Yeni bir kavram İMOVASYON

Yeni bir kavram İMOVASYON

Sabancı Üniversitesi Yönetici Geliştirme Birimi’nden (EDU) tartışma yaratacak bir konferans daha İnovasyon mu? İmitasyon mu?

Yeni bir kavram İMOVASYON

Sabancı Üniversitesi Yönetici Geliştirme Birimi’nin Exclusive Line konferans dizisinin ikincisinde konuşmacı olan Prof. Oded Shenkar, Çin’in başarı modeli olarak imovasyon kavramını anlattı. Shenkar, konuşmasında katılımcılara “İmitasyon da harikadır, inovasyona odaklandığınız sürece imitasyonu da bırakmayın” mesajını verdi.

Sabancı Üniversitesi Yönetici Geliştirme Birimi (EDU), 28 Mayıs 2012 Pazartesi günü, Sabancı Center’da işletme yönetiminde güncel tartışma konusu olan ve karşıtlıkları gündeme taşıyan Exclusive Line konferans dizisinin ikincisini düzenledi. Konferansın konuk konuşmacısı, uzun yıllar Çin’de kazandığı deneyimlerinin ürünü olan son kitabı COPYCATS ile iş yönetimi stratejilerine bir yenisini ekleyen Ohio Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Oded Shenkar oldu.  Prof. Shenkar konuşmasında, Çin örneğinden yola çıkarak, başarılı iş stratejilerinin şifrelerini paylaştı.

Sabancı Üniversitesi EDU Exclusive Line Konferansları dizisinin ikincisi olan konferans, Çin’in kalkınma modeli olan İmovasyon’un, Türkiye’nin de modeli olup olamayacağını irdeleyerek, katılımcı şirketlere yeni bir yol haritası sunmayı amaçladı. “İnovasyon mu? İmitasyon mu? Yeni bir yaklaşım IMOVASYON”  başlığı altığında yapılan konferans, Sabancı Üniversitesi EDU’nun uluslararasılaşma sürecindeki Türk şirketlerine yönelik düzenlediği Business Beyond Borders program etkinliği olarak duyuruldu.

İş dünyasının imovasyona bir şans vermesi gerek
Konuşmasında, iş dünyasının imovasyona bir şans vermesi gerektiğinin altını çizen Oded Shenkar, bugünkü iş dünyasında rekabet için hem imitasyon hem de inovasyonun bir arada gerçekleşmesi gerektiğini vurguladı. Sadece inovasyonun firmalara kattığı değerin düşük olduğunu savunan Shenkar, geçmiş deneyimlerden ders alarak daha etkin çözümler üretilebildiğini, maliyetlerin indiğini ve pazara daha hızlı girildiğini belirtti. Shenkar, iyi bir kopyacının da kendi ürününü inovatörlere oranla daha iyi koruyabildiğini ifade etti.

Ayakta kalabilmek için imitasyon da yapmalıyız

İmitasyona olumsuz bir çağrışım yüklenmiş olduğunu dile getiren Oded Shenkar, Shenkar, kendi buluşunu yapmayı beklemenin firmaları iş hayatında geride bırakacağını savundu. Shenkar; küreselleşme, modernizasyon, kodifikasyon ve çalışan hareketliliği ile imitasyonun daha çok önem kazandığını, yaygınlaştığını ve daha kolay hale geldiğini belirtti.

Özellikle ilaç sektöründe bütün inovatörlerin imitasyona girmeye çalıştığını söyleyen Shenkar,  “Ayakta kalabilmek için imitasyonu da yapmalıyız” dedi. İmitasyondan elde edilen gelirin inovasyon için kullanılabileceğinin de altını çizdi. Oded Shenkar imitasyonun, zeki ve seyrek bulunan bir beceri olduğunu savunurken, dünyadan başarılı imitasyon örneklerini de paylaştı.

İmovasyonun altın kuralları
Oded Shenkar konuşmasında imovasyonun altın kurallarını da katılımcılar ile paylaştı:
•    Tekerleği yeniden keşfetmeyin.
•    Stigmaları geride bırakın. İmitasyona saygı duymalıyız.
•    Çapraz işlere bakın. Neden sonuç ilişkisine bakarak derin analizler yapın.
•    Zamanlama son derece önemlidir ama her şey demek değildir. Kimi, neyi organizasyonun hangi aşamasında imite edeceğinize karar verin.
•    İnovasyonun da imitasyonunun da bir maliyeti var. İnovasyonun karşılığında ne alıyoruz, ekonomik değeri nedir sorularını sorun.
•    İyi imitasyon yapan şirket iyi savunmacıdır. İnovasyon yapın, imitasyon yapın ve imovasyona getirin.
•    İmitasyon artan bir biçimde inovasyon değildir. Kopyalamadan ziyade bir ürünün bir versiyonu olabilir.
•    İnovasyon her yerden gelecektir, ama imitasyon yapmazsanız geride kalacaksınız.
•    Çin önemli bir ekonomik dönüşüm geçirdi. İmitasyon bunun büyük bir parçasıydı.

Çin’in medeniyet tarihinde birçok önemli buluşu olduğunun altını çizen Oded Shenkar konuşmasında Çin’in önemli imovasyon başarı ve başarısızlıklarına da yer verdi. Çin’in geliştirmeye araştırmadan daha fazla kaynak ayırdığını belirten Shenkar, Çin’deki şirketlerin genellikle yabancı ortaklarından teknoloji transferi yaptıklarının da altını çizdi.

Çin uyumlular ve hazırlıksız olanlar için bir tehdittir
İmitatör konumunda bulunan Çin’in kopyalamaya bakışı değiştirdiğini söyleyen Oded Shenkar, Çin’in dünyayı değiştirdiğini belirtirken, “Bunu nasıl kaldıraç olarak kullanacaksınız?” sorusu üzerinde düşünülmesi gerektiğini söyledi. Shenkar, bu bağlamda Çin’in uyumlular ve hazırlıksız olanlar için bir tehdit oluşturduğunu ifade etti.

İkinci bölümde ise moderatörlüğünü Doç. Dr. Oğuz Babüroğlu’nun yaptığı paneller gerçekleşti. “İmovasyon’da Türkiye’nin Başarı Hikayeleri” isimli ilk panelde,  A101 CEO’su Erhan Bostan, Pegasus Yönetim Kurulu Üyesi ve CEO’su Sertaç Haybat ve Orka Group Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Orakçıoğlu ve Teknosa Genel Müdürü Mehmet T. Nane panelist olarak katıldılar. Panelistler sektörleri ve kendi imovasyon başarıları ile ilgili bilgi verdiler.

