Alex Edmans, Kurumsal Sorumluluk ve Yatırım Getirileri Arasındaki İlişkiyi Ele Aldı

Alex Edmans, Kurumsal Sorumluluk ve Yatırım Getirileri Arasındaki İlişkiyi Ele Aldı

Sabancı Üniversitesi bünyesinde, Akbank’ın desteğiyle kurulan Finans Mükemmeliyet Merkezi (Center of Excellence in Finance - CEF) London Business School öğretim üyesi Alex Edmans’ın “Kurumsal Sorumluluk ve Yatırım Getirilerinin Artışı Arasındaki İlişki” başlıklı konuşmasına ev sahipliği yaptı.

 

Sabancı Üniversitesi'nin, Akbank’ın kurucu sponsorluğunda hayata geçirdiği, "finansta mükemmelliği" hedefleyen Finans Mükemmeliyet Merkezi (Center of Excellence in Finance - CEF) 3 Şubat 2017 Cuma günü Sabancı Center’da, London Business School öğretim üyesi Alex Edmans’ın konuşmasına ev sahipliği yaptı.

 Alex Edmans, “Kurumsal Sorumluluk ve Yatırım Getirilerinin Artışı Arasındaki İlişki” başlıklı konuşmasında, kurumsal sosyal sorumluluğun kârın beraberinde düşünülmesi gerektiğini söyledi. Kurumsal sosyal sorumluluk kavramını etik olarak şirketin ortakları dışında diğer paydaşların taleplerini de göz önüne almasi olarak tanımlayan Alex Edmans, kurumsal sosyal sorumluluğun temelinde kısa vadeli gelirin ötesine kafa yormak olduğunu belirtti. Son yıllarda kurumsal sosyal sorumluluk kavramında bir değişiklik olduğunun altını çizen Edmans, “Şirketler artık birçok faktörü göz önünde bulundurmalılar ve verdikleri bütün kararların kâr üzerindeki toplam etkisini düşünmek zorundalar” diyerek sözlerine devam etti.

Edmans, kurumsal sosyal sorumluluk şirketin bir parçası haline gelirse daha önce düşünülmesi mümkün olmayan yatırımların da yapılabileceğini belirtti. “Kurumsal sosyal sorumluluk kâra mı yol açıyor? Yoksa bir şirket zaten yüksek kâra sahip olduğu için mi kurumsal sosyal sorumluluk yapıyor?” sorularına değinen Edmans, sosyal sorumluluğu ölçmenin zorluğuna da dikkat çekti.

Konuşmasında çalışan memnuniyetine de değinen Alex Edmans, çalışan memnuniyetinin şirket değeri açısından olumlu sonuçları olduğunu ifade etti. Edmans “Çalışan memnun olduğunda daha yüksek performans gösterir ve şirkete daha bağlı olur” dedi. Alex Edmans, müşteri memnuniyetinin ise maliyetli olmasına rağmen borsada getiri sağladığının altını çizdi. Edmans, kurumsal sosyal sorumluluğa yatırım yapmanın sadece bir seçenek olmadığına, aynı zamanda verim getiren bir faaliyet teşkil ettiğine vurgu yaptı. Alex Edmans aynı zamanda şirketlerin sadece kısa vadeli parasal hedeflere odaklanıp çalışanlarına iyi davranmadıklarında piyasaya uzun vadede yeni ürün süremeyeceklerini belirtti.

 

Mülakat Simülasyonu Sabancı Üniversitesi'nde

Mülakat Simülasyonu Sabancı Üniversitesi'nde

Sabancı Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Topluluğu IES'in katkılarıyla "Interview Simulation" 13 Şubat Pazartesi günü, "MOCK INTERVIEW" 15 Şubat Çarsamba günü Sabancı Üniversitesi'nde gerçekleşecek! 

13 Şubat Pazartesi saat 17.40'da Talent Acquisition Manager Murat Yıldız tarafından Sinema Salonu'nda gerçekleştirilecek olan "Interview Simulation"da mülakatlarda yapılan doğru ve yanlış davranışlar gözlemlenecek, gerçekleşen mülakatlar ile ilgili geri bildirimler paylaşılacak. Mülakatlara katılmak için özgeçmişlerin ilkkursun@sabanciuniv.edu adresine gönderilmesi gerekmektedir.

