Sabancı Üniversitesi “Ulusal Duyarlılık Konferansı”nda toplumsal ağı genişletecek

Sabancı Üniversitesi “Ulusal Duyarlılık Konferansı”nda toplumsal ağı genişletecek

Sabancı Üniversitesi Toplumsal Duyarlılık Projeleri (CIP), Anadolu Efes’in desteğiyle “Ulusal Duyarlılık Konferansı” düzenliyor. Söz konusu konferans ile sosyal sorumluluk alanındaki gelişmelerin ve farklı yaklaşımların paylaşılmasına yönelik bir diyalog ortamı yaratılması hedefleniyor. 

Sabancı Üniversitesi’nin Tuzla’daki kampüsünde düzenlenecek konferans; sosyal sorumluluk çalışmaları yürüten Türkiye’nin önemli üniversitelerini, liselerini, özel sektör ve sivil toplum örgütlerini buluşturacak.


Sabancı Üniversitesi, Anadolu Efes’in katkılarıyla, sosyal sorumluluk alanındaki gelişmeler ve farklı yaklaşımların paylaşılacağı bir konferans düzenliyor. Türkiye’de ilk defa bir üniversite çatısı altında düzenlenecek olan Ulusal Duyarlılık Konferansı’nın odak noktası; sosyal sorumluluk, sivil duyarlılık, katılımcı demokrasi, aktif vatandaşlık ve gençlik çalışmaları olacak.

Türkiye’de ilk kez zorunlu sosyal sorumluluk dersi başlatan Sabancı Üniversitesi’nin Toplumsal Duyarlılık Projeleri (CIP) tarafından düzenlenecek konferans; sosyal sorumluluk çalışmaları yürüten, Türkiye’nin önemli üniversiteleri, liseleri, özel sektör ve sivil toplum örgütleri arasında bir diyalog ortamı yaratmayı hedefliyor.  

Robert Kolej, Akdeniz Üniversitesi ve Açı Okulları’nın temsilcilerini de ağırlayacak olan konferansta; genel sunumların yanı sıra tartışma oturumlarına da yer verilecek.  Paneller, iyi örnek oturumları ve atölye çalışmalarının yapılacağı konferansta; Anadolu Efes, Akbank, Bayer, Unilever gibi köklü kurumların yanı sıra TEMA, KAÇUV, Bilim Kahramanları Derneği gibi sivil toplum örgütleri de yer alacak. Konferans sırasında mini bir fuar da düzenlenecek.

Sabancı Üniversitesi Kasa Galeri’de “İmkansız Uzam” sergisi

Sabancı Üniversitesi Kasa Galeri’de “İmkansız Uzam” sergisi

Sabancı Üniversitesi Kasa Galeri, 23 Mart - 5 Mayıs tarihleri arasında "İmkansız Uzam" başlıklı sergiye ev sahipliği yapıyor. Sergi, Deniz Aktaş, İhsan Oturmak ve Hasan Pehlevan'ın yer, aidiyet, yıkım, inşa, kent ve hafıza kavramları çerçevesinde ortaya çıkan yeni üretimlerini bir araya getiriyor.


“Bütün dünyayı yabancı bir diyar” olarak görmek yaratıcı düşünceyi mümkün kılabilir mi? Coğrafya, toprak, yer, kent, mahalle, ev ve uzamsal aidiyeti tarif edebilecek her türlü tanım bugünün anlam dünyasında hala mümkün olabilir mi? Fiziksel yıkımdan insanlığın tahribatına varan bir zincirde, kolektif bilincin ve ortak kültürün ifadesi olarak yaratıcı eylem, tahribat ve yıkımın geride bıraktıklarına mesken olabilir mi? “İmkansız Uzam” başlıklı sergi, bu sorular etrafında bir araya gelen Deniz Aktaş, İhsan Oturmak ve Hasan Pehlevan’ın çalışmalarını bir araya getiriyor.

