay uygulamalarımız NASA’da tanıtıldı

Sabancı Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Kürşat Şendur, ABD Hava Kuvvetleri Bilimsel Araştırma Ofisi (AFOSR) tarafından desteklenen havacılık ve uzay uygulamalarında önemli teknolojilerin geliştirilmesinde büyük rol oynayacak projelerini NASA Langley Araştırma Merkezi’nde tanıttı.

Kürşat Şendur

Havacılık ve uzay çalışmalarda, cihaz ve malzemelerin ısı artışının kontrol altında tutulması büyük zorluklar içerir. Bu ortamlarda cihaz ve malzemelerin ısı artışının kontrolü açısından “ışınımsal ısı transferi” önemli bir rol oynar. NASA Langley Araştırma Merkezi’ne davet edilen Kürşat Şendur, havacılık ve uzay uygulamalarında önemli teknolojilerin geliştirilmesinde büyük rol oynayacak ve ışınımsal ısı transferinin yüzeylerde kontrolünü sağlayacak malzemeler üzerine çalışmalarını bilim insanlarına tanıttı.

Havacılık ve uzay çalışmalarında dünyanın önde gelen araştırma kuruluşu olan AFOSR, bu alanlarda dünyanın önde gelen 200 akademik kuruluşunu destekliyor. Sabancı Üniversitesi’nde AFOSR desteği ile 2016 yılından bu yana yürütülen sürdürülen iki proje, havacılık ve uzay uygulamalarının yanı sıra enerji, bilişim teknolojileri, kızılötesi uygulamalar gibi pek çok alanda kullanılma potansiyeline sahip.

Sabancı Üniversitesi uzay faaliyetlerini içeren çalışmaları konusunda NASA ile ortak platform oluşturarak görüşmelerini sürdürmeyi hedefliyor. Kürşat Şendur bu konuda “Yaptığımız görüşmelerde, Sabancı Üniversitesi ile AFOSR arasında devam eden ortak çalışma ve projelere benzer şekilde, Sabancı Üniversitesi ve NASA arasındaki ortak çalışma olanaklarını da konuştuk.” dedi.

Sıcak Dalgaları: İklim Değişikliğiyle Artan Tehdit ve Sağlık Eylem Planları

Sıcak Dalgaları: İklim Değişikliğiyle Artan Tehdit ve Sağlık Eylem Planları

Sabancı Üniversitesi İstanbul Politikalar Merkezi İklim Değişikliği Çalışmaları Koordinatörü Dr. Ümit Şahin, “Sıcak Dalgaları: İklim Değişikliğiyle Artan Tehdit ve Sağlık Eylem Planları” raporunu açıkladı. 


Türkiye’de Sıcak-Sağlık Eylem Planları Acilen Hazırlanmalı

 “Sıcak Dalgaları: İklim Değişikliğiyle Artan Tehdit ve Sağlık Eylem Planları” raporunu açıklayan Sabancı Üniversitesi İstanbul Politikalar Merkezi İklim Değişikliği Çalışmaları Koordinatörü Dr. Ümit Şahin, “Türkiye’de de en kısa zamanda yetkili kuruluşlar tarafından, yerel yönetimler, üniversiteler, meslek ve uzmanlık kuruluşları ve sivil toplumla iş birliği yapılarak ve pilot illerden başlanarak iller ve bölgeler düzeyinde Sıcak-Sağlık Eylem Planlarının hazırlanması için gerekli çalışmalar başlatılmalıdır” dedi. 

“Sıcak Dalgaları: İklim Değişikliğiyle Artan Tehdit ve Sağlık Eylem Planları” raporunu açıklayan Sabancı Üniversitesi İstanbul Politikalar Merkezi İklim Değişikliği Çalışmaları Koordinatörü Dr. Ümit Şahin, “Türkiye’de de en kısa zamanda yetkili kuruluşlar tarafından, yerel yönetimler, üniversiteler, meslek ve uzmanlık kuruluşları ve sivil toplumla iş birliği yapılarak ve pilot illerden başlanarak iller ve bölgeler düzeyinde Sıcak-Sağlık Eylem Planlarının hazırlanması için gerekli çalışmalar başlatılmalıdır” dedi. 