15 Şubat Çarsamba günü gerçekleşecek ve başvuru sırasında Mühendislik ve Yönetim Bilimleri Fakültesi 3. ve 4. sınıf öğrencilerine öncelik tanınacağı Şişecam "MOCK INTERVIEW"da, katılımcı özgeçmişleri Şişecam yaz stajı / uzun dönem proje stajı için değerlendirilmeye alınacak. Mock Interview'a katılmak için özgeçmişlerin 13 Şubat Pazartesi gününe kadar uygun seans belirtilerek ygunes@sabanciuniv.edu adresine gönderilmesi gerekmektedir.  

Seans 1: 09.30-09.50
Seans 2: 10.00-10.20
Seans 3: 10.30-10.50
Seans 4: 11.00-11.20
Seans 5: 11.30-11.50
Seans 6: 13.00-13.50
Seans 7: 14.00-14.20
Seans 8: 14.30-14.50
Seans 9: 15.00-15.20


 

SUSS Kaş Eğitim Kampı'ndaydı

SUSS Kaş Eğitim Kampı'ndaydı

Sabancı Üniversitesi Su Altı Sporları ve Araştırmaları Kulübü (SUSS) Kaş Eğitim Kampı'ndaydı.

Sabancı Üniversitesi Su Altı Sporları ve Araştırmaları Kulübü 16-23 Ocak 2017 tarihleri arasında Kaş'ta 6 gün 5 gece süren bir eğitim kampı düzenledi. 


Eğitmen, kursiyer ve keyif dalıcısı olmak üzere 50 kişinin katıldığı Kaş Eğitim Kampı'nda, toplamda 14000 dakika dalış yapıldı.

Kamp öncesinde 1800 dakika teorik eğitim alan 25 kursiyerin tamamı kamp sonrasında 1* dalıcı oldu. 

“Feyhaman Duran - İki Dünya Arasında” Sergisi

“Feyhaman Duran - İki Dünya Arasında” Sergisi

Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi (SSM), 15. yılında 1914 Kuşağı’nın önde gelen temsilcilerinden Feyhaman Duran’ı, “Feyhaman Duran - İki Dünya Arasında” isimli sergiyle ağırlıyor.

Türk sanat tarihinde portreciliğin  öncüsü olan sanatçının 1000’i aşkın eseri ve kişisel eşyaları, Sabancı Holding’in katkıları ve İstanbul Üniversitesi işbirliğiyle Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi’nde sanatseverlerle buluşuyor.

Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi (SSM) kuruluşunun 15. yılında; Sabancı Holding’in katkıları ve İstanbul Üniversitesi işbirliğiyle 1914 Kuşağı’nın önde gelen temsilcilerinden Feyhaman Duran’ın (1886-1970) hayatı ve eserlerinin yer aldığı “Feyhaman Duran. İki Dünya Arasında” isimli sergisini sanatseverlerle buluşturuyor. 

Feyhaman Duran'ın dünyasını aydınlatacak, sanatçıya ait en geniş seçkinin sunulacağı sergide; sanatçının Osmanlı İmparatorluğu’ndan Cumhuriyet’e geçiş döneminde hem geleneği hem de Batı sanatını içselleştirerek ortaya koyduğu 1000’i aşkın eseri ve ressam eşi Güzin Duran’la beraber hayatının büyük bir bölümünü geçirdiği Beyazıt’taki evinden bazı bölümler; onun gündelik hayatını ve çalışma ortamını anlatan özel düzenlemeler eşliğinde sergileniyor.  Resim malzemeleri, mobilya ve hat koleksiyonundan örneklerin bir araya getirildiği bu düzenlemeler, Türkiye sanat tarihinde öncü bir konuma sahip olan ressama ve dönemine ayrıntılı bir bakışı mümkün kılıyor. Feyhaman Duran’ın “özel koleksiyonu” olarak da adlandırılabilecek tablolarından yapılan seçkide sanatçının en çok tanındığı portre alanındaki çalışmalarının yanı sıra peyzaj, natürmort ve poşadları da yer alıyor. 

