Sabancı Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü (SBE) Lisansüstü Programları 2018 - 2019 Güz Dönemi Başvuruları

Sabancı Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü (SBE) Lisansüstü Programları 2018 - 2019 Güz Dönemi Başvuruları

2018 - 2019 Akademik yılı Güz dönemi için aşağıda belirtilen alanlarda yüksek lisans/doktora programlarımıza başvuru alınacaktır. Akademik konularda bilgi için aşağıdaki irtibat isimlerine, diğer başvuru işlemleri için Öğrenci Kaynakları Birimine başvurunuz.

Avrupa Çalışmaları (Yüksek Lisans) 

Bilgi için: Prof. Dr. Meltem Müftüler Baç, (216) 483 92 47, muftuler@sabanciuniv.edu

Ekonomi (Yüksek Lisans/Doktora)

Bilgi için: Prof. Dr. Abdurrahman Aydemir, (216) 483 93 44, aaydemir@sabanciuniv.edu
             Yrd. Doç. Dr. Remzi Kaygusuz, (216) 483 92 44, rkaygusuz@sabanciuniv.edu

Görsel Sanatlar ve Görsel İletişim Tasarımı (Yüksek Lisans) 

Bilgi için: Yrd. Doç. Dr. Selçuk Artut, (216) 483 93 19, sartut@sabanciuniv.edu

Kültürel Çalışmalar (Yüksek Lisans) 

Bilgi için: Prof. Dr. Sibel Irzık, (216) 483 93 32, sibeli@sabanciuniv.edu

Siyaset Bilimi (Yüksek Lisans/Doktora) 

Bilgi için: Yrd. Doç. Dr. Nedim Nomer, (216) 483 93 27, nnomer@sabanciuniv.edu

Tarih (Yüksek Lisans/Doktora)                                                                               

Bilgi için: Doç. Dr. Tülay Artan, (216) 483 92 38, tulay@sabanciuniv.edu 

Toplumsal Cinsiyet Çalışmaları (Doktora)

Bilgi için: Doç. Dr. Hülya Adak, (216) 483 92 87, hadak@sabanciuniv.edu

Türkiye Çalışmaları (Yüksek Lisans) 

Bilgi için: Doç. Dr. Akşin Somel, (216) 483 92 78, somel@sabanciuniv.edu

Uyuşmazlık Analizi ve Çözümü (Yüksek Lisans) 

Bilgi için: Yrd. Doç. Dr. Kerim Can Kavaklı, (216) 483 92 58, kkavakli@sabanciuniv.edu

Başvuran adayların lisans ve/veya yüksek lisans derecelerini en geç 29 Ağustos 2018 tarihine kadar tamamlamış olmaları gerekmektedir.

Başvuru için Gereken Belgeler

Sosyal Bilimler Enstitüsü Lisansüstü Programlarına Başvuru Koşulları ve Gerekli Belgeler 


ÖNEMLİ UYARI:
Başvuru için istenen ZORUNLU belgelerin eksiksiz olarak sağlanması gerekmektedir. Eksik evrak ile yapılan başvurular değerlendirmeye alınmayacaktır. ÖNERİLEN belgelerin sunulması zorunlu olmamakla birlikte, değerlendirme aşamasında etkili olacaktır. (Zorunlu ve önerilen belgeleri görmek için başvuru koşullarında yeralan tabloyu inceleyiniz.)

  • Lisansüstü eğitimi giriş sınavı sonuç belgelerinden herhangi biri (ALES, e-ALES, GRE veya GAT) başvuru sırasında sunulmalıdır. Bu belgelerin başvuru sırasında sunulmaması durumunda başvuru değerlendirmeye alınmayacaktır.
  • Adayların başvuru sırasında TOEFL IBT, e-YDS, YDS, KPDS, ÜDS, PTE Akademik, CAE veya CPE gibi bir İngilizce Yeterlilik Sınavına ait almış oldukları sonucu belgelemeleri gerekmektedir. Bu belgeleri temin edememiş olanların Haziran ayı başında yapılan Sabancı Üniversitesi İngilizce Dil Ölçme Sınavı’nda (ELAE) başarılı olmaları zorunludur. ELAE sınavında başarısız olan veya sınava katılmayan adayların, lisansüstü programa devam edebilmek için İngilizce hazırlık sınıfını başarı ile tamamlamaları gerekir. Hazırlık sınıfı burs kapsamı dışındadır.