“IMOVASYON Türkiye için Yeni Bir İş Modeli mi? adlı ikinci panelde ise, T.C Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Verimlilik Genel Müdürü- Anıl Yılmaz, Maliye Bakanlığı Strateji Geliştirme Genel Müdürü- Ahmet Kesik ve T.C. Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı- Strateji Geliştirme Dairesi Başkanı – Mustafa Akmaz katılımcı oldu. Bu panelde kamu kurumlarında imovasyon çalışmaları hakkında bilgi verildi.

MIT Sloan deneyimlerini anlattılar

MIT Sloan deneyimlerini anlattılar

Sabancı Üniversitesi Yönetim Bilimleri Fakültesi’nin (YBF), geçtiğimiz ay, MIT Sloan School of Management’ın Boston’daki kampüsüne 15 günlük bir ziyaret düzenledi.



Bu yıl ilki düzenlenen ziyarette, farklı firmalarda orta ve üst düzey yönetici olarak görevlerini sürdüren 45 Sabancı Üniversitesi Executive MBA öğrencisi, iki haftalık bir eğitim programıyla MIT Sloan’a giderek ABD’deki iş ortamını tanıma fırsatı yakaladılar.  Öğrenciler, Boston çevresindeki şirketleri ziyaret ederek, MIT Sloan öğretim üyelerinin seminerlerine katıldılar ve MIT Sloan Liderlik Merkezi işbirliğiyle bir Küresel İşletme Projesi tamamladılar.

Ziyaret katılanlardan Beste Aygün, Cihan Öztürk, Levent Kirazoğlu, Merter Pıçakçı, Merve Evran, Tuğba Akgün Konuş ve Zeynep Karakaya, MIT Sloan School of Management ziyaretinden edindikleri izlenimleri ve deneyimleri paylaştılar. MIT Sloan School of Management’a düzenlenen 15 günlük ziyaretten çok memnun kaldıklarını belirten katılımcılar, MIT Sloan işbirliğinin, SU EMBA’yı seçmelerinde önemli bir etken olduğunu da ifade ettiler.

Beste Aygün: “Benim için çok ufuk açıcı bir deneyim oldu”

1. YBF ve MIT Sloan işbirliği kapsamında geçtiğimiz haftalarda ABD'ye yaptığınız eğitim gezisinden memnun kaldınız mı? Bu eğitim gezisinde en çok neden etkilendiniz?
MIT Sloan eğitim gezisinden son derecede memnun kaldım. Bu gezi benim için çok ufuk açıcı bir deneyim oldu. Gezide birçok şey beni etkiledi ama özellikle Cambridge’de girişimci- üniversite-sermaye aktörlerini çok etkin şekilde biraraya getiren bir ekosistemin meydana getirilmiş olması bana çok çarpıcı geldi. Ayrıca, devlet kurumlarının, bu ekosistemin güçlenerek devamı için sağladığı imkânlar da çok ilham vericiydi.

2. Orada aldığınız eğitimlerin sizin işiniz ve kariyeriniz için ne gibi faydaları olacağını düşünüyorsunuz?
Eğitim gezisinin ilk haftası liderlik üzerineydi. Liderlik eğitimi haftasının, hepimiz için çok faydalı olduğunu düşünüyorum. Ben de kendi liderlik özelliklerimi sorgulayıp bunları geliştirmekle ilgili çok faydalı bilgiler ve fikirler aldım. Bu bilgi ve fikirlerin, ekibimle birlikte çalışırken bana büyük faydaları olacağını düşünüyorum. Liderlik haftasında beni en çok etkileyen nokta, eğitimin, “liderlik” kavramının üzerindeki “mistik” örtüyü kaldırıp onu çok somut, her gün uygulanabilen bir kimliğe dönüştürmesi oldu.

Eğitimin inovasyona ayrılmış ikinci haftasında ise, “start-up”, “innovation”, “venture capital” , “angel investor” gibi gittikçe daha da sık kullanılmaya başlayan kavramları, bütün yönleriyle öğrenme imkânımız oldu. Bu kavramların gerçek hayatta neler ifade ettiğini, insanların hayatı üzerindeki somut etkilerini, bir innovation start-up’ın fikir aşamasından dünya devi haline nasıl gelebildiğini, örneklerle, konunun dünyaca tanınan uzmanlarıyla tartışarak, sürecin bütün aktörleriyle görüşerek öğrenme imkânı bulduk. Bence bu eşsiz bir deneyimdi. İnovasyonla ilgili öğrendiklerimiz sadece bağımsız teşebbüsler değil, şirketler bünyesinde çalışanlar için de uygulanabilir bilgilerdi. Dolayısıyla bu bilgileri, şirketimin inovasyon süreçlerini geliştirmek için kullanabileceğimi düşünüyorum.

3. MIT Sloan ile yapılan işbirliği SU EMBA'yı seçmenizde etkili olmuş muydu?
Evet, olmuştu.

4. Şu ana kadar olan eğitiminizden ve MIT gezinizden edindiğiniz ve programa katılmayı düşünecek kişilerle paylaşmak istediğiniz izlenim, deneyim ve/veya düşünceleriniz var mı?
Gerek Sabancı’daki EMBA eğitimimin bütünü, gerekse MIT gezisinde görüp öğrendiklerim konusundaki olumlu deneyim ve görüşlerimi, programa yeni katılacak arkadaşlarla paylaşmaktan mutluluk duyarım.



Cihan Öztürk: “Geniş bir network olanağı sağlamasının yanında teoride kalmayan pratik beceriler de kazandırıyor insana”


1. YBF ve MIT Sloan işbirliği kapsamında geçtiğimiz haftalarda ABD'ye yaptığınız eğitim gezisinden memnun kaldınız mı? Bu eğitim gezisinde en çok neden etkilendiniz?
Evet memnun kaldım. Liderlikle ilgili öğretilen modellerden etkilendim.
 
2. Orada aldığınız eğitimlerin sizin işiniz ve kariyeriniz için ne gibi faydaları olacağını düşünüyorsunuz?
Bu eğitim liderlik becerilerimi geliştirdiğini düşünüyorum. İşimde, ekibimin daha etkin yönetilmesi ve toplantılardaki verimin artırılması adına bu becerileri kullanabileceğimi düşünüyorum.

3. MIT Sloan ile yapılan işbirliği SU EMBA'yı seçmenizde etkili olmuş muydu?
Evet.

4. Şu ana kadar olan eğitiminizden ve MIT gezinizden edindiğiniz ve programa katılmayı düşünecek kişilerle paylaşmak istediğiniz izlenim, deneyim ve/veya düşünceleriniz var mı?
Programdan oldukça memnunun. Geniş bir network olanağı sağlamasının yanında teoride kalmayan pratik beceriler de kazandırıyor insana.