Sabancı Üniversitesi Kurucu Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı serginin açılışı nedeniyle düzenlenen basın toplantısında yaptığı konuşmada şunları söyledi: “15. yılımıza kendi değerlerimize sahip çıkarak, bu topraklardan yetişen bir sanatçıyla başlamak istedik. Ayrıca, bu sergiyi iki akademik kurumu bir araya getirmesi açısından da çok önemsiyoruz.  Feyhaman Duran, hem Osmanlı hem de Cumhuriyet dönemini yaşamış bir sanatçı. Dolayısıyla, bu sergiyi sadece Feyhaman Duran’ın eserlerini ve yaşamını değil, ülkemizi, geçmişimizi de yakından tanıma, anlama fırsatı olarak görmemiz gerekiyor. Bildiğiniz gibi, Sakıp Sabancı Müzesi, en genç üniversitelerden birine, Sabancı Üniversitesi’ne ait bir üniversite müzesi. Bu serginin hayata geçmesi ise, ülkemizin en köklü üniversitesi İstanbul Üniversitesi sayesinde mümkün oldu. Dolayısıyla, bu kadar köklü bir kurum, kendisine kıyasla oldukça genç bir kurumun tecrübesine güvendi ve bu iki akademik kurum arasında örnek bir işbirliği gerçekleşti. İstanbul Üniversitesi sanatçının hem eserlerini hem de kişisel eşyalarını büyük bir cömertlikle bizlerle paylaştı. İki üniversitenin sanat konusundaki bu yakın ve yapıcı çalışmasının diğer kurumlara da ilham vermesini temenni ediyorum. Ülke olarak, zor günlerden geçiyoruz. Bu zorlukları aşmanın eniyi yolunun, her zamankinden daha çok çalışmak ve üretmek olduğuna inanıyoruz. Sanat da böyle günlerde daha da anlam kazanıyor. Çünkü, sanat birleştiriyor, iyileştiriyor, güzelleştiriyor; geçmişimizi ve bugünümüzü anlamanın yeni yollarını gösteriyor”. 

Sergiyle ilgili bilgi veren Müze Müdürü Dr. Nazan Ölçer, “Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi’nde kapsamlı bir Feyhaman Duran sergisi yapmaktan, müzemizin kuruluşunun 15. yılına bu dev sergiyle adım atmış olmaktan büyük mutluluk duyuyoruz. Geçtiğimiz sene doğumunun 130. yılı olan Feyhaman Duran'ın eserlerini şimdiye kadar hiç olmamış bir sayı ve içerik zenginliğinde sunabilmemizi, en başta İstanbul Üniversitesi‘yle yaptığımız işbirliğine borçluyuz.  Sanatçının sağlığında verdiği kararla intifa hakkı eşinde kalmak koşuluyla, evini içindeki tüm eşya ve diğer varlıklarla beraber korunması amacıyla İstanbul Üniversitesi’ne bağışlaması ve bir süre sonra eşinin de vefatı, Üniversite’yi sadece ev, eşyalar ve resimlerin değil, uzun bir ömrün geride bıraktığı akla gelecek tüm izleri de barındıran bir dünyanın sahibi yaptı. Bugün sergilemekte olduğumuz koleksiyon bu nedenlerle farklı bir değer taşıyarak, bizleri sanatçının, çok özel dünyasına götürüyor. Koleksiyon içinde bulunan ve belki de sanatçının eşi dışında kimseyle paylaşmadığı yüzlerce poşad ise bize onun çalışma sistemini anlatacak değerli bir rehber olarak ilk kez sergileniyor. 

Sergimizin hazırlık sürecinde 1886 yılında aydın bir Osmanlı ailesi içinde doğan Feyhaman Duran’ın yaşam öyküsünü adım adım, İstanbul’un geleneksel atmosferinden dönemin “alafranga” dünyasına, Beyoğlu’na kadar izledik. Sanatçının doğduğu, yetiştiği yılların İstanbul’unu yurtdışı kaynaklarda elde ettiğimiz belgesel filmlerle yansıtmaya çalıştık. Onun yeteneğinin akademik bir süreçte değerlendirildiği asıl yer olan Paris’teki eğitim kurumlarını, École des beaux-arts ve Académie Julian'ı; oradaki muhtemel yaşamını, gönderildiği bu farklı âlemi anlamak için de 1910'ların Paris'ini sokak sokak, mahalle mahalle gösteren görüntüleri yine yurtdışındaki farklı kurumlardan, arşiv ve film müzelerinden elde ettik. İstanbul'un en eski ve özgün semtlerinden Beyazıt’ta bulunan ve onlara sanatçının eşi Güzin Duran'ın dedesi ünlü hattat Yahya Hilmi Efendi'den kalan mütevazı ahşap evde Feyhaman ve Güzin Duran'ın uzun yıllar yaşadıkları, küçük bahçesine inşa ettikleri atölyede beraberce çalıştıkları yuvalarını müzemiz salonuna taşıyarak, ziyaretçilerimizin onların özel dünyasını tanımasını arzu ettik. 