Deniz Aktaş'ın yersiz yurtsuz mekanları, izleyeni gerçekliğin trajedisine sokmaksızın tekinsiz, sessiz ama bir o kadar da dehşetli manzaralar içerisine sürüklüyor. İhsan Oturmak'ın Çatalhöyük'ten referans alan yeni kent manzaraları, bir arada yaşamın ütopik hayalini ve düşlerinizi prova edebilme mekanı sağlıyor. Hasan Pehlevan'ın yok olmakta olan mekanlara uyguladığı geçici müdahaleri, kentsel tahribatın sosyal katmanlar arasındaki uçurumu nasıl daha fazla görünür kıldığına işaret eden uzamlar olarak işliyor. "İmkansız Uzam", yersiz yurtsuz, yerli yersiz ve imkansız mekanlara işaret ediyor. Sergi, 5 Mayıs, 2017 tarihine kadar Kasa Galeri’de izlenebilir.

Deniz Aktaş (1987, Diyarbakır) İstanbul’da yaşıyor ve çalışıyor. Aktaş, 2010 yılında Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümü’nde tamamladığı lisans eğitiminin ardından Yeditepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Plastik Bölümü’nde yüksek lisans eğitimine devam ediyor. İşlerinde sıklıkla göç, bellek gibi temaları ve çoğunlukla kent görüntülerini kullanıyor. Katıldığı sergiler arasında ‘Poser son temps’, On-Off Studıo, Paris, (2017), ‘Artists pick artists’, ArtSümer, (2016), ‘Gri tonlamanın aksine’, Pasinger fabrik gmbh, Münih, (2016), ‘Open studio’, Cite internnationale des art, Paris, (2016),"Açık Şehir", Pilot Galeri, İstanbul (2016); "Görgü Tanıkları", Rem Art Space, İstanbul (2016); "Mitolojiler", 3. Mardin Bienali (2015); "İkinci Doğa", ODTÜArt-16, Ankara (2015); "Bir Savaş Nasıl Hatırlanmalıdır?", Cer Modern, Ankara (2015); "Homo Homini ya da Yarını Unutmak", M1886, Ankara (2014); Mammut Art Project, Antrepo, İstanbul (2013) ve 3. Çanakkale Bienali Paralel Etkinlikler kapsamındaki "AmokKoşuçusu" video seçkisi (2013) bulunuyor.

İhsan Oturmak (1987, Diyarbakır) Marmara Üniversitesi Resim İş Öğretmenliği Bölümü'nden 2012'de mezun oldu. Çalışmalarında teklik ve biriciklik, militarizm, eğitim, ceza, inkılap ve ihtilal gibi konular üzerine eğilen sanatçı, bu kavramları açabilmek için çeşitli bölgelerdeki köy okulları, camiler ,cezaevleri , arkeolojik alanlar veya konusuyla alakalı gördüğü yerlerde araştırmalar yaparak belge niteliği taşıyan materyaller topluyor. Rotary, Akbank Sanat ve Art Revolution Taipei gibi sanat yarışmalarında ödüller kazanan sanatçı 2012 İKSV Cité Internationale des Arts'da rezidans programına katıldı. Sanatçının katıldığı sergiler arasında "İstanbul Tasarım Bienali/ Salon İstanbul" 2012, "Déambulations dans la Turquie contemporaine", Espace Cultural Louis Vuitton Paris 2013, "Akbank Günümüz Sanatçıları Sergisi", Aksanat 2015, Lines of Passage, Municipality of Mytilene Art Gallery Halim Bey Mansion, Lesvos, Greece 2016, Yüzler ve Maskeler /Elgiz Çağdaş Sanatlar Müzesi İstanbul 2016 ve kişisel sergiler arasında ‘Üç Kusurlu İşlem, Aşiret-Mektep-Medeniyet’ Tütün Deposu bulunyor.

Hasan Pehlevan (1986, Silvan) Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümü’nden mezun oldu. Halen Yeditepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Plastik Sanatlar Yüksek lisansına devam ediyor (2011-). İşlerinde formun gücüne inanan, "algı –yanılsama" üzerine tez yazıyor. Öncesi-sonrası ‘’tarihsel bir cetvelde doküman arşiv okumaları ile ikonlaşmış formları tekrar restore etmekte. Aynı zamanda iç ve dış mekan kamusal alanlara anonim müdahaleler ile duvar resimleri gerçekleştiriyor. Aidiyet, kimlik ve tarihi kültürel yapıların tahribatı üzerine odaklanıyor. Seçili sergileri arasında 2014 ‘’Ev’’ Galeri Merkur, 2013 ‘’Eşit’’ Galeri Merkur, 2011 ‘’Çizgisel ifade’’ Galeri Merkur, 2016 Tasarım Bienali Paralel Etkinlik Tasarım Tomtom Sokakta, 2014 NEW MEXİCO  ART SANTAFE ART FAİR Galeri Merkur, 2012 3.Çanakale Bienali Paralel Etkinlikler ‘’Amok Koşucusu Video Seçkisi ‘’, 2011 İnternational Art Center, 100 Genç Yüz sergi , 2010 Marmara Güzel Sanatlar Fakültesi 5 Uluslararası Öğrenci Trienali Valide-i Atık Külliyesi, 2010 PG ART Galeri "Önerme" yer alıyor.