Levent Kirazoğlu: “Belki de programın sonunda keşke bitmese dedirtebilir...”

1. YBF ve MIT Sloan işbirliği kapsamında geçtiğimiz haftalarda ABD'ye yaptığınız eğitim gezisinden memnun kaldınız mı? Bu eğitim gezisinde en çok neden etkilendiniz?
Eğitim gezisinden son derece memnun kaldım. MIT kültürü, eğitim veren öğretim üyelerinin dinamizmi ve öğretme tutkusu beni çok etkiledi. Sabancı Üniversitesi’ndeki programımızda olduğu gibi MIT’de de teori ve pratik hayatın birbirinden koparılmadan bir arada aktarılması, eski geleneksel eğitim sistemlerine göre fark yaratan bir nokta.

2. Orada aldığınız eğitimlerin sizin işiniz ve kariyeriniz için ne gibi faydaları olacağını düşünüyorsunuz?
İş ve kariyer hedeflerine katkı potansiyelini ikinci plana koyuyorum. Kendimize bireysel anlamda çok önemli katkılar sağladığını düşünüyorum. Bireysel gelişim sonunda kariyere de yansır, bundan hiç şüphe duymuyorum.

3. MIT Sloan ile yapılan işbirliği SU EMBA'yı seçmenizde etkili olmuş muydu?
Evet olmuştu.

4. Şu ana kadar olan eğitiminizden ve MIT gezinizden edindiğiniz ve programa katılmayı düşünecek kişilerle paylaşmak istediğiniz izlenim, deneyim ve/veya düşünceleriniz var mı?
Sabancı Üniversitesi’nin EMBA programına katılmak demek, çalışan biri için zor geçecek bir 1,5 yıllık süreç anlamına geliyor. Ancak aldığınız haz, edindiğiniz arkadaşlıklar ve tecrübeler, tanıdığınız ve eğitim aldığınız eğitmen kadroların tecrübe ve kalitesi, 2 haftalık MIT programının size kattıkları ve daha bir çok artı, bu zor süreci keyifli ve güzel bir hale getiriyor. Belki de programın sonunda keşke bitmese dedirtebilir...

Merter Pıçakçı: “MIT gezisinde bence en önemli kazanımlarımdan biride arkadaşlarımı daha iyi tanımak ve uzun yıllar unutamayacağım bir deneyim sahibi olmak oldu”

1. YBF ve MIT Sloan işbirliği kapsamında geçtiğimiz haftalarda ABD'ye yaptığınız eğitim gezisinden memnun kaldınız mı? Bu eğitim gezisinde en çok neden etkilendiniz?
MIT School of Management gezisinden çok memnun kaldım. Özellikle beni etkileyen unsurlardan biri girişimcilik ve inovasyon konusunda MIT’nin uygulamaya yönelik yaklaşımının yarattığı kaldıraç etkisi oldu. Örneğin MIT gezisi programı çerçevesinde ziyaret ettiğimiz inovasyona destek veren merkezlerden Deshpande Center’da bir fikrin nasıl hayata geçtiği ve hangi kanalardan destek gördüğünü birebir tanık olmak çok kıymetli bir deneyimdi.

2. Orada aldığınız eğitimlerin sizin işiniz ve kariyeriniz için ne gibi faydaları olacağını düşünüyorsunuz?
MIT’de öğrendiğim en önemli konu ürettiğiniz ürünü veya servisi ne kadar üstün teknoloji ile yaparsanız yapın mutlaka müşterinin ihtiyaçlarına cevap vermesi gerektiği. Karışık ve anlaması güç ürünler veya servisler girişimcilik maceranızda başarısızlığa yol açabilir. Özellikle firma içinde değişim stratejileri uygulamak isteyenler veya girişimciler için orada aldığımız eğitimin bulunmaz bir fırsat olduğunu düşünüyorum. Ayrıca yurtdışında ki eğitim ve iş çevrelerine yapılan bu tip ziyaretlerin katılımcıların vizyonunu genişleteceğini düşünüyorum.

3. MIT Sloan ile yapılan işbirliği SU EMBA'yı seçmenizde etkili olmuş muydu?
Executive MBA ile ilgili son dört senedir araştırma yapıyordum. Bundan dolayı Sabancı’nın da birçok kez Executive MBA bilgilendirme toplantılarına katılmıştım. Açıkçası Sabancı EMBA’yı seçmemde ki en önemli sebeplerden biri program da bulunan alanında başarılı hocalarla birlikte bu sene başlanan MIT Sloan işbirliği demek yanlış olmaz.
 
4. Şu ana kadar olan eğitiminizden ve MIT gezinizden edindiğiniz ve programa katılmayı düşünecek kişilerle paylaşmak istediğiniz izlenim, deneyim ve/veya düşünceleriniz var mı?
Sabancı EMBA programının Türkiye’de diğer Executive MBA eğitimi veren kurumlardan farkı sanayi bölgelerine yakınlığı, kaliteli hocaları ve ulusla arası alanda dünyanın sayılı eğitim kurumlarından sayılan MIT Sloan School of Management ile olan işbirliği olduğunu düşünüyorum. Özellikle MIT gezisinde yurtdışında ki firmaların stratejik, politik ve kültürel yapılarını daha iyi tanıma şansınız oluyor.

Önemli bulduğum diğer bir konu ise sizle birlikte gezide bulunan ve İstanbul’da sadece hafta sonları birlikte olduğunuz sınıf arkadaşlarınızı daha iyi tanımanıza, onlarla birlikte grup çalışmaları yapmanıza ve fikir alışverişinde bulunmanız olanak sağlaması. Profesyonel iş yaşamınızdan kaynaklanan zaman darlığı bazen sınıf arkadaşlarınızla sosyalleşmenizi engelleyebiliyor. Ama MIT gezisinde bence en önemli kazanımlarımdan biride arkadaşlarımı daha iyi tanımak ve uzun yıllar unutamayacağım bir deneyim sahibi olmak oldu.