Halk sağlığına yönelik önlemlerin alınmasının ve halkın sıcak dalgası sırasında yapılması gerekenler konusunda uyarılmasının Valilikler, İl Sağlık Müdürlükleri ve Yerel Yönetimlerin sorumluluğunda olduğunu vurgulayan Şahin, “Sıcak dalgaları başlamadan Sıcak Sağlık Eylem Planları’nın hazırlanmış olması gerekir. Bu hazırlığın yapılması için şehre veya bölgeye özgü sıcak dalgası uyarı eşiklerinin belirlenmesi öncelikli ihtiyaçtır. Hafif, orta ve şiddetli sıcak dalgalarına yönelik alarmlar verileceği (sarı, turuncu, kırmızı alarm gibi) belirlenmelidir. Ayrıca uydu verileri ve yerel demografik veriler kullanılarak kentin hangi mahallelerinde risk gruplarının (yaşlılar, yoksullar, uygun olmayan konutlar vb.) yoğunlaştığı belirlenmelidir.  Ayrıca, Coğrafi Bilgi Sistemleri kullanılarak yapılacak haritalarla da risk altındaki grupları yakından izleyecek ve uyaracak takip sistemleri oluşturulabilir” dedi. 

Küresel iklim değişikliğiyle giderek artacak olan sıcak dalgalarının olumsuz etkilerine karşı daha uzun vadede sorunu ağırlaştıran kentsel ısı adalarının etkisini azaltmak için önlemler alınmasının da hayati öneme sahip olduğunu belirten Şahin, şöyle devam etti: “Daha fazla betonlaşmanın önlenmesi, çevredeki ormanların ve kent ormanlarının korunması, kent içi yeşil alanların korunması ve artırılması, refüjler, kaldırımlar, tramvay yolları, çatılar ve dikey alanlar dahil serinlemeyi sağlayacak toprak ve bitkilerle kaplı alanlar oluşturulması, yollarda ve ortak kullanım alanlarında gölge oluşturacak ağaçların ve diğer elemanların kullanılması alınacak uzun vadeli önlemler arasında sayılabilir. Ancak en belirleyici olan, kentsel yapıların, yolların ve ortak kullanım alanlarının şehir planlama ve kentsel tasarımın bilimsel ilkelerine uygun olarak termal konforu sağlayacak şekilde planlanmasına önem verilmesidir”.

İklim Değişikliği, 21. Yüzyılın En Büyük Küresel Sağlık Tehdididir

Küresel iklim değişikliğinin halk sağlığı üzerinde doğrudan ve dolaylı etkilerinden söz edilebileceğini ifade eden Şahin, “Küresel sıcaklık artışının insan sağlığı üzerine doğrudan etkide bulunan sonuçları aşırı sıcaklar, seller, fırtınalar, orman yangınları ve kuraklıktır. Önemli halk sağlığı sorunlarına yol açan dolaylı etkiler ise vektörlerle bulaşan hastalıkların yayılması, hava kirliliğine, su kıtlığına ve gıda güvenliğinin tehlikeye, girmesine bağlı hastalıklar, beslenme bozuklukları, ve açlık, yer değiştirme ve göçler, zihinsel sağlığın bozulmasıdır. Başta enerji üretimi ve sanayi olmak üzere ekonomik aktivitelerden kaynaklanan küresel sera gazı salımları artarak devam etmektedir. Fosil yakıtlardan kaynaklanan karbondioksit salımlarının 2018’de bir yıl öncesine göre yüzde 2,7 artması2, atmosferdeki

karbondioksit konsantrasyonun 2019’da son 3,5 milyon yılın en yüksek düzeyi olan 415 ppm’i geçmesi  ve küresel ortalama sıcaklıkların sanayi öncesine göre 1°C yükselmesi,  küresel ısınmadan kaynaklanan bütün sorunların önümüzdeki yıllarda artarak devam edeceğini göstermektedir. Bu durum, iklim değişikliğinin etkilerine direncin artırılması ve uyum alanında sağlık etkilerine özel önem verilmesini gerektirir” dedi. 

Maalesef Türkiye’de Sıcak Dalgası Uyarı Sistemi Yok

Türkiye’nin de aralarında bulunduğu pek çok ülke için sıcağın hastalık ve ölüm sayılarında neden olduğu doğrudan artış bu araştırmalar ve izleme çalışmaları için birincil sırada önem taşıdığını vurgulayan Şahin, “Sıcak dalgası (heat wave) olarak tanımlanan günlere özel uyarı sistemleri geliştirmek ve halkın, kamu yönetiminin ve sağlık hizmetlerinin bu dönemlere hazırlıklı olmasını sağlamak gerekiyor.  Zira, Türkiye’nin son 50 yılda özellikle de 1998’den sonra sıcak dalgalarının sayısı, süresi ve yoğunluğu çok arttı. Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün yaptığı bir araştırmaya göre iklim değişikliği nedeniyle sıcak dalgası yaşanan gün sayısı eğer önlem alınmazsa 21. yüzyıl sonuna kadar yılda ortalama 78 gün artacak. Türkiye’de de şehirlere ve/veya bölgelere özgü uzun dönemli meteoroloji istatistiklerine ve sıcağın sağlık etkilerine dayanarak sıcak dalgası tanımlarının yapılması ve uyarı eşiklerinin belirlenmesi gerekiyor” şeklinde konuştu.

