Grafen Türkiye Konferansının üçüncüsü gerçekleşti

Grafen Türkiye Konferansının üçüncüsü gerçekleşti

Bu yıl TÜBİTAK MAM ve Sabancı Üniversitesi önderliğinde 3.sü düzenlenen “Laboratuvardan Endüstriye Yeni Gelişen 2 Boyutlu Malzemeler ve Grafen Konferansı” 20-21 Ekim tarihlerinde Hilton Kozyatağı Otel’de yüksek bir katılımla gerçekleşti.


Açılış konuşmalarını konferans başkanı Doç. Dr. Bahadır Tunaboylu adına TÜBİTAK MAM’dan Doç. Dr. Murat Makaracı ve konferansın diğer eş başkanları Sabancı Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi dekanı Prof. Dr. Yusuf Menceloğlu ve UC Riverside’dan Prof. Dr. Cengiz Özkan yaptı.

Konferansın genel akışı şu şekilde gerçekleşti: Grafen ve ilgili iki boyutlu malzemelerin sentezinden, kompozit üretimi, enerji, elektronik, biyoteknolojik uygulamaları ve endüstriyelleşmesi üzerine konuşmalar yapıldı. Konferansın ilk günü karbon nano malzemelerin ticarileşmesi konusunda tanınmış değerli bilim adamlarından Tsinghua Universitesi’nden Prof. Fei Wei genel bir konuşma yaptı. Daha sonra KAIST’tan Prof. Seokwoo Jeon ve  Sungkyunkwan Universitesi’nden Prof. Jae-Young Choi konuştu. Türkiye’nin seçilen alanlarda yol haritasını belirlenmek için hem endüstriden hem de akademiden kişilerin katıldığı bir panel de düzenlendi.

Konferansın ikinci günü ise poster ödül töreni de gerçekleşti. Birincilik ödülü İTÜ’den Duygu Ağaoğulları’na, 2.lik ödülü TOBB Üniversitesi’nden Doğukan Şenyıldız’a ve 3.lük ödülü ise Sabancı Ünivesitesi’nden Jamal Seyyed Monfared Zanjani’ye verilmiştir.  

Grafen Türkiye 2016 Konferansı’nın organizasyonunda TÜBİTAK MAM’dan Dr. İbrahim Bekar, Doç. Dr. Nevin Taşaltın, Doç. Dr. İlke Gürol, Dr. Elif Parlak ve Sabancı Üniversitesi’nden Yard. Doç. Dr. Burcu Saner Okan aktif olarak yer almışlardır. 

Önümüzdeki yıl, 4. Grafen Türkiye Konferansı 2017'nin Sabancı Üniversitesi Kompozit Teknolojileri Mükemmeliyet Merkezi’nde yapılmasına da karar verildi. Ayrıca grafen ve ilgili malzemelerin Türkiye pazarında yerini alabilmesi için firmaların, üniversitelerin ve kalkınma ajansların katılacağı “Grafen Kümelenmesi” oluşturulmasına da karar verildi. 

Osman Hamdi Bey tablolarının anatomisi çözülüyor

Osman Hamdi Bey tablolarının anatomisi çözülüyor

Bank of America Merrill Lynch’in, dünya çapında yürüttüğü “Sanatı Koruma Projesi” kapsamında, Sakıp Sabancı Müzesi koleksiyonunda yer alan Osman Hamdi Bey’e ait altı tablonun konservasyon ve bilimsel araştırma çalışmalarına başlandı.

Gerçekleştirilen projenin bilimsel danışmanlığını Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi Resim ve Çağdaş Sanat Konservasyon Uzmanı ve Danimarka Güzel Sanatlar Akademisi mensubu Filiz Kuvvetli üstleniyor. Projenin bilim komitesini ise Filiz Kuvvetli’nin yanı sıra Getty Konservasyon Enstitüsü Kimya Uzmanı Lynn Lee, Sabancı Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Malzeme Bilimi ve Mühendislik Programı Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Mehmet Ali Gülgün, Sabancı Üniversitesi Nanoteknoloji Araştırma ve Uygulama Merkezi SUNUM’da görev yapan Dr. Meltem Sezen ve Dr. Feray Bakan oluşturuyor.