Merve Evran: “Bu işbirliğini bize sundukları için Güler Sabancı'ya ve emeği olan tüm yetkililere teşekkür ediyorum”
 
1. YBF ve MIT Sloan işbirliği kapsamında geçtiğimiz haftalarda ABD'ye yaptığınız eğitim gezisinden memnun kaldınız mı? Bu eğitim gezisinde en çok neden etkilendiniz?
Eğitim gezisinden çok memnun kaldım. Eğitimin özellikle birinci haftasında öğretim metodlarının ezberden uzak olarak tasarlanması beni çok etkiledi. Amerika'da lisans eğitimi almış olsam bile, bu şekilde bir derste bulunmamıştım. Açıkçası, ileride vereceğim eğitimlerde kullanabileceğim metodlar görmüş oldum.
 
2. Orada aldığınız eğitimlerin sizin işiniz ve kariyeriniz için ne gibi faydaları olacağını düşünüyorsunuz?
Liderlik, innovasyon gibi günümüzün en değerli yapıtaşları bizlere çok değerli tüyolarla birlikte sunuldu. Simülasyonlar ile de sunulan bu dersler pekiştirildi. Sadece işyerinde değil, günlük hayatımızda bile kullanabileceğimiz yaklaşımların analitik hale gelmiş metodolojilerini gördük. Adımlarımı atmadan önce bu metodolojilerin üzerinden her karar aşamasında geçmeyi düşünüyorum.

3. MIT Sloan ile yapılan işbirliği SU EMBA'yı seçmenizde etkili olmuş muydu?
Benim Sabancı Üniversitesi EMBA'yı seçmemdeki tek etken bu idi. Lisansı yurtdışında tamamlamış olmam sebebiyle, masterımı da yurtdışında yapmayı düşünüyordum; ancak işimden de memnundum. Bu sebeple bir taşla iki kuş vurabileceğim fırsat olduğunu keşfettiğimde, yurtdışına işimden ayrılmadan gidebileceğimi düşündüm. Açıkçası çok memnun kaldım.

4. Şu ana kadar olan eğitiminizden ve MIT gezinizden edindiğiniz ve programa katılmayı düşünecek kişilerle paylaşmak istediğiniz izlenim, deneyim ve/veya düşünceleriniz var mı?
MIT havasının solunması gereken bir akademik kurum. Eğitimlerin sunumları, network olanakları, profesörlerin değişik bakış açıları benim kişiliğime ve bilgi dağarcığıma çok katkıda bulundu. Bakış açımın daha da genişlediğini düşünüyorum. Önceden Amerika'da yaşamış olmam sebebiyle, yaşam şekline ve kültüre aşinaydım ancak eğitimden çok etkilendim. Bu işbirliğini bize sundukları için Güler Sabancı'ya ve emeği olan tüm yetkililere teşekkür ediyorum.

Tuğba Akgün Konuş: “İki hafta süresinde sadece eğitime yoğunlaşabilmek ve MlT kalitesinde bir eğitim almak büyük ayrıcalık”

1. YBF ve MIT Sloan işbirliği kapsamında geçtiğimiz haftalarda ABD'ye yaptığınız eğitim gezisinden memnun kaldınız mı? Bu eğitim gezisinde en çok neden etkilendiniz?
Çok memnun kaldım. En çok öğrendiğimiz bilgileri hemen pratiğe dökebilmek hoşuma gitti. Gördüğüm herşey teorik bilginin pratik uygulamalar ile birleştirilmiş haliydi. İş hayatında karşılaştığımız problemlere dair bir bir çözümler gördüm. Eğitim kalitesi süperdi, öğretim görevlilerinin bize birşeyler öğretmek konusundaki şevkleri bizi daha da motive etti. Bize anlatılan modellerin uygulandığı firmaları ziyaret ettikçe bilginin nerede ve nasıl kullanıldığını görmüş olduk.

2. Orada aldığınız eğitimlerin sizin işiniz ve kariyeriniz için ne gibi faydaları olacağını düşünüyorsunuz?

Faydalı olmaya başladı bile… Oradaki eğitimin ilk haftasi kendimize dönük bir calışmaydı, kendi liderlik imzamızı bulmamızda önemli katkıları oldu. Türkiye’ye kendimi çok daha iyi tanıtarak, kendimden çok daha emin bir şekilde döndüm.

3. MIT Sloan ile yapılan işbirliği SU EMBA'yı seçmenizde etkili olmuş muydu?
Evet, büyük ölçüde etkili oldu.

4. Şu ana kadar olan eğitiminizden ve MIT gezinizden edindiğiniz ve programa katılmayı düşünecek kişilerle paylaşmak istediğiniz izlenim, deneyim ve/veya düşünceleriniz var mı?
Türkiye piyasasında kesinlikle 1 numara olduğunu söyleyebilirim. Türkiye’de ne yazık ki henüz bu denli pratiğe dönüşmüş Executive MBA programları bulunmuyor. İki hafta süresinde sadece eğitime yoğunlaşabilmek ve MlT kalitesinde bir eğitim almak büyük ayrıcalık.

Zeynep Karakaya: “Sabancı Üniversitesi’ni farklı yapan ise uzun süredir bu programı sürdürüyor olmasının verdiği deneyimin yanısıra, kesinlikle güçlü, deneyimli ve dinamik idari ve akademik kadrosudur”

1. YBF ve MIT Sloan işbirliği kapsamında geçtiğimiz haftalarda ABD'ye yaptığınız eğitim gezisinden memnun kaldınız mı? Bu eğitim gezisinde en çok neden etkilendiniz?
Eğitim gezisinden kesinlikle çok memnun kaldım. Çok ince düşünülmüş, güzel organize edilmiş olmasının yanında beni daha çok profesörlerin performansları ve değişik bakış açıları etkiledi. Dersler keyifli olmakla birlikte kesinlikle katılımcıda iz bırakıyor.  Liderlik eğitimininde yapılan atölya çalışmalarında diğer sınıf arkadaşlarımla birlikte kendimi de daha iyi tanıdığımı düşünüyorum. Yapılan simülasyon çalışması oldukça verimliydi.

İkinci hafta ise alışık olduğumuz kültürün dışında bir hayat görmek kesinlikle çok etkileyici oldu. Tabi iki haftalık eğitim sürecinden bu kadar faydalanabilmemde mevcut ortamın dışına çıkarılarak bütün konsantrasyonun sağlanmasının önemli bir faktör olduğu görüşündeyim.

2. Orada aldığınız eğitimlerin sizin işiniz ve kariyeriniz için ne gibi faydaları olacağını düşünüyorsunuz?
Eğitimlerin oldukça verimli geçtiğine inanıyorum. Daha önce çeşitli kereler aldığım kişisel gelişim eğitimlerin dışında farklı şekilde düşünmemi sağladı. Bu gezide edindiklerim kişisel gelişimin yanında iş hayatında uygulamaya geçirildiği takdirde kesinlikle fark yaratacaktır. Bu iki haftanın özgüvenimi yükselttiğini bile düşünüyorum.