Yazın en sıcak dönemi başlamadan yapılacak eğitim ve farkındalık çalışmalarının önemine değinen Şahin, “Başlıca sorumluluk halk sağlığının geliştirilmesi ve koruyucu hekimlik çerçevesinde Sağlık Bakanlığı’ndadır. Kamu kurumları, yerel yönetimler, üniversiteler ve sivil toplum tarafından iş birliği, Hastanelerin ve acil servislerin sıcak dalgalarında artabilecek başvurulara karşı hazırlıklı olması, aile hekimleri, acil hekimleri ve diğer sağlık çalışanlarının sıcak dalgaları ve etkileri konusunda bilgilendirilmesi şarttır” dedi.

Sıcak Dalgasında Kimler Risk Altında

Sağlık sisteminin de ciddi bir sıcak dalgasına yönelik hazırlıklı olması gereğini vurgulayan Şahin, konuşmasında şu hususlara değindi: “Sıcak dalgalarının ölüm ve hastalık sayılarında artışa neden olduğu, yaşlılar, kronik hastalığı olanlar, küçük çocuklar, kadınlar, açık havada ağır işlerde çalışanlar, barınma koşulları uygun olmayanlar, yalnız yaşayanlar ve hareketliliği kısıtlı olanların özellikle risk altında olduğu bilinmektedir. Sıcak dalgalarının sağlık üzerindeki etkilerinin azaltılması için öncelikle duyarlı kişiler ve risk gruplarına yönelik koruyucu önlemler alınmalıdır. Toplumsal düzeyde sıcağın etkilerine hazırlıklı olmak için yazın en sıcak dönemi başlamadan yapılacak eğitim ve farkındalık kampanyaları son derece önemlidir. Konuyla ilgili başlıca sorumluluk halk sağlığının geliştirilmesi ve koruyucu hekimlik çerçevesinde Sağlık Bakanlığı’ndadır. Yaşlılarda (60 yaş üzerinde) risk artar, Kronik hastalığı olanlar, Kalp damar, solunum, böbrek, diyabet hastaları, özellikle 1 yaşın altındaki çocuklar, Kadınlar risk grupları. Sosyoekonomik faktörler de önemli; uygun olmayan barınma koşulları, klima olmaması, beslenme bozuklukları, sağlık hizmetlerine erişimin zorluğu ve sosyal desteğin yetersizliği ve izolasyon riskin artmasına neden oluyor”.

Sıcak Dalgasına İlişkin Uyarı ve Önlemler

İnsan kaynaklı küresel iklim değişikliği nedeniyle sıcak dalgalarının sıklığının, süresinin ve şiddetinin artması Türkiye’de de bu koruyucu önlemlerin giderek daha önemli bir hale gelmesine neden olduğunu ifade eden Şahin, “Bireysel önlemler, Toplumsal önlemler, Uyarı eşiklerinin belirlenmesi, Sıcak Sağlık Eylem Planlarının hazırlanması ile sıcağın sağlık üzerindeki olumsuz etkileri büyük ölçüde önlenebilir” dedi. 

GazeteSU e-posta gönderimi yaz uygulaması

GazeteSU e-posta gönderimi yaz uygulaması

Akademik yıl boyunca gazeteSU içeriklerinden derlenerek haftaiçi 5 gün iletilen gazeteSU e-posta gönderimi, 2 Temmuz – 16 Eylül 2019 tarihleri arasında Salı ve Perşembe günleri olmak üzere haftada 2 gün yapılacaktır.

Yaz dönemi boyunca üniversite ile ilgili haber ve duyuruları, günlük olarak gazeteSU anasayfasından takip etmeye devam edebilirsiniz.


Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi’nde Yaz Okulu Başlıyor

Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi’nde Yaz Okulu Başlıyor

Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi (SSM), sanat ve bilimle dolu “Yaz Okulu” programı kapsamında, bu yaz bahçesini bir öğrenme ve deneyim alanına dönüştürüyor. 2 Temmuz’da başlayacak ve geniş bir yelpazeden temaların yer aldığı atölye programında, 7-11 yaş arası çocuklara yönelik zengin içeriklere sahip aktiviteler yer alıyor.