Bank of America Merrill Lynch tarafından dünya çapında hayata geçirilen “Sanatı Koruma Projesi” kapsamında, Türkiye’den, Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi koleksiyonunda yer alan Osman Hamdi Bey tablolarının konservasyon ve araştırma çalışmalarının yürütüldüğü bir proje gerçekleştiriliyor. Proje kapsamında Türk sanat tarihinin önemli sanatçılarından Osman Hamdi Bey’in altı tablosu, kullanılan teknik ve malzeme bakımından titizlikle inceleniyor. S.Ü. Sakıp Sabancı Müzesi’nin koleksiyonunda yer alan ve proje kapsamında incelenen diğer Osman Hamdi Bey tabloları ise “Kuran Okuyan Adam”, “Camii”, “Kokana Despina”, “Naile Hanım’ın Portresi” ve “Beyaz Vazoda Çiçekler”. Araştırma sonrasında eserler 2017’nin ilk yarısında açılması beklenen Osman Hamdi Bey sergisi ile sanatseverlerle buluşacak.

Osman Hamdi Bey'in en değerli eseri 'Kaplumbağa Terbiyecisi' adlı tuval üstü yağlı boya tablosunun biri Pera Müzesi'nde, diğer ise Belma Simavi koleksiyonunda yer alıyor. 

X-RAY TEKNOLOJİSİYLE İNCELENECEK

Konservatörlerin resimler üzerindeki onarım çalışmalarını yapmaya başlamadan önceki araştırma sürecinde, sanatçı tarafından kullanılmış malzeme ve tekniklerin incelenmesi, eser üzerinde daha önce yapılan onarımlar ve yüzeyde görülemeyen hasarlar hakkında bilgi sağlıyor. Konservatörler tarafından sıklıkla kullanılan X-Radyoloji tekniğiyle, X-Ray ışınının farklı yoğunluklardaki materyallerin içinden geçerek çıplak gözün tespit edemediği bilgiler ortaya çıkarılıyor. Resimde kullanılan materyallerin çoğu, atomik yapısına göre değişiklik göstermek üzere, X-Ray ışığında geçirgen olma özelliği taşıyor. Böylece bu işlemle, resmin ilk aşamasından itibaren geçirdiği aşamalar izlenebiliyor. Hem sanatçının tuval üzerinde yaptığı değişiklikler hem de resim üzerinde sonradan yapılan onarımlar görülebiliyor.

'Arzuhalci'

ARZUHALCİ KURŞUN BARINDIRAN PİGMENTLE YAPILMIŞ

Osmanlı İmparatorluğu’ndan Türkiye Cumhuriyeti’ne uzanan bir zaman aralığında kültür ve sanat hayatına yaptığı eşsiz katkılarıyla bilinen Osman Hamdi Bey imzalı “Arzuhalci” eserinin X-Ray taramasında sanatçının tuval üzerinde kullandığı teknik, fırça hareketleri ve kademeli olarak eserde yaptığı değişiklikler açıkça görülüyor. Resimde daha açık renkte görünen kısımlar, sanatçının içinde kurşun barındıran pigment kullandığı bölgeleri ifade ediyor.

'Kur'an Okuyan Adam'

"TOPLUMSAL ZENGİNLİĞE KATKI"

Merrill Lynch Yatırım Bank A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Banu Başar, proje hakkında şunları söyledi: “Dünya çapında yürüttüğümüz Sanatı Koruma Projesi ile bir yandan sanat eserlerinin korunmasını amaçlarken; bir yandan da toplumların kültürel zenginliğine ve eğitimine katkıda bulunmayı amaçlıyoruz. Bu sayede farklı kültürler ve gelenekler arasında uyum ve karşılıklı saygı ortamı oluşturmayı hedefliyoruz. Bu sebeple Sabancı Müzesi ile Osman Hamdi Bey koleksiyonunun korunması amacıyla yaptığımız işbirliği bizim için bir gurur kaynağı. Bu çalışmanın gelecek nesillerin eğitimine ve sanata olan ilgisine katkıda bulunacağını düşünüyoruz.”

