Sabancı Üniversitesi öğrencilerine özel Lisansüstü Programları Tanıtım Günleri

Sabancı Üniversitesi öğrencilerine özel Lisansüstü Programları Tanıtım Günleri

Sabancı Üniversitesi öğrencilerine özel Lisansüstü Programları Tanıtım Günleri  

Sabancı Üniversitesi öğrencilerine özel olarak düzenlenen Lisansüstü Programları Tanıtım Günleri 9-10 Mart 2017 tarihinde YBF G013-14'te gerçekleşecek. 

 

9 Mart Perşembe günü başlayacak ve iki gün sürecek olan Lisansüstü Programları Tanıtım Günleri'nde, Sabancı Üniversitesi öğrencilerine Profesyonel YL programları ve Tezli Lisansüstü programları hakkında bilgi verilecek. 

Sabancı Üniversitesi öğretim üyelerinin yapacakları tanıtım sunumlarının ardından düzenlenecek soru cevap kısmı ile öğrenciler, program başvuru tarihleri ve koşulları, önceden alabilecekleri dersler gibi merak ettikleri bir çok sorunun cevabına ulaşabilecekler.  

Tarih: 9 – 10 Mart 2017

Yer: Yönetim Bilimleri Fakültesi G013-14   

Lisansüstü Programları Tanıtım Günleri Programı aşağıdaki gibidir:  

9 Mart 2017 Perşembe

Profesyonel YL Programları

09.30 – 10:00:

MBA Programları (EMBA – PMBA – Full Time MBA)

(Yusuf Soner)

10.00 – 10:30:

Finans Yüksek Lisans Programı (Yusuf Soner)

10:30 – 11:00:

Veri Analitiği (H. Sait Ölmez)

11:00 – 11:30:

Bilişim Teknolojileri (H. Sait Ölmez)

11:30 – 12:00:

Enerji Teknolojileri ve Yönetimi (Murat Kaya)

12.00 – 13.00 Öğle Yemeği Arası

13:00 – 13:30:

Marka Pratikleri (Fisun Bargu Soner)

13:30 – 14:00:

Bilişim Teknolojileri (Altuğ Tanaltay – Ahmet Demirelli)

14:00 – 14:30:

Enerji Teknolojileri ve Yönetimi (Murat Kaya)

10 Mart 2017 Cuma

Tezli Lisansüstü Programları

09.30 – 10:00:

İş Analitiği (Raha Akhavan Tabatabaei)

10.00 – 10:30:

Malzeme Bilimi ve Nano Mühendisliği  (Özge Akbulut)

10:30 – 11:00:

Endüstri Mühendisliği (Tonguç Ünlüyurt)

11:00 – 11:30:

Fizik (Emrah Kalemci)

11:30 – 12:00:

Bilgisayar Bilimi ve Mühendisliği (Esra Erdem)

12.00 – 13.00 Öğle Yemeği Arası

13:00 – 13:30:

Elektronik Mühendisliği (Özgür Erçetin)

13:30 – 14:00:

Matematik (Kağan Kurşungöz)

14:00 – 14:30:

Mekatronik Mühendisliği (Ali Koşar)

14:30 – 15:00:

Üretim Mühendisliği (Erhan Budak)

15:00 – 15:30:

Moleküler Biyoloji, Genetik ve Biyomühendislik

(Selim Çetiner)

 

 

İş ve sanat dünyasının ünlü isimleri IMIS’17 PASSION’da gençlerle buluştu

İş ve sanat dünyasının ünlü isimleri IMIS’17 PASSION’da gençlerle buluştu

İş ve sanat dünyasının ünlü isimleri IMIS’17 PASSION’da gençlerle buluştu...


Sabancı Üniversitesi öğrenci kulüplerinden Endüstri Mühendisliği Topluluğu (IES) tarafından bu sene 11.’si düzenlenen IMIS (International Management and Industrial Engineering Summit), 4-5 Mart 2017 tarihlerinde, İstanbul ve farklı şehirlerden 600’ü aşkın misafirin katılımıyla gerçekleşti. Bu yıl ‘tutku’ temasıyla, Sabancı Üniversitesi Gösteri Merkezi’nde düzenlenen "IMIS’17 Passion"da iş dünyasından üst düzey yöneticiler, alanlarında uzman isimler ve ünlü oyunculardan oluşan konuşmacılar; kişisel ve profesyonel hayatta tutkularını nasıl gerçekleştirdiklerini katılımcılara aktardılar.