 

Sabancı Üniversitesi KASA Galeri

“İmkansız Uzam”

(23 Mart – 5 Mayıs 2017)

Sabancı Üniversitesi Minerva Palas, Bankalar Cad. No:2 Karaköy

Bilgisayar Bilimi ve Mühendisliği 2011 Mezunumuz Can Yıldızlı Hürriyet Pazar'da

Bilgisayar Bilimi ve Mühendisliği 2011 Mezunumuz Can Yıldızlı Hürriyet Pazar'da

Sabancı Üniversitesi Bilgisayar Bilimi ve Mühendisliği 2011 Mezunumuz Can Yıldızlı, 19 Mart tarihli Hürriyet Pazar ekinde Serkan Ocak’a dijital dünyada kendimizi nasıl korumamız gerektiğini anlattı.

MDBF Bilgisayar Bilimi ve Mühendisliği 2011 mezunumuz Can Yıldızlı'nın dijital dünyada mutlaka yapmamız gerekenler ile asla yapmamamız gerekenlerin anlattığı haberin tamamını okumak için resme tıklayınız.

“Cinsiyet Devrimi” Film Gösterimi

“Cinsiyet Devrimi” Film Gösterimi

Sabancı Üniversitesi Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Çalışmaları Mükemmeliyet Merkezi’nin Dünya Kadınlar Günü etkinlikleri kapsamında ikinci film gösterimi ve panel 21 Mart 2017, Salı akşamı Sinema Salonu’nda gerçekleşecek.

"Toplumsal Cinsiyet açısından Sağlık, Beden, Cinsellik" konulu etkinlikler dizisi National Geographic tarafından hazırlanan "Cinsiyet Devrimi" (Gender Revolution) isimli belgeselin gösteriminin ardından panele geçilecek. İlksen Gülsoy, Sema Semih ve Şevval Kılıç’ın konuşmacı olacağı panelde cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği, sağlık-beden-cinsellik çerçevesinde tartışılacak.

Tarih: 21 Ocak 2017, Salı

Saat: 17:00 – 19:00

Yer: Sinema Salonu

*Film gösterimi Türkçe altyazılı yapılacaktır. 

 

Subject Based Discussions devam ediyor...

Subject Based Discussions devam ediyor...

Subject Based Discussions Wiebke Hohberger'ın "Syrian Refugees in Turkey: Current Efforts in the Field of Higher Education" konulu semineri ile devam ediyor. 

"Syrian Refugees in Turkey: Current Efforts in the Field of Higher Education" konulu seminer 21 Mart 2017 Salı günü saat 13.40'ta FASS 1103'te gerçekleşecek.

Subject-Based Discussions'ın 2016-2017 bahar dönemi programı aşağıdaki gibidir:

2 Mart 2017 - Leyla Neyzi Memory, Youth and Reconciliation: Voices from the Field 

21 Mart 2017 - Wiebke Hohberger - Syrian Refugees in Turkey: Current Efforts in the Field of Higher Education

20 Nisan 2017 - Ali Nihat Eken Film Literacy

27 Nisan 2017 - Cenk Özbay Contemporary Istanbul

Sabancı Üniversitesi Asya’nın en iyi üniversiteleri arasında beş sıra yükselerek 33. oldu

Sabancı Üniversitesi Asya’nın en iyi üniversiteleri arasında beş sıra yükselerek 33. oldu

Sabancı Üniversitesi Times Higher Education (THE) Asya Üniversiteleri Sıralaması’nda bu yıl beş sıra yükselerek 33. sırada yer aldı.