3. MIT Sloan ile yapılan işbirliği SU EMBA'yı seçmenizde etkili olmuş muydu?
Sabancı Üniversitesi EMBA, bu program için katılmayı arzuladığım iki üniversiteden biriydi; ama MIT Sloan gezisi diğer tercihimi elememi sağladı. 

4. Şu ana kadar olan eğitiminizden ve MIT gezinizden edindiğiniz ve programa katılmayı düşünecek kişilerle paylaşmak istediğiniz izlenim, deneyim ve/veya düşünceleriniz var mı?
Ben kişilerin içinde bulundukları iş temposunda körleştiklerini, yaptıkları iş ve çalıştıkları sektör dışında başka birşey yokmuş gibi davranmaya başladıklarını düşünüyorum. EMBA, öncelikle insanı yoğun çalışma ortamından kesinlikle bir miktar koparıp dışarıda nasıl bir hayatın devam ettiğini gösteriyor. Sabancı Üniversitesi EMBA, diğer sektörlerde işlerin nasıl gittiğini görmemi, farklı insanlar tanımamı, onlardan ders almamı, vaka çalışmaları ile faydalı analizler yapmamı sağladı. Bunun dışında, uzun süredir unuttuğum bazı alanlarda bilgilerimi tazeleyerek, tekrar düşünmemi sağladı. Kesinlikle kendime olan güvenimi arttırdı. Bu konuda Sabancı Üniversitesi’ni farklı yapan ise uzun süredir bu programı sürdürüyor olmasının verdiği deneyimin yanısıra, kesinlikle güçlü, deneyimli ve dinamik idari ve akademik kadrosudur. Programa 15 günlük MIT deneyiminin de katılmış olmasının da SU EMB’ yı diğerlerinden çok farklı kıldığına inanıyorum.






Binlerce çocuk, genç, engelli ve yaşlılar için Güneş Günü

Binlerce çocuk, genç, engelli ve yaşlılar için Güneş Günü

Sabancı Üniversitesi Güneş Günü 12. yılında yine binlerce çocuk, genç, engelli ve yaşlıları bir araya getirdi

Foto galeri

Sabancı Üniversitesi Toplumsal Duyarlılık Projeleri tarafından geleneksel olarak her yıl düzenlenen Güneş Günü etkinliği 12. yılının gururu ile 27 Mayıs Pazar günü neşe içinde son buldu. Tüm gün süren Güneş Günü’nde yaklaşık 3500 ilköğretim okulu öğrencisi, engelli ve yaşlılar Sabancı Üniversitesi’nin Tuzla’daki kampüsünde unutulmaz bir gün yaşadı.

Güneş Günü ile Sabancı Üniversitesi Toplumsal Duyarlılık Projeleri kapsamında uygulanan projelerde yıl boyunca birlikte çalışılan ilköğretim okulu öğrencileri, engelliler, yaşlılar, mülteci ailelerin çocukları ve sokakta çalışan çocuklar, Sosyal Hizmetler Çocuk Esirgeme Kurumu’nun Yurt ve Toplum Merkezleri’nden yararlanan çocuklar ve lise öğrencileri Sabancı Üniversitesi’nde üniversitenin öğrencileri ile bir araya gelerek unutulmaz bir gün geçirdiler.

27 Mayıs Pazar günü Sabancı Üniversitesi’nin Tuzla’daki kampüsünde tüm gün devam eden şenlikte; eğlenceli oyunlar, film gösterimleri ve çeşitli aktivitelerle katılımcılar keyifli anlar yaşadı. Şenlikte, çocuklar bir yıl boyunca birlikte projeler gerçekleştirdikleri üniversite öğrencisi gönüllü abla ve ağabeyleri ile çimenlerde hazırlanan oyun alanlarında oyunlar oynadı ve film izledi. Güneş Günü, engelliler için TSÇV(Türkiye Spastik Çocuklar Vakfı) tarafından hazırlanan Yaratıcı Sanatlarla Terapi oyunları ve aktiviteleri eşliğinde ayrı bir coşku ile kutlandı. Huzurevleri ve darülacezelerden gelen yaşlılar her hafta ziyaretlerine gelen gençler tarafından çiçekler eşliğinde karşılandı. Sabancı Üniversitesi öğrencilerinden oluşan Türk Sanat Müziği Korosu’nun verdiği konser ile eğlendiler. Öğle yemeklerini Melek Baykal ile sohbet ederek yiyen yaşlılarımız günün sonunda büyük bir mutlulukla kampüsten ayrıldılar.   

Melek Baykal da yaşlılar için Güneş Günü’ndeydi…

Huzurevleri’nden gelerek Güneş Günü’ne katılan yaşlılar, Melek Baykal ile çok keyifli anlar yaşadı.

3500 kişinin katıldığı, 600 öğrencinin gönüllüğüyle gerçekleşen Güneş Günü’ne bu yıl Ülker de sponsorluğu ile destek oldu.

Ayşe Arman: Rol model olacak bilim kadınlarımız

Ayşe Arman: Rol model olacak bilim kadınlarımız

"L'Oreal Türkiye 2012 Genç Bilim Kadınlarına Destek Bursu"nu almaya hak kazanan, Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi öğretim üyemiz Gözde İnce'nin de aralarında bulunduğu genç bilim kadınları Ayşe Arman'a konuştu: "Bize sordular; siz bu ödülü saçlarınız güzel diye mi kazandınız?"

Haberi okumak için tıklayınız


VACD-MA programından Serkan Taycan Full Art Prize yarı finalisti seçildi

VACD-MA programından Serkan Taycan Full Art Prize yarı finalisti seçildi

Sanat ve Sosyal Bilimler Fakültesi Görsel Sanatlar ve Görsel iletişim tasarımı yüksek lisans öğrencisi Serkan Taycan, Türkiye’nin ilk güncel sanat ödülü FULL Art Prize’da, yarı finale kalarak ödül için aday gösterildi.

300‘e yakın sanatçının başvurduğu, 25 bin TL’nin birinciliği kazanan isme verileceği ödül, 3 Ekim’de, sergi açılısında yapılacak ödül töreni ile açıklanacak. Ödül jürisi; gazeteci ve AICA üyesi, eleştirmen, ArtUnlimited Kültür Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Evrim Altuğ, sanatçı Gülsün Karamustafa, SALT Araştırma ve Programlar Direktörü Vasıf Kortun, İKSV İstanbul Bienali Direktörü Bige Örer, Borusan Holding CEO’su Agah Uğur ve AR Şirketler Grubu CEO’su Hüseyin Arslan’dan oluşuyor.