Feyhaman Duran’ın hayatı ve eserleri üzerinden bir döneme ışık tutma amacı doğrultusunda belgesel gösterimleri, konferanslar ve çocuklara yönelik atölyeler gibi yan programlarla desteklenecek sergide belge niteliğinde fotoğraflar da yer alıyor. Duran’ın sanatının farklı dönemlerini irdeleyen makalelerin yanı sıra sanatçının Paris’e gitmesine vesile olan Hıdiv Ailesi’nin Osmanlı’nın son döneminde kültür sanat dünyasındaki rolünün irdelendiği bir araştırmanın yer alacağı sergi kataloğu da, sanatçıya dair temel kaynaklardan biri olarak sergiye eşlik ediyor. 

Feyhaman Duran’ın sanatı, Osmanlı İmparatorluğu’nun son yıllarından Cumhuriyet’e geçiş aşamasını aktaran niteliğiyle söz konusu dönemin  tüm çatışma ve gelişmelerini de gözler önüne seriyor. Sergi, çöküş yıllarını yaşayan bir imparatorluktan, sanat dünyasının beşiği Paris’e giden, yurda dönüşünde ise kendini keskin bir dönüşümün ortasında bulan Duran’ın bu yolculuklarının, sanatını nasıl şekillendirdiğini yansıtıyor ve böylece Osmanlı İmparatorluğu’ndan Cumhuriyet’e geçişin yaşandığı döneme de resim tarihi üzerinden ışık tutmayı amaçlıyor. 

Tüm yaşamı boyunca Doğu ile Batı’yı aynı anda deneyimlemesinin etkilerini sanat pratiğine yansıtan Feyhaman Duran, Cumhuriyet Türkiyesi’nde portrelere duyulan ihtiyaçtan dolayı en çok bu alandaki işleriyle anılıyor olsa da natürmort, peyzaj gibi farklı türlerde de aynı üretkenlikte pek çok eseri bulunuyor. 

Bu anlamda Duran’ın portrelerinin yanı sıra, Paris’teki eğitimi sırasında ilk kez canlı modelden çalıştığı nü eserleri, farklı bölge ve mekânları tasvir ettiği peyzajları ve hat levhalarının obje olarak yer aldığı natürmortları da sanatçının farklı türlerdeki çalışmalarının günışığına çıkartılması hedefiyle sergideki yerini alıyor. 

Türk sanat tarihinin öncü ismini sanatseverlerle bir araya getiren “Feyhaman Duran. İki Dünya Arasında” başlıklı sergi 30 Temmuz’a kadar Sabancı Üniversitesi SSM’de sanatseverleri bekliyor.

 

 

Bahattin Koç HaberTürk “Teke Tek” Programı’nda

Bahattin Koç HaberTürk “Teke Tek” Programı’nda

Öğretim Üyemiz Doç. Dr. Bahattin Koç HaberTürk “Teke Tek” Programı’nda

Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Endüstri Mühendisliği Programı Öğretim Üyemiz Bahattin Koç, 3D Yazıcı ile Aort Damar Dokusu Basımı projesi ile ilgili, 5 Şubat 2017, Pazar günü saat 21:00’de HaberTürk “Teke Tek” programında Fatih Altaylı’nın sorularını cevapladı.

Bahattin Koç’un yanı sıra, Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Ömer Özkan ile Fütürist Ufuk Tarhan‘ın da katıldığını Teke Tek programının yayın kaydını izlemek için tıklayın.

Özgür Demirtaş CNN Türk'te

Özgür Demirtaş CNN Türk'te

Öğretim Üyemiz Prof. Dr. Özgür Demirtaş CNN Türk'te

Sabancı Üniversitesi Yönetim Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi ve Finans Kürsü Başkanı Prof. Dr. Özgür Demirtaş, 5 Şubat 2017, Pazar günü saat 10:00'da CNN Türk kanalında "Hakan Çelik ile Hafta Sonu" programına konuk oldu. Program kaydını izlemek için tıklayın.