 

Üçyüz üniversitenin sıralandığı Times Higher Education (THE) Asya Üniversiteleri Sıralaması’na bu yıl Türkiye’den 17 üniversite girdi. İlk üç sırada yer alan Türk Üniversiteleri arasında yalnızca Sabancı Üniversitesi'nin sıralamadaki yeri yükseldi. 

THE Asya Üniversiteleri Sıralaması’nın metodolojisi, Dünya Üniversiteler Sıralaması’nda olduğu gibi Eğitim, Araştırma, Atıf, Uluslararası Görünüm ve Sanayi Gelirleri ana boyutlarını oluşturan 13 göstergeden oluşuyor. Ana boyutlar ve ana boyutları oluşturan göstergelerin ağırlıkları kapsamında Asya Üniversiteleri Sıralaması'na özgü olarak düzenlemeler yapılmış. 

Sıralama ile ilgili olarak THE Baş Editörü Phil Baty yaptığı değerlendirmede şunları söyledi: “Sıralamada 17 Türk üniversitesi olması çok güzel. Bu yıl altı üniversite ilk 100’e girerken 2016’da yedi kurum bunu başarmıştı. Birçok üniversite daha iyi bir konum elde etti. Örneğin Sabancı Üniversitesi beş basamak birden tırmanarak 33’üncü oldu. Özellikle araştırma etkisi ve endüstri gelirlerinde performasını geliştirdi. Asya sıralaması kıtadaki dinamiği, çeşitli ve rekabetçi bir yükseköğretimin varlığını gösteriyor. Türkiye de bu gelişimin anahtar parçalarından biri.” 

THE Asya Üniversiteleri Sıralaması’na bu yıl Türkiye’den giren diğer üniversiteler ve başarı sıralamaları şöyle: Koç Üniversitesi 27. (geçen yıl 21.), Bilkent Üniversitesi 46. (geçen yıl 45.), Boğaziçi Üniversitesi 52. (geçen yıl 64.), Atılım Üniversitesi 64.,  İTÜ 79. (geçen yıl 91.), ODTÜ 101-110 (geçen yıl 94.), Hacettepe Üniversitesi 161-170 (geçen yıl 171-180), İstanbul Üniversitesi 161-170 (geçen yıl 99.),  İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü 191-200, Erciyes Üniversitesi 201-250 (geçen yıl 191-200), TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi 201-250, Yıldız Teknik Üniversitesi 201-250 (geçen yıl 191-200), Anadolu Üniversitesi 251+ (geçen yıl 131-140), Ankara, Gazi ve Marmara Üniversiteleri 251+.

 

Sabancı Üniversitesi’nde “Ulusal Duyarlılık Konferansı” yapılacak

Sabancı Üniversitesi’nde “Ulusal Duyarlılık Konferansı” yapılacak

Sabancı Üniversitesi Toplumsal Duyarlılık Projeleri (CIP), Anadolu Efes’in desteğiyle “Ulusal Duyarlılık Konferansı” düzenliyor.


Söz konusu konferans ile sosyal sorumluluk alanındaki gelişmeler ve farklı yaklaşımların paylaşılmasına yönelik bir diyalog ortamı yaratılması hedefleniyor. Sabancı Üniversitesi’nin Tuzla’daki kampüsünde düzenlenecek konferans; sosyal sorumluluk çalışmaları yürüten Türkiye’nin önemli üniversitelerini, liselerini, özel sektör ve sivil toplum örgütlerini buluşturacak. 25 Mart 2017 Cumartesi günü yapılacak konferansa katılım için kayıt olunması gerekiyor.

Sabancı Üniversitesi, Anadolu Efes’in katkılarıyla, sosyal sorumluluk alanındaki gelişmeler ve farklı yaklaşımlarının paylaşılacağı bir konferans düzenliyor. Türkiye’de ilk defa bir üniversite çatısı altında düzenlenecek olan Ulusal Duyarlılık Konferansı’nın odak noktası; sosyal sorumluluk, sivil duyarlılık, katılımcı demokrasi, aktif vatandaşlık ve gençlik çalışmaları olacak.

Türkiye’de ilk kez zorunlu sosyal sorumluluk dersi başlatan Sabancı Üniversitesi’nin Toplumsal Duyarlılık Projeleri (CIP) Grubu tarafından düzenlenecek konferans; sosyal sorumluluk çalışmaları yürüten, Türkiye’nin önemli üniversiteleri, liseleri, özel sektör ve sivil toplum örgütleri arasında bir diyalog ortamı yaratmayı hedefliyor.  