'Ab-ı Hayat Çeşmesi'

Bank of America Merrill Lynch Sanat Eserleri Koruma projesi kapsamında dünya genelinde kâr amacı gütmeyen müzelere yapılan bağışlar sayesinde, tarihsel veya kültürel öneme sahip ve yok olma tehlikesi altındaki eserlerin korunması sağlanıyor. Şirket, programın hayata geçirildiği 2010 yılından bu yana, 29 farklı ülkedeki müzelerde gerçekleşen 100’den fazla koruma projesine kaynak sağladı.

Bu eserler arasında Londra’da, Society of Antiquaries’de yer alan Magna Carta’nın 2 kopyası, Gustave Courbet’in Paris Orsay Müzesi koleksiyonundaki görkemli tablosu “L’Atelier du peintre” (Sanatçının Stüdyosu), Pablo Picasso’nun New York Guggenheim Müzesi’nde sergilenen “Ütü Yapan Kadın” tablosu, Kan Eitoku’nun Tokyo Ulusal Müzesi’nde yer alan ve Japon Hükümeti tarafından ulusal hazine kapsamına alınan 16’ıncı yüzyıldan kalma sekiz katlı paneli ile Johannesburg, Wits Sanat Müzesi’nde yer alan Gerard Sekoto imzalı bir resim koleksiyonu bulunuyor.

URARTU MÜCEVHERLERİ DE KORUMA ALTINDA

Program kapsamında, Osman Hamdi Bey’in eserlerinin yanı sıra Türkiye’den geçtiğimiz yıllarda koruma altına alınan başka eserler de bulunuyor. İstanbul Rezan Has Müzesi’nde sergilenen ve MÖ 9-7’inci yüzyıllar arasına tarihlenen Urartu Mücevherleri koleksiyonu proje kapsamında korunmaya alındı. Ayrıca, yine İstanbul’daki Türk ve İslam Eserleri Müzesi bünyesinde yer alan 8’inci yüzyıl Emevi dönemi bir Kur’an’ın restorasyonu da bu kapsamda gerçekleşen çalışmalar arasında yer alıyor.

Haber kaynağı: NTV

Tophane Gibisi Yok

Tophane Gibisi Yok

2015/16 Mercator-İPM Araştırmacısı Defne Kadıoğlu Polat'ın " "Tophane Gibisi Yok": İstanbul'da Soylulaştırma Üzerine Vaka Çalışması" adlı raporu yayımlandı. 

 

İstanbul'un Tophane semtinde yapılan saha çalışmalarına dayanan rapor, soylulaştırmanın semt sakinleri üzerindeki etkisini inceliyor.  Tophane'nin sakinleri için ne anlam ifade ettiği, semtin sosyal dokusunun soylulaştırmadan nasıl etkilendiği, yeni orta ve üst sınıf sakinlerin yanı sıra turistlerin de Tophane'ye gelişi üzerine ne tür sosyal dışlama ve çatışmaların yaşandığı gibi konulara değinen rapor, sakinlerin yerel yönetim ve hükümet ile ilişkilerini de irdeliyor.

Rapor için lütfen tıklayınız.

Raporun linki: http://ipc.sabanciuniv.edu/en/publication/there-is-nothing-quite-like-to...

Upcoming US Elections

Upcoming US Elections

Uluslararası İlişkiler ve Diplomasi Kulübü yaklaşan ABD seçimleri üzerine bir panel düzenliyor. Panelde katılımcılar Sanat ve Sosyal Bilimler Fakültesi öğretim üyelerimiz Ersin Kalaycıoğlu, Emre Hatipoğlu ve Emre Erol'un değerlendirmelerini dinleyecek. 

Panel 3 Kasım Çarşamba günü saat 17.30'da FASS G049'da gerçekleşecek.

İngilizce gerçekleşecek panele tüm Sabancı Üniversiteliler davetlidir.