SSM Yaz Okulu 

SSM 2019 Yaz Okulu’nda yarım günlük eğitimler 10:00 – 14. 00, tam günlük atölyeler ise 10:00 - 17:00 saatleri arasında gerçekleştirilecek. Yarım günlük eğitimin 150 TL, tam günlük eğitimlerin ise 270 TL olduğu Yaz Okulu’nda SSM Dostu Kart sahipleri %10 indirime sahip olacak. SSM Yaz Okulu programına www.sakıpsabancimüzesi.org adresinden ulaşılabilir. 

FIRÇAM DA BOYAM DA BAHÇEDEN

Bu atölye çalışmasında çocuklar, doğal ortamda renkleri keşfedecek, müzenin eşsiz bahçesinde renk avına çıkarak kendi renk kartelalarını oluşturacaklar. Çocuklar adeta birer kimyager gibi deneyler yaparak doğal boyalar hazırlayacak, doğal malzemelerden tasarladıkları fırçalarla ve kendi ürettikleri boyalarla resim yapacaklar. 

IŞIKLI KARTPOSTAL

Atölye kapsamında katılımcılardan ilk olarak farklı kalemler ya da istek dahilinde kolaj tekniğini kullanarak birer karakter tasarlamaları istenecek. Çalışmanın ikinci aşamasında ise çocukların tasarımları, ışık yardımıyla robotik figürler haline getirilecek. 

ÇİZEN ROBOT

İnsan-robot etkileşimi ve sanat yaratım süreci üzerine düşünüp tartışmanın amaçlandığı atölyede, çocuklar resim yapan robotlar tasarlayacaklar. Bu süreçte çocuklar mühendislik, ürün geliştirme gibi kavramlar üzerine düşünme fırsatı bulacaklar. 

DİŞ BOT

Mühendislik ve tasarım konularında eğlenceli bir çalışma sunan atölyede çocuklar elektrik devresi kurmayı öğrenerek kendi robotlarını üretecek;  el becerisi, problem çözme ve analitik düşünme becerileri üzerine çalışacaklar. 

BAHÇEDEKİ PORTRELER

Çocuklara yaz tatilinde açık havada keşif imkânı sunan atölye kapsamında Sakıp Sabancı Müzesi’nin bahçesinde masal kahramanlarının izi sürülecek. Katılımcılar bahçeden topladıkları ağaç dalları, yapraklar, tohumlar ve çiçeklerle masal kahramanlarının portrelerini oluşturacaklar. 

Bahçedeki Portreler

“READY MADE” HEYKELLER

Halihazırda varolan günlük objelerin sanat olarak yeniden tanımlandığı ready made / hazır nesne kavramı üzerine şekillendirilen atölyede çocuklar, bu alanın öncü sanatçılarının eserlerini inceleyecek ve biçimi geri planda tuttukları oyunlar oynayarak anlam üzerine yoğunlaşacaklar. Atölye sonunda çocuklar sanat eserini yöntem ve anlatım üzerinden yeniden yorumlayarak, kendi ürettikleri ready made heykellerinden bir de sergi hazırlayacaklar. 

TOHUM KOLEKSİYONCUSUNUN DEFTERİ

Çocuklara koleksiyonculuk ve müzecilik alanında bir deneyim yaşatmanın hedeflendiği atölyede katılımcılar, kendi bitki tohumu koleksiyonlarını oluşturacaklar. Katılımcılar bu çalışma kapsamında tohumların yapılarını inceleyerek, ayırt edici özelliklerini, içlerinde sakladıkları potansiyelleri, nerede, nasıl, ne kadar sürede bitkiye ya da ağaca dönüştüklerini öğrenecekler. 

SSM Yaz Okulu - tohum koleksiyoncusunun defteri

BAHÇE DEDEKTİFLERİ

Bu atölyede çocuklar, bahçeye yerleştirilmiş bayrakları ve ipuçlarını takip ederek toplayacaklar. Böylece SSM’nin zengin bitki örtüsüne sahip bahçesindeki ağaçlar, bitkiler ve eserler hakkında da bilgi sahibi olmaları sağlanacak. 

DOĞAL MİNYATÜR MOBİLYALAR

Bu atölyede çocuklar, doğal yaşam ve barınak konularında araştırmalar yaparak dünyanın farklı bölgelerden örnekleri inceleyecekler. Doğal malzemelerle ürettikleri minyatür mobilyalar üzerinden yaşam alanı tasarlayacaklar. 