Jüri oylamasıyla belirlenen 13 yarı finalistin eserleri ayrıca, web sitesi üzerinden halk oylamasına sunularak, halk tarafından seçilen sanatçıya da, 5 bin TL destek ödülü verilecek.
Full Art Prize, demokratik ve şeffaf bir başvuru süreci sonunda, bağımsız ve her yıl değişecek jüri üyeleri tarafından seçilen sanatçıların her birinin, geleceğin sanatına değer katan kimseler olmalarını hedefliyor.

2012 Full Art Prize yarı finalist sanatçıları: Alper Aydın, Aslı Çavuşoğlu, Burak Delier, Elmas Deniz, Işıl Eğrikavuk, Özgür Erkök,Mehmet Fahracı, Zeren Göktan, Borga Kantürk,Tayfun Serttaş,Serkan Taycan, Cengiz Tekin, Gözde Türkkan.

http://www.fullartprize.org/

http://serkantaycan.com/

SUŞenlik'12'den unutulmaz anlar

SUŞenlik'12'den unutulmaz anlar

Sabancı Üniversitesi 12. Bahar Şenliği Cumartesi günü gündüz çim alanda gerçekleşen aktivitelerin ardından gece yarısına kadar devam eden konserlerle son buldu. Yasemin Mori, Sertab Erener ve Yeni Türkü Sabancı'da müzik şöleni yaşandı.

SUŞenlik 12 fotoğrafları için tıklayınız.

İğne Deliği Fotoğrafçılığı Sergisi

İğne Deliği Fotoğrafçılığı Sergisi

İğne Deliği Fotoğrafçılığı Sergisi Toplumsal Duyarlılık Projeleri desteğiyle Sabancı Üniversitesi’nde 25 -31 Mayıs tarihleri arasında Üniversite Merkezi’nde açıldı, Hepinizi bekliyoruz!



Sabancı Üniversitesi Toplumsal Duyarlılık Projeleri Birimi, insan hakları projelerinin bir parçası olan mülteci projeleri kapsamında , bu yıl mülteci gençleri “iğne deliği fotoğrafçılık” tekniğiyle buluşturarak onların zihninde farklı ufuklar açıyor. Bu tekniği kazandırmaya çalışırken aslında ne pahalı malzemelerden ne uzak mesafelerden ne de uygulaması zaman ve mekan isteyen öğelerden fırsat yaratmaya çalışıyor kendi çalışmalarına. Uygulaması basit ve bir o kadar da eğlenceli olan yaratıcı ve diğer tekniklere nazaran daha ekonomik fotoğrafçılığı mültecilere sunuyor. Bunu yaparken de ihtiyaçları olan tek şey; bir grup istekli genç, günışığı, iğne deliği, fotoğraf kağıdı ve biraz da tutkal...

Umudun ışığı

İğne deliğindan baktığınızda neler görebilirsiniz? Minicik bir karınca, ağaç, çicek, kuş böcek, devasa bir konak?Hangi boyutlardaki nesneleri çıplak gözle görebilmeniz mümkün ki bu minicik iğne deliğinin arkasından?Tamam, ya bu iğne deliğinin dört tarafı sıkı sıkıya kapalı içi kapkara bir kutunun üstünde, 20 saniye gördüğü ışıkla yaratacağı olası görüntüleri zihninizde canlandırsanız? Mesela bir fotoğraf karesi gibi... Bu hayali olası kılmak nasıl mümkün diye sorarsanız, size iğne deliği fotoğrafçılığının gizemlerini keşfedin, göreceksiniz derdim çünkü; minik iğne deliğinden sızan bir ışık huzmesi fotoğraf kağıdının üstüne düşürdüğü görüntülerle ancak bu kadar anlaşılır ve görülebilir kılar ışığın yeryüzündeki gücünü ve önemini. Nelere önderlik eder, hayatı nasıl biçimlendirir,  gözünüzle görme fırsatı yakalarsınız iğne deliği fotoğrafçılığında... Milyonluk merceklerin, teknoloji harikası makinaların; ışığın umudu karşısında nasıl işlevsiz kaldığını anlarsınız plastik el yapımı makinaların yarattığı harikaları görünce… Sonra bu kişisel çabaların insana nasıl hayat verdiğine, insanın kendi elleriyle yaptığı ürünün emeğinden aldığı keyifle nasıl hayata sarıldığına tanık olursunuz çünkü Işık; fotoğraf için nasıl zaruri bir ihtiyaçsa, insan hayatı ve umudu  için de bir o kadar gerekli ve hayatidir.

Bu anlayıştan yola çıkarak Toplumsa Duyarlılık Projeleri, fotoğrafçılığın ışığını mültecilerle buluşturarak, onların her gün yurt penceresinden gördüğü, hatta bazen on dakika daha fazla uyumak için yorganlarıyla yüzlerini kapadıkları güneş ışığını hobiye dönüştürmeyi amaçladı ve mülteci gençlerle iğne deliği fotoğrafçılığını ortaya koydu.

Peki ya teknik?

İğne deliği fotoğraf tekniği bir anlamda en ilkel fotoğrafçılık tekniği diye nitelendirilebilir.  Makineleri yapmak için belki de kullanılacak en teknik alet tutkal, makas ve fotoğraf kağıdıdır. Malzemelerinin ucuz ve kolay temin edilebilir cinsten olması bu sanatı çok da sınıf ayrımına maruz kalmayan bir sanat haline getirmiştir. Bu yüzden iğne deliği fotoğrafçılığı hiçbir sınıfa ait değildir. Makas, tutkal, siyah karton, iğne, alüminyum folyo ve dört tarafı kapalı olacak şekilde konserve kutusu bir el yapımı fotoğraf makinası için gerekli malzemelerdir.

Önce konserve kutusunun içine siyah karton yerleştirilir. Bunun amacı içerde oluşacak olası yansımaları önlemektir. Daha sonra karanlık odada kutunun içine açacağımız deliğin karşısına gelecek şekilde fotoğraf kağıdını yerleştiririz ve iğneyle kutunun üstüne bir delik açarız. Fotoğrafı çekeceğimiz zamana kadar filmi korumak için de deliğin üstünü kutunun dışından alüminyum folyoyla kapatırız. Fotoğrafı çekerken titremeyi en aza indirgemek için kutuyu üçayak üstüne koyarak sabitleriz. Fotoğrafını çekmek istediğimiz yeri belirleyip makinayı sabitledikten sonra alüminyum folyoyu kaldırıp, kutunun içindeki fotoğraf kağıdının on beş-yirmi saniye ışığı görmesini sağlarız ve daha sonra alüminyum folyoyla tekrar ışığın içeri girmesini engelleriz. Bu şekilde fotoğraf çekme işlemi tamamlanmış olur. Son olarak, fotoğraf kağıdını banyo edip görüntüyü ortaya çıkarmak kalır. İlk elde edilen görüntüler, fotoğrafların negatif halidir. Daha sonra fotoğraf üstünde oynanılarak istenilen renkler elde edilebilir.