--------

International Relations and Diplomacy Club's first event is on upcoming US Elections. Professors from Sabancı University Ersin Kalaycıoğlu, Emre Hatipoğlu and Emre Erol will be with participants. Event is on November 3, Thursday at 17:30 in FASS G049. 

EDU, Hexagon Studio Yönetici Geliştirme Programı’nda 2. Grup Mezuniyeti

EDU, Hexagon Studio Yönetici Geliştirme Programı’nda 2. Grup Mezuniyeti

Sabancı Üniversitesi Yönetici Geliştirme Birimi – EDU ve Hexagon Studio Holding işbirliği ile gerçekleştirilen Hexagon Studio Yönetici Geliştirme Programı, 24 Ekim 2016, Pazartesi günü Sabancı Üniversitesi Tuzla kampüsünde düzenlenen sertifika töreniyle ikinci grup mezunlarını verdi.

Sertifika törenine Hexagon Studio Genel Müdürü Tolga Doğancıoğlu’nun yanı sıra birçok üst düzey yönetici katıldı.

Farklı birimlerde görev alan ve 14 kişiden oluşan proje ve takım liderleri grubunun katıldığı eğitimler  Ocak 2016 – Ekim 2016 tarihleri arasında gerçekleşti. Her ay bir modülün ele alındığı Yönetici Geliştirme Programı’nın amacı ortak bir dil oluşturmak; Strateji, Pazarlama, Liderlik, İnsan Kaynakları ve Finans konularına odaklanarak Hexagon Studio proje liderleri ve takım liderlerinin gelişimini desteklemektir.

Hexagon Studio ve Sabancı Üniversitesi Yönetici Geliştirme Birimi – EDU, programın tasarım aşaması dâhil yaklaşık 2 yıldır işbirliği yapıyorlar. Uzun dönemli olan bu işbirliği her yıl gelişerek devam ediyor.

Sabancı Üniversitesinden tıp alanında dünyada bir ilk!

Sabancı Üniversitesinden tıp alanında dünyada bir ilk!

Sabancı Üniversitesinde bulunan Gözüaçık Laboratuvarı'ndaki araştırmacılar, kalıtsal ve ölümcül bir hastalığın (İnkluzyon cisimi miyopatisi, kemik Paget's hastalığı ve bunama sendromu, IBMPFD) neden ve nasıl oluştuğunu keşfetti. Ekip bu hastalık için, bu yılın Nobel Tıp Ödülü konusu da olan “Otofaji” temelli bir tedavi yöntemi öneriyor. 

Sabancı Üniversitesi Öğretim Üyesi Devrim Gözüaçık'ın yönetiminde, Moleküler Biyoloji, Genetik ve Biyomühendislik Programı doktora öğrencisi Öznur Bayraktar, beyin, kas ve kemik tutulumuyla giden, sakatlık ve bunamaya sebep olan, kalıtsal ve ölümcül bir hastalığın  (IBMPFD, İnkluzyon cisimi miyopatisi, kemik Paget's hastalığı ve bunama sendromu) oluşum mekanizmasını keşfetti. Araştırma ekibi aynı zamanda bu hastalığın bazı türlerinin tedavisinde kullanılabilecek bir yöntem olarak, bu yılın Nobel Tıp Ödülü konusu da olan “Otofaji” temelinde bir tedavi yöntemi önerdi. 

IBMPFD, İnkluzyon cisimi miyopatisi, kemik Paget's hastalığı ve bunama sendromu

Bu önemli buluşun, IBMPFD hastalığının yanında, ALS, Parkinson, Hungtinton, Lewy Cisimi Hastalığı ve Machado-Joseph Hastalığı gibi hastalıkların daha iyi anlaşılmasına, kişiselleştirilmiş tanı ile daha etkili bir tedavi edilmesine yol açması bekleniyor. Çalışma şu an klinik öncesi aşamada ve hastalara uygulanması için ayrıntılı klinik çalışmalar yapılması gerekiyor.