SSM yaz okulu - doğal minyatür mobilyalar

BAHÇEDE TAKIM OYUNLARI

Müze bahçesine kurulacak basit oyun düzeneklerinin kullanılacağı çalışmada çocukların hareket becerileri geliştirilirken sosyal ilişkilerini güçlendirmeleri hedeflenecek. Katılımcılar, problem çözümüne odaklı takım çalışmaları kapsamında işbirliği, dikkat ve koordinasyon becerileri üzerine çalışacaklar. 

ÇİÇEK MÜHÜRLERİ

Bu çalışmada çocuklar, çiçek çeşitleri hakkında bilgi edinip, öğrendiklerini oyunlarla pekiştirecek ve seçtikleri çiçeklerden mühür yapmayı öğrenecekler. Atölye kapsamında hazırlayacakları mektup ve davetiyelerde, kendi ürettikleri mühürleri kullanacaklar.   

MÜZEDE RİTİM

Dünyanın farklı yerlerinden toplanan ritim enstrümanlarının kullanılacağı çalışmada çocuklar, bu enstrümanların ait olduğu bölgeler ve kullanıldıkları müzik türleri hakkında bilgi sahibi olacaklar. Dünya müziğinden farklı ritimler çalışıp, takım çalışması ve koordinasyon becerilerine odaklanacak çalışmayla çocukların özgüvenine katkıda bulunulacak. 

FELSEFE ATÖLYESİ

Geleneksel sınıf yapısının dışında daire düzeninde bir araya gelen çocuklardan özgüven, cesaret, yaratıcılık, çevre bilinci, insan hakları, hayvan sevgisi gibi konularda hikâye, fotoğraf ve videolar kurgulamaları istenecek. Katılımcılar, bu anlatılar üzerinden kendi fikirlerini paylaşıp, sorgulama becerisi kazanacak ve yeni yaklaşımlar üretecekler. Çalışma kapsamında filozoflara ve felsefi akımlara dair bilgi vermektense, fikirlerin özgürce paylaşıldığı demokratik bir ortam oluşturularak çocukların aktif bir şekilde katılım göstermesi ve soru sorması hedeflenecek.  

Öğretim Üyelerimize Elginkan Vakfı Teknoloji Ödülü

Öğretim Üyelerimize Elginkan Vakfı Teknoloji Ödülü

Sabancı Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyeleri Özgür Gürbüz Ünlüyurt ve İbrahim Tekin, Elginkan Vakfı tarafından verilen Teknoloji Ödülü’nün sahibi oldu.

MDBF Öğretim Üyeleri Özgür Gürbüz ve İbrahim Tekin

Elginkan Vakfı tarafından Türk kültürü ve teknoloji alanındaki araştırma, çalışma ve hizmetlere destek olmak amacıyla ilk kez 2006 yılında hayata geçirilen Türk Kültürü Araştırma ve Teknoloji Ödülleri Programı her sene gerçekleştiriliyor. Bu bağlamda Teknoloji Ödülü yeni ürün veya yeni teknik ya da teknolojiye dayalı üretim süreçleri geliştirerek teknolojiye gerçek anlamda katkıda bulanan araştırmacı veya araştırmacı grubuna veriliyor.  

Özgür Gürbüz Ünlüyurt ve İbrahim Tekin, 24 Haziran 2019 Pazartesi günü düzenlenen “Elginkan Vakfı Türk Kültürü Araştırma ve Teknoloji Ödülleri” töreninde "Tam Çift Yönlü Radyo Tasarımı, Gerçeklenmesi ve Tam Çift Yönlü Ortam Erişimi" başlıklı projeleri ile Teknoloji Ödülü’nün sahibi oldu.  

Elginkan Vakfı Ödül Töreni

"Tam Çift Yönlü Radyo Tasarımı, Gerçeklenmesi ve Tam Çift Yönlü Ortam Erişimi" başlıklı projede geliştirilen özgün tek antenli tam çift yönlü radyoda 100 dB’ye varan toplam öz girişim giderimi ile, düşük ila orta güç seviyelerinde, yakın ila orta menzilde standart radyonun iki katı hızında kablosuz iletim ve S-CW FD protokolü ile kablosuz ağlar için 10 kata çıkabilen net veri hızı kazancı elde edilmiştir.

“Gürsel Sönmez Ödülleri” bu yıl 13. kez sahiplerini buldu

“Gürsel Sönmez Ödülleri” bu yıl 13. kez sahiplerini buldu

2006 yılında vefat eden Sabancı Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi, değerli bilim insanı Gürsel Sönmez anısına düzenlenen “Gürsel Sönmez Ödülleri” bu yıl 13. kez sahiplerini buldu.