Sabancı Üniversitesi Toplumsal Duyarlılık Projeleri; Çocuk, yaşlı ve engelli projelerinin yanı sıra insan hakları alanında da projeler yürütmektedir. İnsanlar haklarının farkındalığını arttırmak ve hakların daha küçük yaşlardan itibaren öğrenilmesini sağlamak amacı ile çocuklarla birlikte yürüttüğü çalışmaların yanı sıra mültecilerle de 8 senedir çeşitli çalışmalar yapılmaktadır. Mülteci projesi gönüllüleri her hafta proje liderleri önderliğinde Yeldeğirmeni Çocuk ve Gençlik Merkezi’ne giderek mülteci gençlerle buluşmaktadırlar. Onları sosyal hayata teşvik edici aktivitelerle ve farklı hobiler kazandırmaya yönelik çalışmalarla orada geçirilen zamanı en verimli hale getirmeye çalışmaktadırlar.
Bu dönem, mülteci projeleri kapsamında, çok daha farklı bir yol izlendi, mülteci gençler için çok farklı bir çalışma programı için bir araya gelindi. İğne deliği fotoğrafçılığı bütün çalışmaların odağı oldu. Hem Toplumsal Duyarlılık Projeleri gönüllüleri hem de mülteci gençler için yeni bir uğraş halini aldı.

Işığın Umuda Yansıması

Kasım ayında Sabancı Üniversitesi gönüllü öğrencileri iğne deliği fotoğrafçılığıyla tanıştırıldı. İğne deliği fotoğraçısı Nuri Gürdil ve proje süpervizörleri önderliğinde bu sanatın basamakları tek tek çıkmaya başlandı. Her gönüllü önce iğne deliği fotoğraf makinası nasıl yapılır? onu öğrendi. Karanlık odaya girip film nasıl banyo ettirilir, elimize güzel bir fotoğraf karesi olarak gelmeden önce film hangi evrelerden geçer, bütün bu süreç nasıl işler? Öğrencilerin bu süreçleri öğrenmeleri sağlandı.
Ekip olarak her şey hazırlandığında sıra mültecilerle tanışma faslına gelmişti. Önce gençlik merkezine gidip gençlerle tanıştılar. Onların kimler olduklarını, nerelerden geldiklerini, nerede yaşadıklarını görme fırsatına sahip oldular. Merkezdeki mülteciler, yaşları on üç ila on sekiz arasında değişen; Afganistan, Sudan gibi politik, sosyal ve ekonomik olarak iç ve dış karışıklıkları uzun yıllardır devam eden Ortadoğu ve Afrika ülkelerinden gelen çocuk ve gençlerden oluşuyordu. Aslında onlar savaşın göbeğinden kaçarak kurtulmuş, başka topraklarda tutunmaya çalışan,  şanslılık dereceleri göreceli olarak değişen, devletlerin hukuku nezdinde bir grup yasal olmayan çocuktan oluşuyorlardı.

Toplumsal Duyarlılık Projeleri , mülteci gençlerle bu projeyi yaparak onlara haftada bir gün değişik vakit geçirmenin yanı sıra kalıcı bir hobi kazandırmayı da hedefledi. Bu, ucuz kırtasiye malzemeleriyle yapılan ama sonunda elde edilen keyfin, parayla satın alınamayacağı türden bir çalışmaydı. Özellikle de mülteci gençler için... Üretmek ve ürettiklerinin karşılığını almak bu dört duvar arasında yaşayan çocuklar için gerçekten de tekdüze hayata karşı atılan bir adım gibiydi.
Merkezde fotoğraf konusu kısıtlı olduğu için mülteciler ilk haftalarda mültecilerin arzusu üzerine Sabancı Üniversitesine getirilerek projeleri üniversitede gerçekleştirmeye başladılar. Önce hep beraber birer iğne deliği fotoğraf makinası yaptılar. Kampüsün içinde en ilginç kareyi yakalamaya çalıştılar. Ağaçlar, binalar, binaların içleri, sokak ışıkları... Kulağa çok sıradan da gelseler aslında bu sıradan yapıların her biri iğne deliğinden süzülerek fotoğraf kağıdına yansıyacak ve sıradan olmayan görüntüler oluşturacaktı. Projenin fotoğraf çekim kısmı bittikten sonra, sürecin en heyecan verici kısmı geldi... Acaba fotoğraflar nasıl bir hal alacaklardı? Hayal ettiklerini o kağıtta bulabilecekler miydi? Bunu öğrenmenin tek yolu karanlık odada filmler banyo ettirildikten sonra ortaya çıkacaktı.  Sabancı Üniversitesi Fotoğrafçılık Kulübü’nün karanlık odasında gerçekleşti bu ilk heyecan. Karanlık oda deneyimi belki de en nefes kesici olanıydı. Fotoğrafın üstündeki görüntünün saniye saniye belirdiğini görmek, umutları kısıtlı birer yabancı olarak yaşadıkları bu topraklarda umutların saniye saniye, karanlıklar içinde oluşmaya, şekillenmeye ve görünmeye başladığının kanıtı olsa gerekti. İşte bu yüzden belki de fotoğrafların banyo ettirilmesi onlar için bu kadar büyüleyiciydi. Filmler banyo ettirildikten sonra, ellerinde kendi çektikleri fotoğraflar vardı. Bu heyecanlı deneyimin hemen ardından, mülteci gençlerin yaşadığı merkezde de bir karanlık oda kurulması için kollar sıvandı.
Önce bunun için uygun bir oda seçildi. Ardından pencereler ve duvarlar siyaha boyandı. Siyah bir perdeyle odaya ışık girmesi tamamen önlendi. Odamız artık tamamen karanlığa gömülmüştü. Fotoğrafların tab edileceği kaplar ve solüsyonları da temin ettikten sonra artık karanlık oda tüm merkezin kullanımına açılmıştı.