Dr Devrim Gözüaçık’ın yönetimdeki araştırmacı ekip; Öznur Bayraktar, Özlem Oral, Nur Kocatürk, Yunus Akkoç, Karin Eberhart, Ali Koşar'dan oluşuyor. Ekibin çalışmayı detaylı olarak ortaya koydukları makaleleri uluslararası bir bilim dergisi olan PLOS ONE Ekim 2016 sayısında yayınlandı. 

2016 Nobel Tıp Ödülü’ne konu olan Otofaji Nedir?

Otofaji, tıp, genetik ve moleküler hücre biyolojisinde yeni ve yükselmekte olan bir alandır. Geçen 10 yıl içinde genişleyerek en önemli temel ve klinik araştırma sahalarını kapsamıştır. Otofaji, vücudun geri dönüştürme mekanizması gibi işleyerek hücrelerdeki bozulan ve hastalıklı proteinlerin ve mitokondri gibi yapıların temizlenmesini sağlıyor. Bu mekanizma sayesinde vücut kanser, Alzheimer, Parkinson ve diyabet gibi hastalıkları önleyebiliyor, mikroplarla savaşıyor, bağışıklık sistemini güçlendiriyor. Otofaji'nin sağlık insan sağlığı açısından taşıdığı önemin anlaşılması ve otofaji ile ilgili ilaç araştırmalarının hızlanması nedeniyle, 2016 yılı Nobel Tıp Ödülü, konu hakkındaki ilk araştırmaları başlatan Japon Profesör Yoshinori Ohsumi'ye İsveç'te 10 Aralık tarihindeki yapılacak törenle verilecek. Dr Gözüaçık'ın laboratuvarı, Türkiye'de otofaji araştırmalarına adanmış ilk ve tek laboratuvar ve uluslar arası arenada Türkiye'yi temsil ediyor. 

PLOS ONE Makale linki: http://journals.plos.org/plosone/article?id=10.1371%2Fjournal.pone.0164864

Gözüaçık Bilimsel Araştırma Laboratuvarı hakkında:  http://myweb.sabanciuniv.edu/dgozuacik/

EFSUN - Sabanci University Center of Excellence for Functional Surfaces and Interface: http://efsun.sabanciuniv.edu

NS-FUTURE Joint Seminar by Cleva Ow-Yang

NS-FUTURE Joint Seminar by Cleva Ow-Yang

“Sustainability and Alternative Energy: Lowering Our Footprint on Our Planet”

02 November Wednesday at 12.40, FENS L062


Over the recent decade, the effects of global warming have made a clear case for revisiting how modern life must be better adapted so that future generations can enjoy similar levels of lifestyle on our planet. To minimize carbon consumption, one strategy has been to develop sources of alternative energy, of which there are many competing technologies. However, one topic receiving less attention to‐date is that of sustainability—how can we live in a manner that lowers our impact on the environment, one that enables our planet to continue sustaining life decades from now?

There are no simple solutions to lowering our carbon footprint—for every solution proposed, new challenges arise. In this talk, I would like to frame the multi‐faceted analysis for identifying viable solutions to the challenges we are facing, and my goal is to foster the on‐going debate on resolving the interconnected problems of climate, energy, and sustainability.

Saygıyla anıyoruz...

Saygıyla anıyoruz...

31 Ekim 2007 tarihinde aramızdan ayrılan Sabancı Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi öğretim üyemiz Prof. Dr. Erdal İnönü’yü saygı ile anıyoruz.

Prof. Dr. Erdal İnönü

Prof. Dr. Erdal İnönü, 6 Haziran 1926 tarihinde Ankara'da dünyaya geldi. Türkiye'nin 2. Cumhurbaşkanı İsmet İnönü ile Mevhibe İnönü'nün oğlu olan Erdal İnönü'nün çocukluğu, dönemin siyasi gelişmeleriyle iç içe geçti.

İlk, orta ve lise öğrenimini Ankara'da yapan Erdal İnönü, 1947'de Fen Fakültesi'nden fizik lisansı diploması aldıktan sonra ABD'ye gitti. California Teknoloji Enstitüsü'nde doktora derecesini tamamlayan Erdal İnönü, ''teorik fizik'' alanında araştırmalar yaptı ve Türkiye'ye döndükten sonra Ankara Üniversitesi'nde asistan olarak göreve başladı.