Dr. Gürsel Sönmez Ödülleri

22 Haziran 2019 Cumartesi günü gerçekleşen Mezuniyet Töreni’nde, 2006 yılında vefat eden Sabancı Üniversitesi Öğretim Üyesi Gürsel Sönmez anısına düzenlenen ödüller sahiplerine verildi.

Dr. Gürsel Sönmez Araştırma Ödülü’ne öğrencimiz Abdolali Khalili Sadaghianilayık görüldü

2018- 2019 akademik yılı Dr. Gürsel Sönmez Araştırma Ödülü’ne, araştırmalarıyla Mekatronik Mühendisliği Doktora Programı 2018- 2019 Akademik yılı Bahar dönemi mezun adayı Abdolali Khalili Sadaghiani layık görüldü.

Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi tarafından her yıl oluşturulan Dr. Gürsel Sönmez ödül komitesinin detaylı değerlendirmeleri sonucu sahiplerini bulan ödüle, şimdiye kadar 171 başvuru alındı, 37 öğrencimiz ödüllendirildi. 

2018- 2019 Dr. Gürsel Sönmez Araştırma Ödülleri Komitesi

Ayesha Asloob Qureshi

Barış Balcıoğlu

Berrin Yanıkoğlu

Burç Mısırlıoğlu

Eralp Demir

Ogün Adebali

Özgür Erçetin

Selim Saffet Balcısoy

Tuğçe Yüksel 

Gürsel Sönmez ve ödül hakkında

Dr. Gürsel Sönmez 2004 Eylül ayında Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi'nde öğretim üyesi olarak göreve başladı. Çok kısa bir süre sonra, 16 Ocak 2006 tarihinde elim bir trafik kazası sonucunda aramızdan ayrıldı. Bu kısa fakat oldukça parlak ve verimli akademik hayatına ise bilim dünyasına büyük katkılar yapan çalışmalar sığdırmayı başardı.

Dr. Gürsel Sönmez'in anısını yaşatabilmek ve önemli başarılarını bizlere ve öğrencilerimize tekrar hatırlatarak örnek almamızı sağlayabilmek amacıyla, Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi tarafından her sene bir veya daha fazla lisansüstü öğrencisine gerçekleştirdikleri araştırma çalışmaları baz alınarak "Dr. Gürsel Sönmez Araştırma Ödülü" verilmektedir. Doktora öğrencileri ödüle aday gösterilebilirler. Mezun adayları ve mezunlar sadece 1 kez başvuru yapabilirler. Öğrenciler kendilerini aday gösterebildikleri gibi, bir Sabancı Üniversitesi öğretim üyesi tarafından da aday gösterilebilirler.


Sabancı Üniversitesi dünyaya yeni bir bor mineralini tanıtıyor

Sabancı Üniversitesi dünyaya yeni bir bor mineralini tanıtıyor

Sabancı Üniversitesi, Eti Maden’den aldığı destekle başlattığı uluslararası bir projeyle, toprakta bitki köklerine yavaş yavaş bor sağlayan “kolemanit” adlı yeni bir bor mineralini dünyaya tanıtıyor. Eti Maden’in ürettiği kolemanit ve beş ayrı bor gübre kaynağı, Sabancı Üniversitesi tarafından 10 farklı ülkede 15 bitki üzerinde araştırılıyor.

İsmail Çakmak
İsmail Çakmak

Dünyadaki kolemanit rezervlerinin tamamına yakını Türkiye’de bulunuyor ve dünya, kolemanit kaynağı bakımından Türkiye’ye çok büyük bir oranda bağımlılık gösteriyor. Bor yeterli düzeyde bitkisel verime ulaşmada mutlak gerekli olan bir besin elementidir. Dünya gübre endüstrisi, artık standart gübrelere bor kaynağı olarak kolemaniti katmaya başladı.

Sabancı Üniversitesi ve Eti Maden ortak bor projesi, Brezilya, Güney Afrika, Etiyopya, Uganda, Ukrayna, Hindistan, Tayland, Çin, Malezya ve Türkiye’de değişik tarla ve bahçe bitkilerinde bir yıldır devam eden proje olup, üç yıl içinde tamamlanacak. Sabancı Üniversitesi, belirtilen ülkelerde çoğunlukla üniversitelerle birlikte ortak çalışmalar yürütüyor. Bu çalışmalar, Eti Maden tarafından üretilen başta kolemanit olmak üzere 6 farklı bor kaynağının bitkiler üzerindeki etkisini, bitkisel verimi ve topraktaki dinamiğini incelemeyi kapsıyor. Bu araştırmaların bir bölümü de Ulusal Bor Araştırma Enstitüsü BOREN tarafından destekleniyor.