Robert Kolej, Akdeniz Üniversitesi ve Açı Okulları’nın temsilcilerini de ağırlayacak olan konferansta; genel sunumların yanı sıra tartışma oturumlarına da yer verilecek.  Paneller, iyi örnek oturumları ve atölye çalışmalarının yapılacağı konferansta; Anadolu Efes, Akbank Bayer, Unilever gibi köklü kurumların yanı sıra TEMA, KAÇUV, Bilim Kahramanları Derneği gibi sivil toplum örgütleri de yer alacak. Konferans sırasında mini bir fuar da düzenlenecek.

 

Güzel Sanatlar ve Sanal Gerçeklik

Güzel Sanatlar ve Sanal Gerçeklik

Kullanıcılarının görüşünü kapatan ve onları bambaşka bir dünyaya davet eden, sanal gerçeklik teknolojisi hızla gelişip yayılmaya devam ediyor. Birçok bilim dalında olduğu kadar sanal gerçeklik artık çeşitli sanat projelerinde de yer alıyor. Yeni jenerasyon sanatçılar artık sanal gerçeklik aracığıyla sanat eserleri yaratabiliyor. Kimileri bu sanat eserlerini galerilerinde görücüye sunarken kimileri ise online olarak paylaşıyor. Bu sanat eserlerinin en etkileyici yanı ise hayranlarının başka bir dünyada sadece esere odaklanma imkanı sunması. Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi, Bilgisayar Bilimi ve Mühendisliği 2. sınıf öğrencimiz Selin Eyüpoğlu güzel sanatlar ve sanal gerçeklik konusundaki yazısını sizler için derledi. 

Geçen sene “Total Recall” ve “MacGyver” donanımlarının kurulması ve kullanımın kolaylaştırılıp yaygınlaşmasıyla sanal gerçekliğe farklı alanlarda çalışan sanatçılar tarafından duyulan ilgi hızla arttı. Piyasaya ilk sürülen sanal gerçeklik seti Oculus Rift, 110 derece görüş alanı ve içine gömülü kulaklıklarla kullanıcılarına yapay bir dünya deneyimi sunuyor. Akıllı telefonlarla parallel çalışabilen Google Cartboard ise kafa hareketleri algılayan ve ekrana yansıtan sensörlere sahip. Bu sanal gerçeklik başlığı, derinlik algısı oluşturmak için 19.yüzyılda yapılan stereoskopların çalışma prensibinden yararlanıyor. İçinde bulunan lensler birbiriyle belli açı yapan iki resmi birleştirerek bir tür derinlik illüzyonu oluşturuyor.

Bazı müzeler bu gelişmelerden etkilenerek, duvarlara asılan tabloların ötesinde sunumlar ve yeni sanat projeleri yapılabileceğini düşündü. Google’ın partnerliğiyle Londra’daki Dulwich Picture Gallery, Brüksel’deki BOZAR gibi dünya çapında ünlü galerileri sanal olarak gezmek artık mümkün. Bazı müzeler ise kendi sanal gerçeklik uygulamalarını piyasaya sürmeyi tercih etti. Örneğin Washington’daki Renwick Gallery, “Wonder” sergisini sanal gerçeklik uygulaması şeklinde sanatseverlere tekrar sundu.

Müze sergilerinde kullanılan sanal gerçeklik projeleri ise ziyaretçileri en çok heyecanlandıran kısım. Geçen ay New Museum tarafından ziyaretçilere sunulan 6 dijital sanat eseri, kullanıcılara video oyunlarından çok daha farklı bir deneyim sunuyor. Kurulan dünyada objeler havada dolanıyor ve kimi zaman bulunduğunuz alan ve arkaplan kontrolünüz dışında değişiyor. Rachel Rossin tarafından hazırlanan “First Look” ve “Man Mask”, Call of Duty oyununa göndermede bulunuyor. CoD askerleri projede beyaz gölge olarak yer alıyor ve arkadaki bir kadın sesi mutluluk ve barışla ilgili özlü sözler söylüyor. “Transdimensional Serpent” isimli projede kurgulanan dünyada şeytani yankılar, satirler  ve yılanlar boş bir oda ve orman gibi farklı alanlarda mekan algısıyla birbirine karışıyor.