Doktora başvurusunda bulunanlar için ELAE sınavı yabancı dil sınavı yerine kabul edilmez. Doktoraya başvuran adayların geçerli dil sınav sonuç belgelerinden herhangi birini başvuru sırasında sunması gerekmektedir, aksi takdirde başvuru değerlendirmeye alınmayacaktır.

Sabancı Üniversitesi mezunları, mezuniyetlerini takiben 2 yıl içinde lisansüstü programa kabul edildikleri takdirde, İngilizce Yeterlilikten muaf tutulurlar. Doktoraya başvuran mezunlarımızın ise geçerli dil belgesini başvuru sırasında sunmaları zorunludur.  

Mali Destek

Başarı düzeyine göre kabul edilen adaylara çeşitli burslar önerilebilir.

SÜ Lisansüstü bursları için tıklayınız.

Lisansüstü Destek ve Diğer Olanaklar için tıklayınız.

Önemli Not: İngilizce Yeterliliği sağlayamadıkları için yabancı dil hazırlık sınıfına kaydolan adaylar, bu sınıfı başarıyla tamamlayıp lisansüstü programa devam etme hakkı kazanmadan lisansüstü öğrencilere yönelik burslardan faydalanamazlar.

Başvuru Tarihi ve Kabul Sınavları

Başvurular için son tarih 20 Nisan 2018’dir.

Adaylar, yazılı sınav ve /veya mülakat için e-posta ile çağrılabilirler. Yazılı sınavlar ve mülakatlar İngilizce olarak yapılır. Yurt dışında bulundukları için yazılı sınav ve /veya mülakatlara katılamayacak Türk ve yabancı adaylar için telefon veya Skype üzerinden mülakat yapılacaktır.

Mülakat tarihleri aşağıdaki gibidir:

Avrupa Çalışmaları (Yüksek Lisans) 

Mülakat*: Daha sonra duyurulacaktır.

Ekonomi (Yüksek Lisans/Doktora)

Mülakat*: Daha sonra duyurulacaktır.

Görsel Sanatlar ve Görsel İletişim Tasarımı (Yüksek Lisans) 

Yazılı sınav: Daha sonra duyurulacaktır.

Mülakat*: Daha sonra duyurulacaktır.

Kültürel Çalışmalar (Yüksek Lisans) 

Mülakat*: Daha sonra duyurulacaktır.

Siyaset Bilimi (Yüksek Lisans/Doktora) 

Yazılı sınav: Daha sonra duyurulacaktır.

Mülakat*: Daha sonra duyurulacaktır.

Tarih (Yüksek Lisans/Doktora )                                                                               

Yazılı sınav: Daha sonra duyurulacaktır.

Mülakat*: Daha sonra duyurulacaktır.

Toplumsal Cinsiyet Çalışmaları (Doktora)

Mülakat*: Daha sonra duyurulacaktır.

Türkiye Çalışmaları (Yüksek Lisans) 

Mülakat*: Daha sonra duyurulacaktır.

Uyuşmazlık Analizi ve Çözümü (Yüksek Lisans) 

Mülakat*: Daha sonra duyurulacaktır.

Başvuran adayların lisans ve/veya yüksek lisans derecelerini en geç 29 Ağustos 2018 tarihine kadar tamamlamış olmaları gerekmektedir.

Başvuru için Gereken Belgeler

Sosyal Bilimler Enstitüsü Lisansüstü Programlarına Başvuru Koşulları ve Gerekli Belgeler 


ÖNEMLİ UYARI:
Başvuru için istenen ZORUNLU belgelerin eksiksiz olarak sağlanması gerekmektedir. Eksik evrak ile yapılan başvurular değerlendirmeye alınmayacaktır. ÖNERİLEN belgelerin sunulması zorunlu olmamakla birlikte, değerlendirme aşamasında etkili olacaktır. (Zorunlu ve önerilen belgeleri görmek için başvuru koşullarında yeralan tabloyu inceleyiniz.)