İki gün süren etkinliğin birinci gününde IMIS ana sponsoru QNB Finansbank İK Genel Müdür Yardımcısı Hakan Alp, Monier Braas CEO'su Daniş Navaro, L'oreal Türkiye CMO'su Beyza Kapu, Lidyana.com CEO'su Hakan Baş, oyuncu İlker Kaleli ile IMIS altın sponsoru Vestek ve Vestel Ventura’nın Genel Müdürü Metin Salt konuşmacı oldular. Etkinliğin ikinci gününde ise Eczacıbaşı Sağlık Grubu Başkanı Elif Çelik, Unilever Gebze Fabrika yöneticilerinden Selim Tansuğ, Sabancı Üniversitesi Yönetim Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi ve Finans Kürsü Başkanı Özgür Demirtaş, IMIS gümüş sponsoru Daikin’in CEO'su Hasan Önder, Boston Consulting Group Yönetici Ortağı Çağrı Oğan ve oyuncu Berrak Tüzünataç konuşma yaptılar.

Konuşmacılar, çoğunluğu üniversite öğrencilerinden oluşan dinleyicilere kariyer planları ve esas tutkularını keşfetme yolunda kendi deneyimlerini aktararak yol göstermeye çalıştı. Etkinliğin ilk konuşmasını gerçekleştiren QNB Finansbank İK Genel Müdür Yardımcısı Hakan Alp'in "tutkuyu iş yapış şekline yansıtmak" üzerine yoğunlaşan konuşmasını, Monier Braas CEO'su Daniş Navaro'nun "Kariyer ve Varoluş" isimli kitabında da yer verdiği, başarıyı felsefik bir açıdan ele alan konuşması takip etti. L'oreal Türkiye CMO'su Beyza Kapu, "Şu anki başarımı önemli ölçüde üniversite hayatıma borçluyum." diyerek öğrencilere mutlaka kulüplerde aktif rol almayı ve Erasmus gibi yurtdışı deneyimleri tatmalarını tavsiye etti. Lidyana.com CEO'su Hakan Baş'ın "tutkulu bir girişimci" olarak sürdürdüğü başarılı hikayesini paylaştığı seminer, oyuncu İlker Kaleli'nin DJ'likten Londra'da oyunculuk eğitimi almaya uzanan hikayesiyle devam etti. İlker Kaleli, IMIS gibi üniversite buluşmalarına çok önem verdiğini belirtip "Tutkuyu yetenekten ve aşktan ayırmak gerek. Yaptığı işin içine her gün yeniden doğan insanlar işini gerçekten tutkuyla yapan insanlardır." diyerek oyunculuğu nasıl tutkuyla sürdürdüğünü anlattı. IMIS’in ilk günü Vestek ve Vestel Ventura Genel Müdürü Metin Salt’ın konuşmasıyla sona erdi.

QNB Finansbank İK Genel Müdür Yardımcısı Hakan Alp

L'oreal Türkiye CMO'su Beyza Kapu

Vestek ve Vestel Ventura Genel Müdürü Metin Salt

oyuncu İlker Kaleli

IMIS’17 Passion’ın ikinci günü yine her biri farklı uzmanlık alanlarına ve tutkulara sahip konuşmacılarla devam etti. Eczacıbaşı Sağlık Grubu Başkanı Elif Çelik’in sağlık alanında eğitim alıp bu uzmanlığını nasıl iş dünyasıyla birleştirebildiğini katılımcılara aktarmasıyla başladı. Unilever Gebze Fabrika yöneticilerinden Selim Tansuğ’un iş hayatındaki deneyimlerinden ve kapıdaki teknolojik gelişmelerden yola çıkarak özgün kariyerlerimizde bizi nelerin bekleyeceğini anlattı. Sabancı Üniversitesi Yönetim Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi ve Finans Kürsü Başkanı Özgür Demirtaş, ülkeler arası ekonomi, teknolojinin gücünü gerçekten anlamak ve gelecekte bizi bekleyenlere hazırlanmak üzerine kurduğu sunumu ile katılımcıların beğenisini topladı.