Malzeme Bilimi ve Mühendisliği 2009 Yüksek Lisans Mezunumuz Canan Dağdeviren’e Güçlü Kadın Ödülü

Malzeme Bilimi ve Mühendisliği 2009 Yüksek Lisans Mezunumuz Canan Dağdeviren’e Güçlü Kadın Ödülü

Malzeme Bilimi ve Mühendisliği 2009 Yüksek Lisans Mezunumuz Canan Dağdeviren’e Güçlü Kadın Ödülü  

Malzeme Bilimi ve Mühendisliği 2009 Yüksek Lisans Mezunumuz Canan Dağdeviren, Arya Kadın Yatırım Platformu’nun bu yıl üçüncüsü verilen “Fatoş Büyükkuşoğlu Güçlü Kadın Ödülü 2016”nın sahibi oldu.

Canan Dağdeviren - Sabanci Üniversitesi Malzeme Bilimi ve Mühendisliği 2009 Yüksek Lisans Mezunu

Sabancı Üniversitesi Öğretim Üyesi Özge Akbulut’un da panelist olarak katıldığı ödül töreni 7 Şubat 2017 tarihinde Adana’da gerçekti.

Canan Dağdeviren - Sabanci Üniversitesi Malzeme Bilimi ve Mühendisliği 2009 Yüksek Lisans Mezunu

Canan Dağdeviren

Canan Dağdeviren 4 Mayıs, 1985’te İstanbul’da doğan Canan Dağdeviren, Haziran 2007’de Hacettepe Üniversitesi Fizik Mühendisliği’nden mezun oldu.

Haziran 2009’da Sabancı Üniversitesi Malzeme Bilimi ve Mühendisliği Programı’nda yüksek lisans eğitimini tamamladı ve aynı yıl Fulbright Doktora Bursu’nu kazanarak The University of Illinois at Urbana, Champaign’de (UIUC) Malzeme Bilimi ve Mühendisliği bölümde doktora eğitimine başladı. Prof. John A. Rogers danışmanlığında fizik, elektronik, kimya, malzeme, mekanik ve tıp alanlarının kapsamına giren esnek ve katlanabilir, vücut içine ve deri üstüne yapıştırılabilir/giyilebilir elektronik aletler üzerinde çalışmalar yaptı. 2014-2016 yılları arasında doktora sonrası çalışmaları için MIT’de şu ana kadar tarihte en çok referans edilmiş mühendis olan, Prof. Robert Langer ile çalıştı.

Dr. Dağdeviren Aralık, 2014’te Harvard Üniversitesi'nin Genç Akademi Üyesi (Junior Fellow of Harvard) seçildi. Tarihte bu ödülü Türkiye’den kazanan ilk kişi olan Dr. Dağdeviren, Senior Fellow’lar tarafından verilen en yüksek oyu aldı.

Canan Dağdeviren’in 26 makalesi, 5 patenti ve 35'un üstünde ulusal ve uluslararası ödülü bulunuyor. Gençlerin Nobel’i olarak adlandırılan Science&SciLifeLab Ödülü’nü tıp alanında kazandı ve İsveç’in Stockholm şehrinde ödülünü aldı. Aynı zamanda Nobel Ödülü Töreni’ne de davetli olarak katıldı. 2017’de American Academy of Achievement’in Türkiye’den seçilen ilk Innovasyon ve Teknoloji Delegesi oldu.

Çalışmalarına, MIT Media Lab’da kendi araştırma grubunu kurmuş bir akademisyen olarak araştırmalarına devam ediyor.

İstanbul, Toplumsal Cinsiyet ve Göç Üzerine Cins Söyleşi

İstanbul, Toplumsal Cinsiyet ve Göç Üzerine Cins Söyleşi

Sabancı Üniversitesi Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Çalışmaları Mükemmeliyet Merkezi'nin yürüttüğü Cins Adımlar: Toplumsal Cinsiyet ve Hafıza Yürüyüşleri projesi kapsamında düzenlenen “Cins Söyleşiler”in üçüncüsü 4 Şubat 2017 Cumartesi günü, Karaköy Minerva Palas'ta gerçekleşti.

Cins Söyleşi: İstanbul, Toplumsal Cinsiyet ve Göç” isimli panelde İnsan Kaynağını Geliştirme Vakfı’ndan Alp Biricik, akademisyen Ayşe Devrim Başterzi, Kadınlarla Dayanışma Vakfı’ndan Özge Burak ve Kadın Kadına Mülteci Mutfağı Gönüllüleri’nden Songül Yarar Dede ve Meryem Hamd konuşmacı oldular.