  • Lisansüstü eğitimi giriş sınavı sonuç belgelerinden herhangi biri (ALES, e-ALES, GRE veya GAT) başvuru sırasında sunulmalıdır. Bu belgelerin başvuru sırasında sunulmaması durumunda başvuru değerlendirmeye alınmayacaktır.
  • Adayların başvuru sırasında TOEFL IBT, e-YDS, YDS, KPDS, ÜDS, PTE Akademik, CAE veya CPE gibi bir İngilizce Yeterlilik Sınavına ait almış oldukları sonucu belgelemeleri gerekmektedir. Bu belgeleri temin edememiş olanların Haziran ayı başında yapılan Sabancı Üniversitesi İngilizce Dil Ölçme Sınavı’nda (ELAE) başarılı olmaları zorunludur. ELAE sınavında başarısız olan veya sınava katılmayan adayların, lisansüstü programa devam edebilmek için İngilizce hazırlık sınıfını başarı ile tamamlamaları gerekir. Hazırlık sınıfı burs kapsamı dışındadır.

     Doktora başvurusunda bulunanlar için ELAE sınavı yabancı dil sınavı yerine kabul edilmez. Doktoraya başvuran adayların geçerli dil sınav sonuç belgelerinden herhangi birini başvuru sırasında sunması gerekmektedir, aksi takdirde başvuru değerlendirmeye alınmayacaktır.

Sabancı Üniversitesi mezunları, mezuniyetlerini takiben 2 yıl içinde lisansüstü programa kabul edildikleri takdirde, İngilizce Yeterlilikten muaf tutulurlar. Doktoraya başvuran mezunlarımızın ise geçerli dil belgesini başvuru sırasında sunmaları zorunludur.  

Mali Destek

Başarı düzeyine göre kabul edilen adaylara çeşitli burslar önerilebilir.

SÜ Lisansüstü bursları için tıklayınız.

Lisansüstü Destek ve Diğer Olanaklar için tıklayınız.

Önemli Not: İngilizce Yeterliliği sağlayamadıkları için yabancı dil hazırlık sınıfına kaydolan adaylar, bu sınıfı başarıyla tamamlayıp lisansüstü programa devam etme hakkı kazanmadan lisansüstü öğrencilere yönelik burslardan faydalanamazlar.

 Başvuru Tarihi ve Kabul Sınavları

Başvurular için son tarih 20 Nisan 2018’dir.

Adaylar, yazılı sınav ve /veya mülakat için e-posta ile çağrılabilirler. Yazılı sınavlar ve mülakatlar İngilizce olarak yapılır. Yurt dışında bulundukları için yazılı sınav ve /veya mülakatlara katılamayacak Türk ve yabancı adaylar için telefon veya Skype üzerinden mülakat yapılacaktır.

Mülakat tarihleri aşağıdaki gibidir:

Avrupa Çalışmaları (Yüksek Lisans) 

Mülakat*: 23 Mayıs 2018, Çarşamba, SSBF 2054

Ekonomi (Yüksek Lisans/Doktora)

Mülakat*: 18 Mayıs 2018, Cuma, SSBF 2054

Görsel Sanatlar ve Görsel İletişim Tasarımı (Yüksek Lisans) 


Yazılı sınav: 21 Mayıs 2018, Pazartesi, 10.30, SSBF 1102

Mülakat*: 22 Mayıs 2018, Salı, SSBF 2054

 

Kültürel Çalışmalar (Yüksek Lisans) 

Mülakat*: 24-25 Mayıs 2018, Perşembe-Cuma, SSBF 2054


Siyaset Bilimi (Yüksek Lisans/Doktora) 

Yazılı sınav: 14 Mayıs 2018, Pazartesi, 10.00, SSBF 2023-2031

Mülakat*: 28-29 Mayıs 2018, Pazartesi-Salı, SSBF 2054


Tarih (Yüksek Lisans/Doktora )                                                                               

Yazılı sınav: 17 Mayıs 2018, Perşembe, 11.40, SSBF 1103

Mülakat*: 25 Mayıs 2018, Cuma, SSBF 2056

 

Toplumsal Cinsiyet Çalışmaları (Doktora)

Mülakat*: 14 Mayıs 2018, Pazartesi, SSBF 2054

 

Türkiye Çalışmaları (Yüksek Lisans) 

Mülakat*: 17 Mayıs 2018, Perşembe, SSBF 2054


Uyuşmazlık Analizi ve Çözümü (Yüksek Lisans) 

Mülakat*: 21 Mayıs 2018, Pazartesi, SSBF 2054

 

 * Mülakatlar için adaylara e-posta ile davet gönderilecektir.