Eczacıbaşı Sağlık Grubu Başkanı Elif Çelik

Sabancı Üniversitesi Yönetim Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi ve Finans Kürsü Başkanı Özgür Demirtaş 

İkinci günün devamında Daikin CEO'su Hasan Önder’in küçük bir şirketle başlattığı kariyerini nasıl bir dünya devi ile birleştirebildiğinden ve iş dünyasında yabancı kültürlerle çalışmanın farklılığından bahsettiği ilk panelden sonra, Boston Consulting Group Yönetici Ortağı Çağrı Oğan problem çözme tutkusu ile yöneldiği strateji danışmanlık kariyerinden bahsederek dinleyicilere hızla değişen dünyada fark yaratmak için vizyonlarına yatırım yapmalarının şart olduğunu anlattı. IMIS’17 Passion’ın son konuşmacısı oyuncu Berrak Tüzünataç oldu. Söyleşi şeklinde gerçekleşen konuşmada Tüzünataç konuklardan gelen soruları cevapladı ve "Benim için tutku, hayatın ta kendisidir." diyerek oyunculuğa uzanan serüvenini anlattı.

Daikin CEO'su Hasan Önder

Oyuncu Berrak Tüzünataç

Sabancı Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Topluluğu (IES) tarafından organize edilen etkinlik sonrasında katılımcılara sertifikaları takdim edildi.

IMIS'17 Passion videosu yayında

IMIS'17 Passion videosunu buradan izleyebilirsiniz.

Sabancı Üniversitesi 14. Sırada

Sabancı Üniversitesi 14. Sırada

Sabancı Üniversitesi 14. Sırada

Times Higher Education (THE), 2016-2017 Dünyanın En İyi Üniversiteleri sıralamasında yer alan, öğrenci sayısı beş binin altında olan ve sanat ve beşeri bilimler, tıp ve sağlık, mühendislik ve teknoloji, fizik bilimleri, yaşam bilimleri ve sosyal bilimler alanlarının en az 4'ünde eğitim ve araştırma faaliyetlerini yürüten “Dünyanın En İyi Küçük Üniversiteleri 2017” sıralamasını açıkladı. Buna göre Sabancı Üniversitesi beş binin altında öğrencisi olan dünyanın en iyi 20 üniversitesi içinde 14. sırada yer aldı.

Sabancı Üniversitesi Rektör Vekili Prof. Dr. Ayşe Kadıoğlu THE sıralaması ile ilgili olarak: "Sabancı Üniversitesi olarak öğretim üyesi başına düşen 17.5 öğrenci ile eğitim ve araştırmalar için son derece verimli, samimi bir ortam yarattık. Bu bağlamda, dünyada 14. olarak, uluslararası sıralamalarda geçen yılın başarılarını devam ettirmekten çok mutluyuz." dedi.

Times Higher Education Baş Editörü Phil Baty sıralama ile ilgili olarak: “Dünyanın en iyi küçük üniversiteleri sıralamasında öğrenci memnuniyeti ve öğretim üyesi ile öğrenci iletişiminin yoğun olması gözetiliyor. Sınıf mevcudunun az olması, öğretim üyesi başına düşen öğrenci sayısının da az olmasından ötürü daha sıcak ve samimi bir üniversite ortamı olmasını sağlıyor. Küçük üniversitelerde öğrenciler kendilerini daha fazla, bir topluluğun üyesi gibi hisseder” dedi.

Dünyanın çeşitli ülkelerinden 20 üniversitenin yer aldığı sıralamada birinci ABD’den California Institute of Technology, ikinci ve dördüncü Fransa’dan École Normale Supérieure ve École Polytechnique, üçüncü Güney Kore’den Pohang University of Science and Technology, beşinci İtalya’dan Scuola Normale Superiore di Pisa oldu.

ABD’den 4, Fransa ve İtalya’dan 3’er üniversitenin yer aldığı sıralamada Türkiye’den de (11. sırada) Koç ile (14. sırada) Sabancı Üniversitesi olmak üzere iki üniversite yer aldı.

Güney Kore, Hindistan, İsveç, Belçika, Güney Kıbrıs, Japonya, Avustralya ve İsviçre’den de birer üniversite sıralamaya girdi.

Sabancı Üniversitesi 3x3 Basketbol müsabakalarında şampiyon oldu

Sabancı Üniversitesi 3x3 Basketbol müsabakalarında şampiyon oldu

Sabancı Üniversitesi şirketler arası 3x3 Basketbol müsabakalarında şampiyon oldu...


Özyeğin Üniversitesi tarafından organize edilen “Sectoral Orienteering 2017” etkinlikleri kapsamında gerçekleşen şirketler arası 3x3 Basketbol müsabakalarında Sabancı Üniversitesi Kadın ve Erkek Basketbol Takımı şampiyon oldu.