İnsan Kaynağını Geliştirme Vakfı’ndan Alp Biricik konuşmasına göç ve göçle ilgili kavramların tanımlarını yaparak başladı. Ali Biricik düzensiz göç üzerinden Suriyeliler ile yapılan çalışmaya değindi. Türkiye’nin transit ülke olduğuna dikkat çeken Biricik, şu anda dünyada inanılmaz bir göç yaşandığını da sözlerine ekledi. Ali Biricik, göçün beraberinde yeni dünya sınırlarını da getirdiğine dikkat çekti. 2014 yılından bu yana Suriyelilerle çalıştığını ifade eden Ali Biricik, konuşmasını da Suriyeli mülteciler ile ilgili bilgiler vererek sürdürdü. Özellikle babaların çalışmayıp evde oturması ve çocukların çalışmasının toplumsal cinsiyet rollerini değiştirdiğini söyledi. Çocukların para kazandıkları için evde söz hakkına sahip olduklarını ve babaların otoritelerinin sarsıldığını sözlerine ekledi.

Akademisyen Ayşe Devrim Başterzi de konuşmasınıSuriyelilerle kurduğu komşuluk ilişkisi üzerine gerçekleştirdi. Oturduğu sokakta açılan restoranları örnek veren Ayşe Devrim Başterzi, buralarda ilk önce erkeklerin çalıştığını, kendisinin de kadınları sorduğunu söyledi. Düzenlenen Türkçe kurslarında birkaç kere kadınlarla buluştuğunu belirten Başterzi, onlara psikiyatr olarak da destek olmaya başladığını ifade etti. Travmaların bazen insanların hayatlarının daha iyiye gitmesini sağladığını belirten Ayşe Devrim Başterzi, bu noktada göç yollarında yaşanan travmanın ve sosyal desteğin öneminden söz etti. Göç eden insanlar için aileleriyle birlikte gelmenin, kampta kalmanın ve aynı dilin konuşulduğu ülkede yaşamanın sağladığı iyileştirici etkiye de dikkat çekti.

İnsanların göçün getirdiği travmlarla baş etme şeklinin dörde ayrıldığını belirtti. Bunlar; evsahibi kültüre daha çabuk adapte olma, asimilasyon – kişinin evsahibi ülkenin kültürünü seçmesi, seperasyon – evsahibi ile çok temasta bulunmama ve ekonomik nedenlerle yaşanan göçlerde marjinalleşme olarak sıraladı.

Ayşe Devrim Başterzi kültürün kadın odaklı olduğuna dikkat çekerek, kültürün taşıyıcısının kadınlar olduğunu söyledi. Ayşe Devrim Başterzi “Suriyeli bir erkekle Türkiyeli bir erkeği giyiminden ayırt edemiyoruz ama Suriyeli kadınları hemen farkediyoruz. Bu nedenle kadınlar daha çok ayrımcılığa uğruyor” dedi. Ayşe Devrim Başterzi eşdeğer ve saygılı olunduğu zaman yaraları birlikte sarabileceğimizi söyledi.

Kadınlarla Dayanışma Vakfı’ndan (KADAV) Özge Burak konuşmasında KADAV’ın etkinliklerinden bahsettti. Özge Burak yardım alanlarla sivil toplum kuruluşları arasında duygusal bağ kurmanın önemine değindi.

Kadın Kadına Mülteci Mutfağı Gönüllülerinden Suriyeli Meryem Hamd konuşmacı oldular. Suriyeli Meryem Hamd Türkiye’ye ilk geldiği zamanlarda yaşadığı sıkıntıları dile getirdi. Dil öğrendikten ve Kadın Kadına Mülteci Mutfağı Gönüllüleri ile tanışarak bir iş öğrendikten sonra geçmişteki sıkıntılarının bittiğini söyledi.

Kadın Kadına Mülteci Mutfağı Gönüllüleri’nden Songül Yarar Dede de konuşmasında dayanışmanın önemini dile getirdi. Suriyeli kadınların zor durumda oldukları için daha çabuk örgütlenebildiklerini belirtti.

 

 

“Köhne” Bizans’ın “İhtişamlı” Tarihi SSM’de

“Köhne” Bizans’ın “İhtişamlı” Tarihi SSM’de

Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi’nde Yetişkin Eğitimleri Bizans Tarihi ile devam ediyor…

“Köhne” Bizans’ın “İhtişamlı” Tarihi SSM’de


Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi (SSM)’nin ev sahipliğinde yetişkin eğitimlerinin bir parçası olarak düzenlenen ve Bizans tarihine odaklanan akademik seminer programı, “Köhne” Bizans’ın “İhtişamlı” Tarihi başlığıyla 8 Şubat’ta başladı. 15 ve 22 Şubat tarihlerinde devam edecek.