Başvuru

Başvurular internet üzerinden, http://admission.sabanciuniv.edu/ adresinden yapılacaktır. Başvuru belgeleri (resmi sınav sonuç belgeleri, transkript,, vb.) hem online sistemine yüklenecek hem de Sabancı Üniversitesi Öğrenci Kaynakları Birimi'ne elden teslim edilecek ya da posta ile aşağıdaki adrese gönderilecektir. Başvuru dosyasına tamamlanmış online başvurunun bir çıktısı eklenmelidir. Posta ile gönderilen belgelerin, son başvuru tarihinden önce Üniversitemize ulaşması gerekmektedir. E-posta ile yapılan başvurular değerlendirilememektedir.

Önemli Uyarı! Başvuru belgelerinizin, değerlendirme öncesi veya sonrasında iadesi mümkün olmadığından, başvuru sırasında; ALES/GRE, TOEFL veya eşdeğeri sınav başvuru ya da sonuç belgelerinizin veya gerek gördüğünüz diğer belgelerin orijinallerini muhafaza etmeniz ve başvuruyu bu belgelerin kopyaları ile yapmanız sizin için yararlı olacaktır. Ancak, kabul edilmeniz durumunda, üniversiteye kayıt sırasında orijinallerinin isteneceğini önemle hatırlatırız.

Sabancı Üniversitesi
Öğrenci Kaynakları Birimi
Orhanlı, Tuzla, 34956 İstanbul
Telefon: (216) 483 9361
Faks: (216) 483 9073
E-posta: studentinfo@sabanciuniv.edu

Sabancı Üniversitesi Kastamonu Entegre işbirliği çalıştayı yapıldı

Sabancı Üniversitesi Kastamonu Entegre işbirliği çalıştayı yapıldı

Sabancı Üniversitesi, Kastamonu Entegre yöneticilerini işbirliği çalıştayı çerçevesinde ağırladı. Karşılıklı işbirliği potansiyelinin görüşüldüğü kampüste gerçekleştirilen toplantıya, Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi (MDBF) Öğretim Üyeleri, Nanoteknoloji Araştırma ve Uygulama Merkezi (SUNUM) ve Sabancı Üniversitesi Tümleştirilmiş Üretim Teknolojileri Araştırma ve Uygulama Merkezi (SUIMC) araştırmacıları katıldı.

 

Söz konusu çalıştay, geniş katılımlı olarak her iki tarafın çalışma alanlarının sunulduğu ve araştırma konuları ile sanayideki Ar-Ge ve üretim faaliyetlerinin kesiştiği noktaların, ortak potansiyel projelerin belirlenmesi için yapıldı.  

Toplantı bitiminde paylaşılan bilgilerin derlenmesi ve alt çalışma gruplarının oluşturularak önceliklendirilen alanların projelendirilmesi için daha sonra tekrar bir araya gelme kararı alındı. 

Yüzde 30 Kulübü Üyeleri Buluştu

Yüzde 30 Kulübü Üyeleri Buluştu

Sabancı Üniversitesi Kurumsal Yönetim Forumu tarafından Türkiye’de hayata geçirilen, şirketlerin yönetim kurullarında ve üst yönetiminde kadın oranının yüzde 30’a yükseltilmesini amaçlayan küresel Yüzde 30 Kulübü Kampanyası üyeler kokteyli 29 Mart 2018, Perşembe akşamı Raffles Otel’de gerçekleşti. 