Özyeğin Üniversitesi tarafından organize edilen “Sectoral Orienteering 2017” etkinlikleri kapsamında 25 Şubat Cumartesi günü saat 10:30-16:00 arasında gerçekleşen, şirketler arası 3x3 Basketbol Turnuvası’na Sabancı Üniversitesi’nin yanı sıra Ford Otosan, Yapı Kredi, Arkas Lojistik, Fit-Solutions Yazılım, Yaltes, Systemair ve Özyeğin Üniversitesi basketbol takımları katıldı.

Sabancı Üniversitesi'ne şampiyonluk getiren 3x3 basketbol takımı üyeleri:  

Erkek Takımı

Kamer Kaya, Eser Durak, Önder Çatmabacak

Kadın Takımı

Neslihan Sumer, Zuhal Saltabaş, Saba Paktarigh, Ajten Fejzullahu

Cinsiyet kavramına farklı bir bakış

Cinsiyet kavramına farklı bir bakış

Sabancı Üniversitesi Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Çalışmaları Mükemmeliyet Merkezi’nin 8 Mart Dünya Kadınlar Günü kapsamındaki etkinliklerinin ikincisi, 4 Mart 2017, Cuma günü Minerva Palas’ta gerçekleşti. Columbia Global Centers İstanbul ile ortak düzenlenen etkinlikte Columbia Üniversitesi Barnard College Öğretim Üyesi Rebecca Jordan-Young “Bedende Cinsiyeti Bulmak: ‘Orada ne var?’ dan ‘Ne zaman orada?’ya’” başlıklı bir konuşma yaptı.


“Toplumsal Cinsiyet Açısından Sağlık, Beden, Cinsellik” temalı etkinlikler serisinin ikinci panelinde konuşmanın moderatörlüğünü Alev Özkazanç üstlendi. Alev Özkazanç, feminist ve kuir olarak insanların cinsiyeti sorununun içinden geçilen dönemle bağlantılı olduğunu dile getirdi.

Rebecca Jordan-Young çalışmalarında “üç katlı iplik” olarak nitelediği bir kavram kullandığını dile getirerek konuşmasına başladı. Feministlerin ve bilim insanlarının yıllardır cinsiyet, toplumsal cinsiyet ve cinsellik kavramlarını kullanarak birtakım ayrımlar belirlediklerini ifade etti. Bu ayrımlarda cinsiyetin bedenle ilgili olduğunu sözlerine ekledi. Toplumsal cinsiyet kavramını da toplumsal yapılar, yasal düzenlemeler, gayrı resmi kurallar olarak tanımladı. Toplumsal cinsiyetin en üst düzeyden içsel psikolojiye kadar inebileceğini söyledi. Cinselliğin ise toplumsal cinsiyetin içine yedirilebileceğini ifade etti. Cinselliğin çok katmanlı olduğunu, “normal” ve “sapkın” olarak gördüğümüz cinselliğin dönemlere göre değişebileceğinin altını çizdi.

Rebecca Jordan-Young bu ayrımlardan yoluyla birçok feministin bu konuya bakmaya başladığını söyledi. 20-25 yıl önce bazı feminist bilim insanlarının vücuda bakmaya başladıklarını sözlerine ekledi. Vücutla ilgili şeylere daha yakından bakılması gerektiğinin ve çıplak biyolojiye bakıldığında toplumsal cinsiyete rastlanabileceğinini altını çizdi. Rebecca Jordan-Young bu açıdan bakıldığında toplumsal cinsiyetin, örneğin nasıl osteoporoz ürettiğini gördüklerini anlattı.

İnterseks bireyler, yani cinsel organlar ve kromozomlar bazında cinsiyetleri anlaşılamayan bebekler ile ilgili de doktorların toplumsal cinsiyet ve cinsellik kavramlarını kullanmadan tanım koyamadıklarını söyledi. Kişileri belli normlara göre sınıflandırmanın, yönlendirmenin heteroseksüel insanlar yetiştirme ile bağlantılı olduğunu ifade etti.

Cinsiyete dair düşüncelerin ikili olduğunu belirten Rebecca Jordan-Young, cinsiyetlerin birbirlerini tamamladıkları veya birbirleriyle savaştıkları ile ilgili düşüncenin varlığını dile getirdi. Yıllar içinde yapılan araştırmalarda Y kromozomunun erillik taşıdığının kanıtlanmaya çalışıldığını söyledi. Rebecca Jordan-Young cinsiyet XY kromozomları ile ilgili tanımlanıp belirleneceği görüşünün çöktüğünü ifade etti ve cinsiyetin belirlenmesinde çok farklı etkenler olduğunu belirtti.