Askerlik görevinin ardından doçent olan Erdal İnönü, 1957-1960 arasında yeniden ABD'ye giderek çeşitli üniversite ve araştırma enstitülerinde çalıştı.

1964-1974 yılları arasında Ortadoğu Teknik Üniversitesi'nde (ODTÜ) ''Fizik Profesörü'' olarak görev alan Erdal İnönü, üniversitede bölüm başkanlığı, dekanlık ve rektörlük görevlerinde bulundu.

Erdal İnönü, 1974'te Boğaziçi Üniversitesi'ne geçti ve burada fizik profesörlüğünün yanı sıra Temel Bilimler Fakültesi Dekanlığı görevini üstlendi.

TÜBİTAK'ın kuruluşuna katkıda bulunan Erdal İnönü, bir süre Temel Araştırmalar Enstitüsü'nde ''kurucu müdürlük'' görevini sürdürdü.

Prof. Dr. Erdal İnönü, NATO Fen Komitesi'nin yanı sıra UNESCO Yürütme Kurulunda da görev aldı.

SİYASET DÜNYASINA ADIM

12 Eylül 1980 harekatının ardından, 1983 yılında yeni partilerin kurulmaya başlamasıyla Erdal İnönü de aktif siyasete girdi.

Sosyal Demokrasi Partisi'nin (SODEP) kurucu genel başkanı olan Erdal İnönü, SODEP ile Halkçı Partinin birleşmesiyle kurulan Sosyaldemokrat Halkçı Parti'nin (SHP) ilk olağanüstü kurultayında bu partinin genel başkanlığına seçildi. Erdal İnönü, SHP Genel Başkanlığı görevini 1993 yılına kadar sürdürdü.

Erdal İnönü, 1986 yılında yapılan ara seçimlerinde İzmir'den milletvekili seçildi; 18. ve 19. Dönemlerde de TBMM'de görev aldı.

DYP-SHP KOALİSYONU

Erdal İnönü, 1991 genel seçimlerinden sonra, SHP'nin Doğru Yol Partisi (DYP) ile kurduğu, Süleyman Demirel'in başbakanlığındaki koalisyon hükümetinde Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı olarak görev aldı.

8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın ölümünün ardından Süleyman Demirel'in 16 Mayıs 1993'te 9. Cumhurbaşkanı seçilmesinden sonra Tansu Çiller'in başbakanlığında DYP-SHP koalisyonu devam ederken, Erdal İnönü genel başkanlığı bırakma kararını açıkladı ve SHP'nin 11 Eylül 1993'teki 4. kurultayında yeniden aday olmadı.

SHP'nin CHP ile birleşmesinin ardından, 27 Mart 1995 tarihinde koalisyon hükümetinin sosyal demokrat kanadında değişikliğe gidildi ve Erdal İnönü Dışişleri Bakanlığı görevini üstlendi. Erdal İnönü, 1995 yılının Mart ayında başladığı bu görevini Ekim ayına kadar sürdürdü.

Erdal İnönü, aktif siyaseti bıraktıktan sonra anılarını kaleme aldı.

Sevinç İnönü ile evli olan Erdal İnönü, İngilizce ve Fransızca biliyordu.

Hayatının önemli bir kesitini temel bilimlere adamıştı...

Sayın Erdal İnönü Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumunun kuruluşuna katkıda bulunmuş, TÜBİTAK Temel Araştırmalar Enstitüsü'nde kurucu müdürlük yapmış, fizik alanında verilen Wigner Madalyası'nı almış ve aralarında Sabancı Üniversitesi de olmak üzere ülkemizde birçok üniversitede fizik profesörlüğü yapmış olan İnönü, hayatının önemli bir kesitini temel bilimlere adamıştı.

Sayın Erdal İnönü, Ekim 2002 yılından tedavisi için ABD'ye gidene kadar  Sabancı Üniversitesi Sanat ve Sosyal Bilimler Fakültesinde 'Bilim Tarihi' dersi verdi.