Toplantının açış konuşmasını Yüzde 30 Kulübü Türkiye Başkanı Ahmet Dördüncü yaptı. Ahmet Dördüncü, henüz çocuk olan kulübün geleceğinden ümitli olduklarını belirtti. Belirlenen hedeflere öngörülenden daha kısa sürede ulaştıklarının altını çizdi.

Ahmet Dördüncü, “Türkiye gibi nüfusunun yüzde 50’si kadın yüzde 50’si erkek olan bir toplumda, kadınların kalifikasyonlarının geride olduğunu söylemek mümkün değil” dedi.

Yüzde 30 Kulübü Türkiye Yönlendirme Komitesi Başkanı Melsa Ararat, kampanyanın başlatılmasından bu yana yaşanan gelişmeleri aktardı. Gelecek dönemde sektörel komiteler kurarak çalışmalarını sürdüreceklerini sözlerine ekledi. Kulübün hedeflerine de değinen Melsa Ararat, 2025 yılında BIST 100 şirketleri içinde, yönetim kurullarında kadın olmayan şirket kalmamasını hedeflerini belirtti. Bağımsız Kadın Direktörler veri tabanında yaklaşık 300 kalifiye yönetim kurulu üyesi kadın adayın bulunduğunu belirten Melsa Ararat, bu sayıyı artırmaya çalışacaklarını ifade etti. Ayrıca, Yüzde 30 Kulübü üye sayısını da artırmayı hedeflediklerini sözlerine ekledi.

 

Yüzde 30 Kulübü Başkanı Brenda Trenowden, İngiltere ve dünyadaki uygulamaları anlattı. Trenowden, yönetim kurullarında kadınların var olması kadar, CEO seviyesinde de kadınların varlığının önemine değindi. Üç temel grubu etkilemeye çalıştıklarının altını çizen Brenda Trenowden, bunların, FTS 100 şirketlerinin insan kaynakları yöneticileri, devlet ve politika yapıcılar ile kurumsal yatırımcılar olduğuna dikkat çekti.

Kamuoyu araştırma şirketi KONDA’nın Genel Müdürü Bekir Ağırdır, Türkiye’nin hem sanayi toplumu hem de bilgi toplumu olmanın problemlerini aynı anda yaşadığını belirterek sözlerine başladı. Sanayi toplumu olarak, kalkınma ve modernleşmeyi kastettiğini belirten Ağırdır, Türkiye’nin henüz sanayi toplumunun temel sorunlarını hala çözemediğini söyledi. Modernleşmenin toplumsal bir dönüşüm olduğunun altını çizen Bekir Ağırdır, bunun zihin haritalarının değişmesi anlamına geldiğini belirtti.

Bilgi toplumunun demokratikleşme ve küreselleşme olmak üzere iki temel hedefi olduğunu söyleyen Ağırdır, “Bugünün hayatının ritmi farklı ve onun getirdiği bütün zihin dünyası da farklı. Biz bu dört hedefi ortak bir ütopya, ortak bir iddiaya inanarak yaşamıyoruz. Biz demokratikleşmeyi devletin dönüşümünü konuşuyoruz. Toplumun dönüşümünü konuşmuyoruz. Toplumun dönüşümünün önündeki zihinsel engeller, kadın meselesinden beslenen engeller. Dönüşüm sadece kılık kıyafet meselesi değil. Hukukun üstünlüğüne inanç, karşılıklı güven, birlikte iş yapma kültürü bir sürü başka alan var. Biz bu konularda sorunları olan bir toplumuz. Dönüşümde asıl peşinde olmamız gereken bu. Dolayısıyla kadın meselesinin hem bu sözünü ettiğim dörtlü sürece değen bir tarafı var. Hem de toplumsal dönüşüme değen bir tarafı var. Evinde demokrat olmayan sokakta, iş yerinde vb demokrat olamıyor. Kadın meselesi evrensel bir mesele. Asıl önemlisi, kadınların yönetimde yükselmesinin ilginç tarafı, bu erkek egemen zihin dünyasının kırıldığı yer. Bilgi toplumu, aklın, bedenin ve gönlün bir arada çalıştığı bir yer. Bugünün hayatı daha karmaşık, daha çok boyutlu. Dolayısıyla kompartımanlar halinde çalışan erkek beynine göre değil. Aklı, zihni, bedeni aynı anda çalışan kadına daha yatkın. 50 sene sonra kadın egemenliğinin var olduğu bir bilgi toplumu ve dünya yaşayacağız.” dedi.