Kolemanit: Yeni Borlu Gübre Kaynağı

Aşağıdaki iki nedenden dolayı bitkiler kolemanit gibi yeni bor kaynağına ihtiyaç duyuyor:

1)      Bor, toprakların büyük bir bölümünde bitkilere yeteri düzeyde fayda sağlayamadan çok çabuk biçimde yıkanıp kaybolan bir elementtir.

2)      Bitkiler, çimlenmeden başlayarak meyve oluşturma aşamasına kadar toprakta az da olsa sürekli çözünür durumda bora ihtiyaç duyar.

Belirtilen iki duruma karşı kullanılabilecek en uygun borlu gübre kaynağı, kolemanit bor kaynağıdır. Kolemanit toprakta yavaş yavaş çözünerek bitkilere düzenli biçimde bor sağlayan tek borlu gübre kaynağı olarak dikkate alınıyor. Kolemanitin toprakta yavaş çözünme özelliği; hem borun topraktan yıkanıp kaybolma riskini azaltıyor,  hem de bitkiye büyüme süresi boyunca yavaş yavaş bor vererek daha iyi bir bor beslenmesi sağlıyor. Bu durum bitkilerin verimi üzerinde belirleyici bir rol oynuyor. Dünyadaki kolemanitin tamamına yakını neredeyse Türkiye’de bulunuyor ve dünya, kolemanit kaynağı bakımından Türkiye’ye çok büyük bir oranda bağımlılık gösteriyor.

Bitkiler boru neden sever; bor neden bitkiler için çok önemli:

Projenin yürütücüsü, Sabancı Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İsmail Çakmak bor mineralinin bitkiler için önemini şu şekilde anlatıyor: “Bor minerali sadece endüstriyel alanda değil, aynı zamanda bitkisel üretimde de önem taşıyor. Toprakta bor noksanlığı söz konusu olduğunda bitkilerin büyümesinde ve verim oluşturabilmesinde önemli azalmalar, duraksamalar ortaya çıkıyor. Bor bitkilerin sağlam ve stabil bir yapıya sahip olmasında vazgeçilmez bir rolü olan hücre duvarlarının en önemli yapı elemanlarından biridir. Bor besin elementi için, bitki hücre duvarının çimentosudur diyebiliriz. Bilindiği üzere, tohum ve meyve oluşumu için tozlaşma ve döllenme en önemli süreçlerdir. Bor, her iki süreci de doğrudan etkileyen bir besin elementtir. Bor, bitki içinde rahatlıkla taşınamadığından çiçek organları bor yetersizliğine karşı aşırı duyarlıdır ve bor noksanlığında özellikle meyve ağaçlarında çiçek dökülmesi sıklıkla ortaya çıkar.”

Projenin hedef aldığı ülkeler ve bitkiler aşağıda verilmektedir:

Brezilya: kahve, pamuk,  soya, şeker kamışı ve okaliptüs; Çin: kolza, domates ve çay; Güney Afrika: Bağ; Etiyopya: Kahve; Uganda: Fasulye; Ukrayna: ayçiçeği; Tayland: Pirinç/Çeltik; Hindistan: soya; Malezya: palm yağı ağaçları, Türkiye: fındık, ayçiçeği ve patates.

Projenin nihai hedeflerinden biri de, aynı gübre granülünde  %50 oranında çözünürlüğü yavaş olan kolemanit boru ve diğer % 50’sinde de çözünürlüğü kolay olan bir bor kaynağı olacak şekilde çok yeni karma bir bor gübresi oluşturmak ve dünya pazarına sunmak.

Doktora sonrası araştırmacımıza Fulbright Akademik Araştırma Ödülü

Doktora sonrası araştırmacımıza Fulbright Akademik Araştırma Ödülü

Sabancı Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi doktora sonrası araştırmacısı Özlem Karahan 2019-2020 Fulbright Akademik Araştırma Ödülü’nü almaya hak kazandı.

Özlem Karahan

Özlem Karahan, Fulbright Akademik Araştırma Ödülü ile Alüminyum-Sülfür (Al-S) bataryaların elektrokimyası üzerine çalışmalarına Massachusetts Institute of Technology (MIT)’de Prof. Donald Sadoway’in grubunda devam edecek. Alüminyum (Al) pillerin kullanımı son zamanlarda düşük maliyetli, güvenlikli ve bol miktarda Al içeren yapısı sebebiyle yeni nesil enerji depolama cihazlarında dikkat çekiyor. Bu nedenle, Alüminyum-kükürt (Al-S) kimyası, gelecek nesil elektrokimyasal enerji depolama teknolojilerinin gelişimi için oldukça ilgi çekici ve umut vericidir.