Artık Kadıköy’de, Yeldeğirmeni’nde, gittikleri her yerde fotoğraflar çekebilecek ve onları kendi karanlık odalarında basabileceklerdi. Bu da yepyeni bir heyecan oldu onlar için. Spor ve çeşitli sanat aktivitelerin yanı sıra mültecilerin yeni hobisi fotoğrafın da yaşam alanlarının bir parçası oldu. Mültecilerin bir sabah bile olsa yeni bir amaçla uyanması bizler için bu projenin en önemli amacı.

Bitmeyen yolculuk

Bakıldığında küçük bir odadan ibaret olacak olan bu karanlık odası, mülteci gençlere çok daha geniş açılı bir hayatın kapısını açmanın fırsatını tanıyacak. İlk sergilerini ise Toplumsal Duyarlılık Projeleri desteğiyle Sabancı Üniversitesi’nde 25 -31 Mayıs tarihleri arasında Üniversite Merkezi’nde açtılar.

Kim bilir? Belki bu şansla fotoğrafın günışığı mülteciler için de birer umut ışığına dönüşüverir günün birinde.

Öğrencimiz Murat Mustafa Tunç'un Başarısı

Öğrencimiz Murat Mustafa Tunç'un Başarısı

MDBF/Üretim Sistemleri lisans 3. sınıf öğrencimiz Murat Mustafa Tunç, Singapur’un ulusal bilimsel ve teknolojik araştırma kurumu olan A*Star’ın SIMTECH grubuna yaz stajı için kabul edildi. Dünyanın çeşitli ülkelerinden gelen 100’den fazla başvuru arasından seçilen 3 öğrenciden biri olan öğrencimiz, ayrıca bu kuruma Türkiye’den kabul alan ilk lisans öğrencisi oldu.

Müzikus'da da aktif çalışmaları olan Murat Mustafa Tunç’un aynı zamanda 2012 yılında konferans ve kitaplara kabul edilmiş üç bilimsel yayını da mevcuttur.



Murat Mustafa Tunç’un Kabul Edilmiş Yayınları:

Ertek, G., Tunç, M.M., Kurtaraner, E., Kebude, D., 2012, 'Insights into the Efficiencies of On-Shore Wind Turbines: A Data-Centric Analysis', Accepted for INISTA 2012 Conference. July 2-4, 2012, Trabzon, Turkey. (indexed in IEEE Electronic Library)

Ertek, G., Tunç, M.M., 2012, ‘Re-Mining Association Mining Results through Visualization, Data Envelopment Analysis, and Decision Trees’, Accepted for Computational Intelligence Applications in Industrial Engineering, Ed: C. Kahraman, Springer.

Ertek, G., Erdogan, A., Patoglu, V., Tunç, M.M., Citak, C., Vanli, T., 2012, ‘Encapsulating And Representing The Knowledge On The Evolution Of An Engineering System’, Accepted for ASME IDETC/CIE 2012.

İnovasyon mu? İmitasyon mu?

İnovasyon mu? İmitasyon mu?

Sabancı Üniversitesi Yönetici Geliştirme Birimi’nden (EDU) tartışma yaratacak bir konferans daha: İnovasyon mu? İmitasyon mu?

Yeni bir kavram İMOVASYON
Sabancı Üniversitesi Yönetici Geliştirme Birimi (EDU), 28 Mayıs 2012 Pazartesi günü, Sabancı Center’da işletme yönetiminde güncel tartışma konusu olan karşıtlıkları gündeme taşıyan Exclusive Line konferans dizisinin ikincisini düzenleyecek. Konferansın konuk konuşmacısı, uzun yıllar Çin’de kazandığı deneyimlerinin ürünü olan son kitabı COPYCATS ile iş yönetimi stratejilerine bir yenisini ekleyen Prof. Oded Shenkar olacak.  Prof. Shenkar konuşmasında, Çin örneğinden yola çıkarak, başarılı iş stratejilerinin şifrelerini paylaşacak.

Sabancı Universitesi EDU Exclusive Line Konferansları dizisinin ikincisi olan konferans, Türkiye ekonomisinin 2023 vizyonunu destekleyecek içerikte Türk şirketlerinin uluslararasılaşmasında önemli bir değer sunma misyonunu taşıyor. Konferans Sabancı Universitesi EDU’nun gelişim programı olan Business Beyond Borders etkinliği olarak düzenlenen “İnovasyon mu? İmitasyon mu? Yeni bir yaklaşım IMOVASYON” başlığını taşıyor. Konferans, şirketlere sınır ötesi ticarette rekabetçi yeni bir yaklaşım, yeni bir iş modeli kazandırarak, Türkiye’nin uluslararasılaşmada ikinci bir Çin örneği yaratması için yol haritası oluşturmaya odaklanıyor.

Sabancı Universitesi EDU Exclusive Line Konferansı II’nin ilk bölümünde Prof. Oded Shenkar’ın sunuşu paylaşılacak. İkinci bölümde ise aktif bir tartışma platformunun olacağı, moderatörlüğünü Doç. Dr. Oğuz Babüroğlu’nun yapacağı panel oturumu gerçekleşecek.

“İmovasyon’da Türkiye’nin Başarı Hikayeleri” isimli ilk panelde,  A101 CEO’su Erhan Bostan, Pegasus Yönetim Kurulu Üyesi ve CEO’su Sertaç Haybat ve Orka Group Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Orakçıoğlu, Teknosa Genel Müdürü Mehmet T.Nane panelist olarak katılacaklar. Konferansın ‘’ IMOVASYON Türkiye için Yeni Bir İş Modeli mi? adlı ikinci panelinde ise kamudan, T.C Bilim,Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Verimlilik Genel Müdürü- Anıl Yılmaz, Maliye Bakanlığı Strateji Geliştirme Genel Müdürü- Ahmet Kesik ve T.C. Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı- Strateji Geliştirme Dairesi Başkanı – Mustafa Akmaz’ın katılımı olacak.

Fikir liderliğini Sabancı Üniversitesi Yönetim Bilimleri Fakültesi öğretim üyesi, ARAMA Danışmanlık Kurucu Direktörü  Doç Dr. Oguz Babüroğlu’nun yürüttüğü EDU Exclusive Line II konferansında Türk iş dünyasının liderlerinin yanı sıra kamu sektörünün üst düzey bürokratları bir araya gelecek.
Konferansta sizi aramızda görmekten mutluluk duyacağız.

Program:
Tarih: 28 Mayıs 2012, Pazartesi
Saat: 09:00 –09:20  - Kayıt
09:30- 17:30 - Konferans
Yer: Sabancı Center Sadıka Ana Konferans Salonları, 4. Levent-İstanbul

Abone ol