‘Genç Sabancılılar’ mezun oldu

‘Genç Sabancılılar’ mezun oldu

Sabancı Üniversitesi Yönetici Geliştirme Birimi EDU ve Sabancı Holding işbirliği ile yürütülen “Genç Sabancılılar Programı”nın mezuniyet töreni 30 Mart 2018 tarihinde düzenlendi. 2013 yılında bu yana yürütülen programda 12. Grup mezun oldu.

Mezuniyet törenine Sabancı Üniversitesi Yönetici Geliştirme Birimi EDU Direktörü Cüneyt Evirgen, Sabancı Holding İK Direktörü Berrin Yılmaz ve çok sayıda yönetici katıldı.

Yeni yöneticiler ve uzmanların katıldığı programda; finansal yönetim, strateji, pazar odaklılık, insan kaynakları yönetimi, profesyonel yöneticilerin sahip olması gereken temel noktalara odaklanıldı.

Ankara'daki mezunlarımız buluştu

Ankara'daki mezunlarımız buluştu

Ankara ve çevresinde eğitim ve iş hayatına devam eden 30'a yakın mezunumuz Derya Baykal’07 (European Studies) liderliğinde, 2007’den bu yana devam eden buluşmalar kapsamında Ankara'da bir araya geldi.

 

15 Nisan 2018 Pazar sabahı, gerçekleşen buluşmaya Mezunlarla İlişkiler ve Kariyer Geliştirme Yöneticisi Şule Yalçın da katıldı.

Mezunlar, ölüm yıldönümünde merhum Sakıp Sabancı ve evvelce Ankara’daki mezunları da ziyaret etmiş olan üniversitemizin kurucu rektörü merhum Tosun Terzioğlu’nu rahmet, saygı ve özlemle andı.

Ankara'daki S mezunları ailesinin büyümesi ve buluşmanın gerçekleşmesi için heyecanla çalışan mezunumuz Derya Baykal'a Mezunlar Ofisi adına çok teşekkür ederiz.

Buluşmadan keyifli anları görmek için tıklayınız.

SU Sail, Campus Cup ve Sportsboats Trofesi'nde

SU Sail, Campus Cup ve Sportsboats Trofesi'nde

Sabancı Üniversitesi Yelken ve Denizcilik Kulübü (SU Sail), Campus Cup'a ve Sportsboats Trofesi'ne katıldı.  

 

SU Sail Campus Cup 2018 

31 Mart - 1 Nisan tarihlerinde Marmaris International Yacht Club (MIYC) tarafından düzenlenen ve üniversitelerinin yelken takımlarını bir araya getiren Campus Cup için Marmaris'teydi. Çok öğretici ve bir o kadar da keyifli olan bu haftasonunda yarış ekibi toplam dört yarış yaptı ve kendi klasmanında dördüncü oldu. Üniversite öğrencilerini bir araya getiren bu organizasyonda diğer okulların yelken kulüpleriyle de fikir alışverişinde bulunma fırsatı elde etti. 

SU Sail Sportsboat Trofesi

Campus Cup'ın ardından 8 Nisan 2018 Pazar günü Kalamış'ta Moda Deniz Kulübü tarafından düzenlenen Sportsboats Trofesi'ne katıldı. Poseidon teknesiyle yarışan ekibimiz toplam yapılan üç yarış sonuncunda kendi klasmanında 14 tekne arasında 2. olurken genel sıralamada da 19 tekne arasından 5. oldu. 

 

İstanbul Reading Club üzerine bir söyleşi

İstanbul Reading Club üzerine bir söyleşi

Kadıköy civarındaki kitap cafelere merakınız varsa, özellikle haftasonları keyifli sohbetlerine tanık olabileceğiniz bir topluluğu sizlere tanıtmak isteriz. İstanbul Reading Club adlı bu oluşumu, ortak noktası edebiyat olan insanların biraraya gelmesine ön ayak olmuş, 2014 Siyaset Bilimi mezunumuz ve Sanat ve Sosyal Bilimler Fakültesi öğretim asistanı İpek Şahinler anlattı:


İstanbul Reading Club nedir, nasıl ortaya çıktı?