Özlem Karahan, Sabancı Üniversitesi’nde enerji ve kızılötesi uygulamaları için yeni nesil akıllı faz-geçiş nanomalzemelerin gelişiminde önemli çalışmalar yaptı. Kendisi MIT’deki görevine başlayana kadar Prof. Dr. Kürşat Şendur’un grubunda çalışmalarına devam edecek.

BADV Projesi Uluslararası Konferansta Anlatıldı

BADV Projesi Uluslararası Konferansta Anlatıldı

Sabancı Üniversitesi Kurumsal Yönetim Forumu tarafından hayata geçirilen İş Dünyası Aile İçi Şiddete Karşı (BADV) Projesi, 14 Haziran 2019’da, Tiflis’te düzenlenen Nüfus Dinamikleri ve Kanıta Dayalı Nüfus Politikaları Bölgesel Konferansı’nda anlatıldı.

Sevda Alkan

UNFPA (Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu) Gürcistan Ülke Ofisi, 2019 yılının, Uluslararası Nüfus ve Kalkınma Konferansı (ICPD) gündeminin 25.yılı, UNFPA’nın 50. Yılı ve UNFPA’nın Gürcistan’daki gelişimine verdiği desteğin 20. Yılı olması vesilesiyle bir konferans organize etti.

UNFPA Gürcistan Ülke Ofisi ve Orta Asya Bölge Ofisi tarafından, bu önemli yıldönümlerinde 14 Haziran 2019 tarihinde Tiflis’te gerçekleşen konferans; Gürcistan'daki UNFPA Ülke Ofisi, UNFPA Doğu Avrupa ve Orta Asya Bölge Ofisi ve Birleşmiş Milletler Avrupa Ekonomik Komisyonu (UNECE) tarafından Gürcistan Hükümeti İdaresi ile ortaklaşa düzenlendi.

Konferansta; yaşlanma dahil bölgedeki mevcut nüfus dinamikleri ve eğilimlerinin, bölge ülkelerinde bu dinamikleri ele alan politika ve girişimlerin durumunun daha iyi anlaşılmasını desteklemek amaçlandı. Bilimsel kanıt ve iyi uygulamalarla, bölge ülkelerinde nüfus ve kalkınma konularında kanıta dayalı ve insan merkezli politikaların güçlendirilmesi hedeflendi.

Konferansta, BADV Proje Yöneticisi Sevda Alkan, “Ülkelerden Örnekler” panelinde proje hakkında detaylı bilgi verdi. Kadının güçlendirilmesinde özel sektörün önemli bir rolü olduğunun altını çizerek, akademi ve iş dünyası iş birliğinin örneklerini sundu.

Sorumlu Araştırma ve İnovasyon Semineri

Sorumlu Araştırma ve İnovasyon Semineri

Sabancı Üniversitesi Yönetim Bilimleri Fakültesi evsahipliğinde, 1 Temmuz 2019, Pazartesi günü, Karaköy Minerva Palas’ta, “ENRICH in Brazil projesi eğitim semineri: Sorumlu Araştırma ve İnovasyon” semineri düzenlenecek.

ENRICH in Brazil

Avrupa Birliği tarafından desteklenen ve Türkiye ortağı Sabancı Üniversitesi olan Enrich-Brazil adlı uluslararası proje kapsamındaki semirde; “Sorumlu Araştırma ve İnovasyon” konusunda araştırmacı ve uzmanları bilgilendirmek amaçlanıyor.

Seminerde “Sorumlu araştırma ve inovasyonu anlamak: Etik ve Risk Yönetimi”, “Sorumlu araştırma ve inovasyon yönetim araçları: teknoloji / inovasyon değerlendirme araçları, sosyal değer ve etki / sürdürülebilirlik / sosyal sorumluluk araçları”, “Örnekler” ve “Gelecek” başlıkları üzerinde durulacak. Sorumlu araştırma ve inovasyon konusunda olanaklar, engeller ve projelerin sorumlu araştırma ve inovasyon perspektifinden değerlendirilecek.

Seminer, araştırma ve inovasyon projelerinde yer alan araştırmacı ve yöneticiler; bu tür projelere destek olan kamu kurumlarının veya finansman kurumlarının yönetici ve uzmanlarına açık olarak gerçekleşecek.

Program:

Tarih: 1 Temmuz 2019, Pazartesi

Yer:    Karaköy Minerva Palas

Saat:   09:30 – 12:30

Kayıt için: https://forms.gle/C6vgdwMHcrw54oC89

Abone ol