Rebecca Jordan-Young cinsiyet hormonları ile ilgili fikirlerin bilim insanlarını belli yerlerde hormon aramaya yönelttiğini söyledi. Bu durumun da bazı bilimsel kanıtların gözlemlenmesini engellediğini belirterek devam etti. Rebecca Jordan-Young hem kadın hem de erkek vücutlarının bütün hormonları ürettiklerinin altını çizdi. “Hepimiz testesteronu ya doğrudan ya da ostrojene dönüştürüp kullanıyoruz” dedi. Cinsiyetin bedenin bütüncül hali değil bir işlevi olduğunu; bedende cinsiyete dair organları, hormonları zamana ya da o andaki işlevine göre değerlendirip cinsiyeti bu şekilde tanımlayabileceğimizi savundu. Yani toplumsal cinsiyet gibi, biyolojik cinsiyetin de olan ya da sabir bir şey değil, sürekli olmakta olan ya da değişen bir şey olarak tanımlanabileceğini ifade etti.

 

"The Fastest Rotating Stars" semineri

"The Fastest Rotating Stars" semineri

"The Fastest Rotating Stars" semineri

NS-Future Joint Seminar Series, Mehmet Ali Alpar'ın 8 Mart Çarşamba günü saat 12.40'da gerçekleştireceği "The Fastest Rotating Stars" konulu semineri ile devam ediyor.  


NS-Future Joint Seminar Series'in ikinci semineri Mehment Ali Alpar tarafından "The Fastest Rotating Stars" konusunda gerçekleşecek. 

Tarih: 8 Mart 2017, Çarşamba

Saat: 12.40

Yer: FASS G22

NS-Future Joint Seminar Series kapsamındaki seminer takvimi aşağıdaki gibidir.

22 Şubat 2017 - Selim Çetiner, "Genetically Modified Organisms: Food Security and Modern Biotechnology in the 21st Century"

08 Mart 2017  - Mehmet Ali Alpar, "The Fastest Rotating Stars"

29 Mart 2017 - Kamer Kaya, "Computation"

12 Nisan 2017 - Uğur Sezerman, "Personalized Medicine"

26 Nisan 2017 - Bahattin Koç, "3D Organ Printing"

10 Mayıs 2017 - Andrew Berry, "Evolutionary Fireworks: The Cambrian Explosion & the Origins of Animals"


 

Ayşegül Taşıtman “Liseliler Farkında” etkinliğinde toplumsal cinsiyet üzerine konuştu

Ayşegül Taşıtman “Liseliler Farkında” etkinliğinde toplumsal cinsiyet üzerine konuştu

Sabancı Üniversitesi Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Çalışmaları Mükemmeliyet Merkezi (SU Gender) Eğitim Uzmanı Ayşegül Taşıtman, 2 Mart 2017, Perşembe günü Uluslararası Çocuk Merkezi’nin (ICC) desteği ile Eskişehir İl Milli Eğitim Müdürlüğü ve Eksi 25 Derneği tarafından gerçekleştirilen “Liseliler Farkında” etkinliğinde konuşmacı oldu.


Ayşegül Taşıtman konuşmasına toplumsal cinsiyet eşitliği ve toplumsal rolleri anlatarak başladı. Konuşmasında ayrımcılık, cinsiyetçilik, biyolojik ve toplumsal cinsiyet ile toplumsal cinsiyet rollerine değindi. Taşıtman, toplumsal cinsiyet kavramının, özel yaşam, eğitim, kamusal alan, iş yaşamı ve siyasette karşımıza çıktığını söyledi. Ayşegül Taşıtman kadınların ve erkeklerin çalışma ve çalışmama oranları hakkında bilgi verdi. Çalışabilecek durumdaki kadınlar arasında çalışmama oranının yüksek olduğuna vurgu yaptı. Meslek seçimlerinde toplumsal cinsiyet rollerinin ve normların etkilerini de dile getirdi.

Toplam 920 bin öğretmenin yüzde 55’inin kadın olduğunu ifade eden Taşıtman, okul yönetimlerindeki kadın oranının ise sadece yüzde 11 olduğuna dikkat çekti. Taşıtman, 62 bin 333 okul yöneticisinden sadece 6 bin 701’inin; 81 il milli eğitim müdürü içinde sadece 2’sinin, 718 ilçe milli eğitim müdüründen sadece 3’ünün, 255 il milli eğitim müdürü yardımcısından sadece 8’inin kadın olduğunun altını çizdi.