Sergilerde bulunan diğer çalışmalar ise daha özgün elementler içeriyor. Jayson Muson’ın projesi polis şiddeti kurbanları için ağıt niteliğinde. Kurbanların isimlerini taşıyan yıldız takımlarının karanlık gökyüzünde belirmesiyle başlayan simülasyonda arkaplanda yavaş rüzgar esintisi ve hafif, rahatlatıcı melodiler duyuluyor. Jeremy Couillard’ın projesinde ise öbür yaşama geçiş kurgulanmış. Karikatür bir bedenden yükselip eşsiz renkli tünellerden geçerek cennete ulaşıyorsunuz.

Video oyunu tasarımcıları için gerekli teknik yapılar, farklı sanat dalları için uygulanabilir  olmayabiliyor. Teknik gelişmeler ve inovasyonlar kimi zaman sanatçıların ihtiyaçlarına yetişemiyor. Güzel sanatlarda modernizm ise bir bakıma bu arayışı anlamsız kılıyor. Sanat gittikçe bir illüzyon haline gelirken medya araçlarından sonuna kadar yararlanmakla yeni anlamlar kazanıyor. Sınırları olmayan sanal gerçeklik teknolojisi ise sanatın insanlarda uyandırdığı duyguları bir üst seviyeye taşıyor.

Call for Instructor Proposals - MATH Course

Call for Instructor Proposals - MATH Course

Sabanci University Summer School (June 28 - August 18, 2017) has a job 
opening for university instructors concerning the following 
undergraduate course in Mathematics:

MATH202 - Differential Equations        

The course will be conducted in English. For more information about the 
course, please visit Faculty of Engineering and Natural Sciences website:

http://fens.sabanciuniv.edu/

The applicants should have previous teaching experience of this course 
at the undergraduate level and should send a package containing their 
C.V., and evidence of teaching ability to:

Sena Balkaya
Summer School Office
E-mail: summer@sabanciuniv.edu

Accommodation for accepted instructor will be provided at the Sabancı 
University campus. Moreover, associated economy class return flight 
tickets of accepted instructor will be reimbursed upon confirmation.

Application deadline is March 31, 2017. The evaluations will start
immediately.

"Filmlerde Kadın Bedeni, Aile ve Cinsellik" paneli gerçekleşti

"Filmlerde Kadın Bedeni, Aile ve Cinsellik" paneli gerçekleşti

Sabancı Üniversitesi Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Çalışmaları Mükemmeliyet Merkezi’nin Dünya Kadınlar Günü etkinlikleri kapsamındaki ilk film gösterimi 13 Mart 2017, Pazartesi günü Minerva Palas’ta gerçekleşti. İran’da boşanmayı konu alan “Talak” (Boşanma) filminin gösteriminin ardından, Başak Tuğ ve Feyza Akınerdem’in konuşmacısı olduğu panele geçildi.

Başak Tuğ filmi hukuk antropolojisi açısından değerlendirirken, Feyza Akınerdem filmin kurgusu üzerinden değerlendirmede bulundu.

Başak Tuğ filmdeki kadınların hukuki prensipleri bilerek kurduğu stratejilere değindi. Legal kurgu tutmadığı zaman ise anlaşmalı evlilik yoluna gidildiğini, bunun da yine kadının inisiyatifi ile başlatıldığını söyledi. Filmi hukuk boyutuyla değerlendiren Başak Tuğ, hem İslam Hukuku hem de modern hukuk içinde toplumsal cinsiyet normlarının fazlasıyla olduğuna dikkat çekti.

Filmi kurgusal açıdan değerlendiren Feyza Akınerdem filmde kadınların kendilerini haklı gösterecek bir hikaye kurguladıklarını söyledi. Bütün toplumsal adalet sistemlerinde, bir hikaye üzerinden hak talebinde bulunma mecburiyetini gösterildiğini sözlerine ekledi. Filmlerdeki adalet dağıtımının cinsiyetli bir dağıtım olduğunu belirten Akınerdem, adaleti dağıtanın erkek kahraman olduğunu ifade etti. Kadınların ise bir erkeğin gelip adalet dağıtmasını beklediklerine dikkat çekti.

Abone ol