İstanbul Reading Club Sabancı Üniversitelilerin öncülüğü ile kurulan, üyelerinin iki haftada bir buluştuğu bir okuma kulübü. Şubat 2018’den beri toplanıyoruz ve kurgu/kurgu dışı eserler üzerine konuşuyoruz.

Kulübün ortaya çıkışı yüksek lisansımı bitirip İstanbul’a geri döndüğüm ve Sabancı’da eğitim asistanı olarak çalışmaya başladığım Eylül 2017’ye dayanıyor. Fakat biraz daha geriye gidecek olursak, çocukluğumdan beri zihnimde beslediğim kitap kulübü hayalime dayanıyor sanırım -çocukluk dönemi ve prototipik çocuk gibi şeyler düşünülürse biraz garip bir hayal bu tabii-. Bu hayalin dürtüsüyle üniversite yıllarımda İstanbul’da birkaç kitap kulübüne dahil oldum, fakat devamlı ilgimi çekecek bir oluşuma denk gelemedim. Sonraları yüksek lisans için gittiğim Edinburg’da iki farklı okuma grubuna üye oldum. Buluşmalardan sonra damağımda kalan tat çok özeldi. Şöyle tarif edebilirim belki: hem lezzetli hem de keyifli geçmiş bir akşam yemeğine dair bir anınızı ve onu takiben dünyaya nasıl daha parlak baktığınızı hatırlayın. Buna benzer bir şey; zihnen doymuşluk ve dünyaya daha ferah bakar olma durumu.

Sabancı’ya döndüğümde ilk iş okulun edebiyat kulübüyle iletişime geçtim ve Bilgehan’a (Öztürk) biraz kafamdakilerden bahsettim. Yaptığımız çokça telefon konuşmasından sonra bir okuma listesi hazırladım ve konuyu kulüpteki arkadaşlara sunduk. Bu aşama çok hayati oldu çünkü kulüpte herkes son derece yapıcıydı. Çok kez toplandık ve okuma grubumuzun adından metin seçimlerimize, tartışmalarımızın işleyişinden temalarımıza kadar birçok şeyi konuştuk. Burada özellikle Bilgehan’a teşekkür etmek isterim – detay yüklü sorularım karşısında hep sabırlı ve destek verici bir arkadaş oldu. Kasım 2017’de başlayan bu süreç Ocak 2018’de tamamlandı ve İstanbul Reading Club olarak ilk buluşmamızı 4 Şubat’ta gerçekleştirdik.

Nasıl organize oluyor, neler yapıyorsunuz peki ve biraz da grubunuzdaki üyelerden bahsedebilir misin? kaç kişisiniz, kimler...

Kulübümüzde bir dönem on haftadan oluşuyor. Her dönem için bir tema belirliyoruz ve iki haftada bir buluşuyoruz. Başka bir deyişle temamız çerçevesinde on haftada beş kitap okumuş oluyoruz. İlk dönemimizin teması “Queer Bir Mekân Olarak İstanbul’u Okumak”tı. Pierre Loti’nin Aziyade’siyle başladık, Virginia Woolf’un Orlando’suyla devam ettik. Bu metinlerde oryantalist denebilecek Istanbul algıları ve yine bu algılara paralel Türkiye kültürü tasfirleri var. Bu tasfirlere kontrast oluşturması bakımından şehre “içeriden bakan” Reşat Ekrem Koçu’nun Tarihimizde Garip Vakalar’ını konuştuk sonrasında. Bunu takiben hem pitoresk hem de “gerçek” İstanbul temsilleri denince akla gelen ilk isimlerden biri olan Tanpınar’la ve Huzur’uyla devam ettik.