Boğaziçi Üniversitesi akademisyenlerinden Doç. Dr. Koray Durak’ın anlatımıyla 3 hafta sürecek program, Roma’nın devlet yönetimi ile Yunan dili ve Hıristiyanlık dininin temel özelliklerini birleştiren bir kültürün taşıyıcısı olan Bizans dünyasına genel bir giriş niteliğinde. Durak, milattan sonra 4. yüzyıldan 1453 yılına kadar Doğu Akdeniz’in en önemli aktörlerinden biri olan Bizans İmparatorluğu’nun Akdeniz’e damgasını vuran tarihini ve söz konusu sentezin nasıl oluştuğunu anlatıyor.

Üç bölümden oluşan ve devlet, toplum, din temaları çerçevesinde önyargılardan ve basite indirgemelerden uzak bir Bizans tarihinin yorumlandığı seride; antik dünyanın devamı niteliğindeki “Erken Bizans dönemi”, Orta Çağ’ın başlaması ile yeni bir kimliğin ortaya çıktığı “Orta Bizans dönemi” ile Latin ve Türk dünyası arasında sorunlara farklı çözümlerin arandığı “Geç Bizans dönemi” ele alınıyor.  

Program:

8 Şubat

10:30-12:30

15 Şubat

10:30-12:30

22 Şubat

10:30-12:30


*Eğitim programına katılım ücretli olup, öğretmen ve öğrencilere indirim uygulanıyor.


Ayrıntılı bilgi için: www.sakipsabancimuzesi.org, 0 (212) 277 22 00 (dahili:124) / aldemir@sabanciuniv.edu

 

“Girişimlerin Ulusal ve Uluslararası Pazarlara Açılmasını Destekleyici Kuluçka Merkezi”

“Girişimlerin Ulusal ve Uluslararası Pazarlara Açılmasını Destekleyici Kuluçka Merkezi”

Sabancı Üniversitesi Girişimcilik Kurulu, Girişimcilik Vakfı ve Siemens Türkiye A.Ş’nin kurumsal desteklerinin yanı sıra İstanbul Kalkınma Ajansı’nın finansal desteğiyle “Girişimlerin Ulusal ve Uluslararası Pazarlara Açılmasını Destekleyici Kuluçka Merkezi” başlıklı projesini başlattı.


Projenin lansmanı 31 Ocak 2017 Salı günü Impact Hub’daki yeni şehir ofisinde düzenlendi. Lansman’da sırasıyla Sabancı Üniversitesi Girişimcilik Kurulu Direktörü Dilek Çetindamar, Inovent Genel Müdürü Merih Pasin, Girişimcilik Vakfı Genel Müdürü Mehru Aygül, Sabancı Üniversitesi Girişimcilik Kurulu’ndan Naci Kahraman, String Ventures’tan Emrah Yalaz konuşmacı oldular. Konuşmaların ardından SUCool girişimcilerinin konuk olduğu “Hızlandırma Programlarının Girişimcilere Katkıları” paneline geçildi.

Sabancı Üniversitesi Girişimcilik Direktörü Dilek Çetindamar konuşmasında Sabancı Üniversitesi’nin ilk günden başlayarak girişimci öğrenciler yetiştirmeye çaba gösterdiğinin altını çizdi ve “Sabancı Üniversitesi’nin DNA’sında girişimci olmak var. Biz sürekli yenilik yapmaya çalışıyoruz. Yaptığımız birçok ilk var” dedi. Türkiye’deki girişimcilik ekosistemindeki sorunlara değinen Dilek Çetindamar, bu proje kapsamında teknoloji tabanlı girişimcileri özellikle global pazarlara hazırlamayı hedeflediklerini belirtti.

Inovent Genel Müdürü Merih Pasin, Türkiye’nin Avrupa İnovasyon ve Küresel Rekabetçilik endekslerindeki sıralamalarına değinerek sözlerine başladı ve Küresel Rekabetçilik Endeksi’nde Türkiye’nin daha yukarılarda olabilmesi için girişimcilik faaliyetlerine daha çok önem verilmesi gerektiği belirtti.