Toplumsal cinsiyet ile ilgili tanımları anlatan Taşıtman, cinsiyet ayrımcılığının evrensel olduğuna vurgu yaparken “Kadınlara karşı şiddet, cinsel taciz, güç dengesizliği ve kadınlar için ikincil konumu da doğurur” dedi. Kadına yönelik şiddetin bütün toplumlarda kadınlar ile erkerler arasında eşit bir güç dengesinin bulunmamasının ve kadınların ikincil konumda sayılmasının sonucu olduğunu sözlerine ekledi.

Ayşegül Taşıtman Dünya Ekonomik Forumu tarafından 2015 yılında yayınlanan Toplumsal Cinsiyet Uçurum Raporu’na değinerek Türkiye’nin sıralamalardaki yeri hakkında bilgi verdi.

Liseliler Farkında Programı

Programla liselilerin toplumsal sorunlar ve haklar alanlarında farkındalığını artırmak, gençlerin liderliğini ve savunuculuğunu desteklemek, gençlerin akranlarına ulaşarak bilginin yayılımını sağlamak, ortaöğretim öğrencisi gençlerin yönetim, liderlik, çocuk hakları, katılımcılık, hoşgörü ve gelişim alanlarında bilgilenmesi ve akran eğitimi modeli ile bilginin paylaşılması amaçlandı. Çalışmaya liselerdeki öğrenci meclisi başkanlarından oluşan 28 öğrenci katıldı.

 

TÜBİTAK Portekiz ve Kore İkili İşbirlikleri Program Desteği

TÜBİTAK Portekiz ve Kore İkili İşbirlikleri Program Desteği

TÜBİTAK Portekiz ve Kore İkili İşbirlikleri Program Desteği

TÜBİTAK Portekiz ve Kore İkili İşbirliği programları kapsamında Sabancı Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyeleri Yasemin Şengül Tezel ve Ali Koşar’ın projeleri destek kazandı.

Sabancı Üniversitesi MDBF Öğretim Üyesi  Yasemin Şengül Tezel’in “Katı Mekaniği ve Görüntüleme Alanında 1-Laplacian Cinsinden Süreksizliklere İzin Veren Dinamik Modeller" başlıklı projesi TÜBİTAK - Portekiz Bilim ve Teknoloji Vakfı (FCT) ile İkili İşbirliği Programı (2546) kapsamında, Sabancı Üniversitesi MDBF Öğretim Üyesi Ali Koşar’ın “Kaynama Isı Transferini İyileştirmesi İçin Manyetik Nanoakışkanlarda Kontrollü Habbecik Dinamiği Üzerine Türkiye - Kore Uluslararası İşbirliği" başlıklı projesi TÜBİTAK- Kore Ulusal Araştırma Vakfı (NRF) ile İkili İşbirliği Programı (2523) kapsamında destek kazandı.

 

TÜBİTAK Portekiz İkili İşbirliği Programı

TÜBİTAK Portekiz İkili İşbirliği Programı, kapsamındaki Katı Mekaniği Ve Görüntüleme Alanında 1-Laplacian Cinsinden Süreksizliklere İzin Veren Dinamik Modeller” başlıklı proje Türkiye tarafında Sabancı Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Yasemin Şengül Tezel, Portekiz tarafında Coimbra Üniversitesi Matematik Bölümü’nden Dmitry Vorotnikov ile ortak olarak yürütülecek. Proje hakkında bilgi veren Yasemin Şengül Tezel projenin asıl amacının 1-Laplacian cinsinden süreksizliklere izin veren dinamik modellerin çözümlerinin varlığının ispatlanması olduğunu belirtti. Bu tür modellerin görüntüleme gibi birçok alanda kullanıldığını ve modeli oluşturan denklemlerin doğrusal olmayan yapılarından dolayı matematiksel analizlerinin oldukça zor olduğunu sözlerine ekledi. Yasemin Şengül Tezel, “Bu projede varyasyonlar hesabı ve doğrusal olmayan sistemlerin korunum kanunları alanlarındaki modern teknikler kullanılarak, fiziksel olarak gerçekçi problemler için denklemlerin özel birtakım çözümlerinin varlığının ispatlanması bekleniyor.” dedi.