Erdal İnönü’nün ülkemizin bilimsel gelişimi için yaptıklarını daha da ileriye taşımak, kendisinin bilime olan inancı ve bu alandaki sayısız katkılarını onurlandırmak üzere, Sabancı Üniversitesi’nde Erdal İnönü Kürsüsü kurulmuştur. Bu kürsü Türkiye ve dünyada Erdal İnönü adına kurulacak ilk kürsü olma özelliğini taşımaktadır. Kürsünün amacı, kariyerinin başında olan ve gelecek vaat eden bir genç araştırmacının “Doğa Bilimleri veya Bilim Tarihi” alanında yapacağı çalışmaları en az altı yıl boyunca desteklemektir. 


Mercator-İPM Araştırma Bursu Programı Beşinci Yılında

Mercator-İPM Araştırma Bursu Programı Beşinci Yılında

Mercator-İstanbul Politikalar Merkezi (İPM) Araştırma Bursu Programı’nın beşinci yılının başlaması nedeniyle bir etkinlik gerçekleştirildi. 

Düzenlenen etkinlik kapsamında İstanbul Politikalar Merkezi-Sabancı Üniversitesi-Stiftung Mercator Girişimi evsahipliğinde “15 Temmuz sonrası Türkiye-AB İlişkileri: İşbirliği ve Ortaklık İhtiyacı” başlıklı bir panel yapıldı. Panele İPM Direktörü Fuat Keyman, Eski Federal Alman Meclisi Dış İlişkiler Komitesi Başkanı ve 2014/15 Mercator-İPM Kıdemli Akademi Üyesi Ruprecht Polenz, Ecole des Hautes Etudes en Sciences Sociales Öğretim Üyesi ve 2015/16 Mercator-İPM Kıdemli Akademi Üyesi Nilüfer Göle ve Avrupa İstikrar Girişimi Kurucu Başkanı ve 2016/17 Mercator-İPM Kıdemli Akademi Üyesi Gerald Knaus’un konuşmacı olarak katıldığı panelin moderatörlüğünü, İPM Kıdemli Araştırmacısı ve Akademik İlişkiler Koordinatörü Senem Aydın-Düzgit yaptı. 

Gerçekleştirilen “15 Temmuz sonrası Türkiye-AB İlişkileri: İşbirliği ve Ortaklık İhtiyacı” paneli ile konunun önde gelen uzmanları ve akademisyenler bir araya getirilerek, 15 Temmuz sonrasını AB ve Türkiye’nin yüzleştiği zorluklar çerçevesi içinde incelemek ve daha fazla  işbirliği için bilgi alışverişini başlatmak hedefleniyor.

Panelin ardından gerçekleştirilen konuşmalar sonrasında 2016/2017 Mercator-İPM Burs Programına kabul edilen araştırmacılar, yapılan video çekimleri ile tanıtıldı. Mercator-İPM Araştırma Programı’nın beşinci dönemine başlanılan 2016/17 döneminde, Kristen Biehl, Wiebke Hohberger, Magdalena Kirchner, Emre Üçkardeşler, Tuğba Ağaçayak ve Sarah Louise Nash araştırmacı olarak görev alıyor. 

Toplantıda ayrıca, İPM-Sabancı Üniversitesi-Stiftung Mercator Girişimi, Sabancı Üniversitesi ve Stiftung Mercator stratejik ortaklığının 2021 yılına kadar uzatıldığı açıklandı.

Mercator-İPM Araştırma Bursu Programı, bu ortaklığın bir parçası ve ağırlıklı olarak Almanya’dan gelecek bursiyerlerin Avrupa Birliği/Almanya-Türkiye ilişkileri ve iklim değişikliği alanlarında yapacakları araştırmalarla, Türkiye-Almanya ve aynı zamanda Türkiye-Avrupa arasındaki akademik, siyasal ve sosyal bağları güçlendirmeyi amaçlıyor.

Araştırmacıların tanıtım videosu için tıklayınız: https://vimeo.com/188619162

Abone ol