Girişimcilik Vakfı Genel Müdürü Mehru Aygül konuşmasında vakfı tanıttı ve 17-24 yaş arası gençlere yönelik düzenledikleri “Fellow” projesi hakkında bilgi verdi.

Sabancı Üniversitesi Girişimcilik Kurulu’ndan Naci Kahraman SUCool’un bugüne kadar yaptığı faaliyetler ile ilgili bilgi verdi. 2017 faaliyetlerini Startup Globe başlığı altında yürütüceklerini söyledi. Naci Kahraman proje kapsamında teknoloji tabanlı 20 start-up’a hızlandırma ve ön kuluçka desteklerini verecekleri, SUCool’un zengin mentor ve yatırımcı network’ündan faydalanma imkanı sunacaklarını, İstanbul’da iki demoday organize edeceklerini ve global pazarlara açılmak isteyen start-up’lar için Silikon Vadisi ve Londra’da birer haftalık uluslararası girişimcilik kampı düzenleyeceklerini ifade etti.

String Ventures’tan Emrah Yalaz konuşmasında girişimcilere kendi tecrübelerini aktardı. Emrah Yalaz özellikle global pazarlara açılmak isteyen start-up’lar için takım çalışmasının ve ekip kültürünün her şeyden önemli olduğunu ifade etti. Müşterilerin gerçek bir sorununu çözen iş fikirlerinin sundukları değer önerisi itibariyle rakiplerine oranla daha çok büyüme potansiyeli barındıracağını belirten Emrah Yalaz, doğru zamanda pazara çıkmanın ve hızlı hareket etmenin en önemli rekabet avantajı olacağı söyledi.

Moderatörlüğü Sabancı Üniversitesi Girişimcilik Kurulu’ndan Ali Erhat Nalbant’ın üstlendiği panelde Mental-up’tan Reşit Doğan, Shopier’den Can Ozan Süner, Fazla Gıda’dan Olcay Silahlı ve String Ventures’tan Emrah Yalaz konuşmacı oldular. Panelde “Hızlandırma Programlarının Girişimcilere Ne Tür Katkıları Olabileceği” konusu tartışıldı. Panelistler hızlandırma programının temel etkileri ve kendi işlerine kattığı değer hakkında konuştular.

“Girişimlerin Ulusal ve Uluslararası Pazarlara Açılmasını Destekleyici Kuluçka Merkezi” Projesi Hakkında:

İstanbul Kalkınma Ajansı (İSTKA) 2016 yılı Girişimcilik Mali Destek Programı; İstanbul’da girişimcilik kültürünün geliştirilmesi, yenilikçi ve yaratıcı girişimciliğin yaygınlaştırılması ve girişimcilik ekosisteminin güçlendirilmesi ile İstanbul’ın küresel rekabet gücünün arttırılarak ekonomik ve sosyal kalkınmasına katkıda bulunmayı amaçlıyor.  

​Proje sayesinde Sabancı Üniversitesi’nin yürütücülüğünde İstanbul 4. Levent’te teknoloji girişimcilerine yönelik hızlandırma ve kuluçka merkezi kurulmuş oldu. Girişimcilik Vakfı ve Siemens de projenin ortakları ve kuluça merkezinin destekçileri arasında yer alıyor.

 ​Merkezde iki farklı dönemde verilecek olan eğitim ve mentörlük desteği için çağrı ile girişimci başvuruları alınacak. Bunlardan elemeyi geçen 20 girişimciye hızlandırma eğitimleri verilecek, iş modeli validasyonu ve müşteri geliştirme süreçlerinde mentorluk desteği sağlanacak ve global pazarlara açılma hedefi olan girişimciler Silikon Vadisi ve Londra’daki uluslararası girişimcilik kamplarına katılma imkanı bularak dünyanın en gelişmiş girişimcilik ekosistemlerindeki yatırımcılar ve potansiyel müşterilerle tanışacaklar. Ayrıca 2017 yılı boyunca şehir ofisinde Yatırımcı-Girişimci Buluşmaları, Tecrübe Paylaşım Etkinlikleri ve Girişimcilik Buluşmaları düzenlenecek.

​Bu destek ile Sabancı Üniversitesi, girişimcilik alanındaki akademik birikimini ve başarılı uygulama tecrübelerini İstanbul girişimcilik ekosistemi paydaşlarına sunma imkanı bulacak.

 

Abone ol