 

Türkiye - Kore İkili İşbirliği Programı

Türkiye - Kore İkili İşbirliği Programı kapsamındaki “Kaynama Isı Transferini İyileştirmesi İçin Manyetik Nanoakışkanlarda Kontrollü Habbecik Dinamiği Üzerine Türkiye - Kore Uluslararası İşbirliği" başlıklı projenin danışmanlığını Sabancı Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Burç Mısırlıoğlu yapıyor. Program, Türkiye tarafında Sabancı Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Ali Koşar, Kore tarafında Pohang University of Science and Technology (POSTECH)’den Hyun Sun Park ile ortak olarak yürütülecek. Proje detaylarını anlatan Ali Koşar projenin, havuz kaynama ısı transferi konusunda Türkiye-Kore uluslararası işbirliği yapmak motivasyonuyla oluşturulduğunu söyledi. Kaynama ısı transferi performansının artırılması için manyetik nanoparçacıklar ve manyetik nanoakışkanlar kullanılarak habbecik dinamiğinin manipülasyonu ve havuz kaynaması uygulamalarına yeni bir teknik önermenin amaçlandığını dile getirdi. Ali Koşar “Bu nedenle, zaman ve masraftan tasarruf edilebilir ve daha efektif ısı transferi elde edilir. Başarılı habbecik dinamiği kontrolü sağlanmasının çip soğutması, mikro reaktör, iklimlendirme ve soğutma sistemleri ve termofotovoltaik sistemler gibi endüstriyel alanlara katkısı olasıdır. Bu proje vesilesiyle daha büyük projeler ve daha büyük ölçekli ortak araştırmalar mümkün olabilecek.” dedi. 

Nörobilime Feminist Katkılar

Nörobilime Feminist Katkılar

Sabancı Üniversitesi Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Çalışmaları Mükemmeliyet Merkezi (SU Gender) tarafından, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü etkinlikleri kapsamında düzenlenen ilk etkinlik 1 Mart 2017, Çarşamba günü Sabancı Üniversitesi’nde gerçekleşti. Columbia Üniversitesi, Barnard College Öğretim Üyesi Rebecca Jordan-Young konuşmasında nörobilimsel ve toplumsal cinsiyet açılarından kadınlık ve erkeklik durumu ile cinsiyet hallerini ele aldı.


Rebecca Jordan-Young "Beyni Cinsiyetsizleştirmek! Nörobilime Feminist Katkılar” (“Un-gendering The Brain! Feminist Contributions to Neuroscience”) başlıklı konuşmasında; cinsiyet kavramına çok boyutlu bir fenomen olarak yaklaştı. Nörobilim çalışmalarında toplumsal cinsiyeti; içsel psikoloji, kişilerarası ilişkiler, algılar, normlar / beklentiler / kurallar, yapısal / yasal düzenlemeler, fiziksel dünya gibi farklı boyutlardan ele aldığını belirtti.

Rebecca Jordan-Young toplumsal nörobilimdeki toplumsal cinsiyet çalışmalarının örtüşme, mozaik, ihtimal ve birbirine dolaşma olarak dört prensibi olduğunu söyledi. Sadece benzerlik ve farklılıklar üzerine odaklanmanın yanıltıcı olduğuna dikkat çeken Rebecca Jordan-Young, kadın ve erkek beyni üzerine yapılan çalışmalara örnekler gösterdi. Rebecca Jordan-Young, aynı sorulara kadın ve erkeklerin verdikleri cevapların örtüştüğünü, aradaki farkı anlamanın mümkün olmadığını dile getirdi. 

Josh Lerner Risk Sermayesi ve Özel Sermayenin Gelişimini Anlattı

Josh Lerner Risk Sermayesi ve Özel Sermayenin Gelişimini Anlattı

Sabancı Üniversitesi bünyesinde, Akbank’ın desteğiyle kurulan Finans Mükemmeliyet Merkezi (Center of Excellence in Finance - CEF) Harvard Business School Girişim Yönetimi Birimi Başkanı ve Jacob. H. Schiff Yatırım Bankacılığı profesörü Josh Lerner’ın öz sermaye ve risk sermayesini ele aldığı “Risk Sermayesi ve Özel Sermayenin Geleceği” başlıklı konuşmasına ev sahipliği yaptı.


Sabancı Üniversitesi'nin, Akbank’ın kurucu sponsorluğunda hayata geçirdiği, "finansta mükemmelliği" hedefleyen Finans Mükemmeliyet Merkezi (Center of Excellence in Finance - CEF) 28 Şubat 2017 Salı günü Sabancı Center’da, Harvard Business School Girişim Yönetimi Birimi Başkanı ve Jacob. H. Schiff Yatırım Bankacılığı profesörü Josh Lerner’ın konuşmasına ev sahipliği yaptı.

Josh Lerner, “Risk Sermayesi ve Özel Sermayenin Geleceği” başlıklı konuşmasında, özsermaye ve risk sermayesinin gelişimini ve bugünkü durumunu ele aldı. Josh Lerner 1980’li yılların başında risk sermayesi veya özsermaye kavramlarının olmadığını, bunların 10 yıl içinde büyük miktarda büyüdüğünü ifade etti. Lerner, 1987 yılında piyasada yaşanan çöküş sonrasında birçok şirketin de iflas ettiğini sözlerine ekledi. Lerner, 2008 krizinde de insanların aynı şeylerin yaşanacağından endişe ettiğini belirtirken, bu krizin ilk krizden daha az kötü geçtiğini sözlerine ekledi. 2008 krizinin ilkine göre daha az hasarla atlatılmasının merkez bankacılarının para basmaları olduğuna dikkat çekti. Böylece birçok anlaşmanın hayatta kaldığını ve hatta da daha da iyileştiklerini dile getirdi. Josh Lerner beş yıl önce risk sermayesi modelinin kırıldığını belirtirken, bu alanda dramatik bir şekilde iyileşme yaşandığını da sözlerine ekledi.

Josh Lerner konuşmasında üç ana konunun üzerinde durdu: Paranın nereden geldiği, özel özsermaye grupları arasındaki isyan ve özsermaye alt seti yani gelişmekte olan ülkelerdeki özsermaye modeli.

Josh Lerner para temin eden yani özsermaye gruplarına para verenlerin, fonlardaki yönetim ücretinin yüksek olması nedeniyle, doğrudan yatırım yapma yollarını aradıklarını belirtti. Böylece bir fon aracılığı ile yatırım yapmak yerine paralel yatırım veya solo yatırım yaptıklarını söyledi. Josh Lerner “1990’lı yıllarda doğrudan yatırımın performansı iyiydi ancak 2000’li yıllara gelindiğinde daha çok insan bunu yapmaya başladı ve performans düştü” dedi.

Lerner co-yatırımların daha iyi olacağı düşünülürken zamanlama hatası nedeniyle başarısız olduğunu söyledi. Solo yatırımların ise yerel bazlı kaldığını sözlerine ekledi. Lerner konuşmasında yönetişim konusuna da değindi ve şu tespitlerlde bulundu:

  • Tarihsel olarak bakıldığında en üst yöneticilerin performansları bir alttakini geçiyor.
  • Bir önceki sefer başarılı olanın tekrar başarılı olma oranı yüzde 50.
  • Risk sermayesi yatırımları ve özsermayeyi açıklamada sapma var.
  • Para büyüdükçe ortaklar da yaygın hale geliyor.
  • İhtisaslaşmış işler yapan şirketler genel işler yapan şirketlerden daha başarılı oluyor.
  • Şirketlerde ilk kuşaklar ekonomiyi elde tutuyor, ikinci kuşağa aktarmıyor.
  • Ekonominin çok büyük bir bölümünü oluşturan genç ve yüksek performanslı kişiler uzaklaştırıldıkça düşme yaşanıyor.

Gelişmekte olan piyasalardaki sorunlara da değinen Josh Lerner “Asya ekonomilerinde son 35 yılın en iyi büyüme yaşanıyor. Önümüzdeki 10 sene içinde gerilemeye girilecek” dedi. ABD ve Avrupa’da orta sınıfın aynı kalacağının altını çizen Lerner, gelişmekte olan ülkelerde insanların gözlerini yükseğe çevirdiklerine dikkat çekti. Yükselen piyasalardaki kârlılığa vurgu yapan Lerner, yatırımcı olarak buralarda iyi iş yapılebileceğini sözlerine ekledi.

Josh Lerner Hakkında:

Harvard Business School’da Girişim Yönetimi Birimi Başkanı ve Jacob. H. Schiff Yatırım Bankacılığı profesörüdür. Yale Üniversitesi’nde fizik ve teknoloji tarihi üzerine lisans derecesini aldıktan sonra Brookings Enstitüsü’nde teknolojik inovasyon ve kamu politikaları konularında çalışmıştır. Sonrasında Harvard Üniversitesi’nde ekonomi alanında doktorasını derecesini kazanmıştır. Josh Lerner’in araştırmalarının çoğu, risk ve girişim sermayesi kuruluşlarının yapılarına dair olup inovasyon politikalarının şirket stratejileri üzerindeki etkisini incelemektedir. Risk sermayesi ve özel sermaye ile ilgili yüksek lisans, girişimcilik ile ilgili doktora dersleri vermektedir. Josh Lerner, İsveç Devleti tarafından verilen Küresel Girişimcilik Araştırma Ödülü’nün de sahibi olmuştur.

 

Abone ol