Biz müfredatımızı oluştururken genellikle yerleşmiş ve normatif algılarımızı bize sorgulatacak ve böylelikle bizi hem entelektüel hem de kültürel anlamda besleyecek olan ana metinleri seçmeye özen gösteriyoruz. Bu bakımdan incelediğimiz metinler kanonlaşmış olsa da eleştirel yaklaşmaktan çekinmiyoruz. Tartışmalarımıza farklı perspektifler katması için de ana metnimizin yanına isteğe bağlı olarak başvurulabilecek ikincil okumalar, makaleler ve filmler öneriyoruz. Tartışmanın nasıl yürümesi gerektiğine dair ise belirli kurallarımız yok – adı üstünde, tartışma olduğu için organik olması ve doğal kalması bizim için çok önemli. Sohbetlerimiz akademik kaygılardan bağımsız olsa da yakın okumalar yaparak fikirlerimizi ve içeriğimizi sübjektifle objektif arasında nüanslı bir noktada tutmaya özen gösteriyoruz. Bu anlamda katılımcılarımızın farklı kişisel geçmişleri bakış açılarımızı genişletiyor.

Şu ana kadar en az sekiz, en fazla on iki kişi olduk. Kulübümüz Sabancı Üniversitesi insanları tarafından kurulmuş olsa da edebiyata ilgisi olan ve fikirlerini paylaşmak isteyen herkese açık. Bu yüzden buluşma mekân olarak özellikle kampüs dışı bir yer belirledik. İki haftada bir her pazar saat on ikiyle iki arasında Kadiköy’de buluşuyoruz. Fakat bazen metinlerimizin dokusuna uygun mekân değişiklikleri yapıyoruz. Örneğin son buluşmamızda Tanpınar’ın Huzur’unu İstanbul Tanpınar Merkezi’nde gerçekleştirdik. Bizim için özel bir gündü.

Yakın zaman için planlarınız var mı?, yeni etkinlikler yapmayı düşünüyor musunuz?

Şu anki temamızın son kitabı Orhan Pamuk’un Istanbul, Hatıralar ve Şehir’i; 1 Nisan’da buluştuk. Buluşmamızda bu metni incelemenin yanı sıra, şu ana kadar okuduğumuz Istanbul içerikli metinlerden sonra Istanbul’u nasıl yeniden okuduğumuz üzerine daha kapsamlı bir bağlamda tartışma yürüteceği.

Bir sonraki dönemimize ise 22 Nisan’da başlayacağız. Temamız büyük ihtimalle “Modern Türkiye Edebiyatı’nda Ayrıksı Karakterler” olacak. Oğuz Atay, Yusuf Atılgan, Sevgi Soysal, Bilge Karasu, Sevim Burak ve Hasan Ali Toptaş gibi yazarların metinlerindeki “ayrıksı” diyebileceğimiz karakterler üzerinden Türkiye’ye özgü kimlik(ler) inşaasına bakacağız.

İlgili olanlar size nasıl ulaşabilir?

Aynı adlı bir Facebook sayfamız var; İstanbul Reading Club. Aslında sayfamıza bakmanız için Facebook’unuzun olmasına gerek yok; web’den direk bağlantılı açık erişimi var. Sadece bizi googlelamanız yeterli.

Sohbetimizi sonlandırırken özellikle eklemek istediğin birşey var mı?

Bizim kulübümüzdeki temel düşüncemiz okumanın fikirleri en çok besleyen eylem ve bu fikirlerin yeşermesini sağlayan eylemin de konuşmak olduğu. Amacımız da edebiyata ilgisi olan insanları, Sabancı Üniversitesi içinden ve dışından, bir araya getirmek ve edebi eserler hakkındaki fikirlerini samimi bir ortamda tartışabilecekleri bir topluluk yaratmak. Bu yüzden edebiyata ilgisi olan ve bu fikir topluluğumuzun bir parçası olmak isteyen herkesi aramıza bekleriz. Şimdiden aramıza hoşgeldiniz J

*****

İpek’e bu keyifli sohbet için teşekkür ederiz.

Eğer siz de gruba dahil olmak veya bir etkinlikte yer almak isterseniz İstanbul Reading Clup Facebook sayfasını (link verilecek) ziyaret edebilirsiniz.

 

 

 

 

15. Eğitimde İyi Örnekler Konferansı gerçekleşti

15. Eğitimde İyi Örnekler Konferansı gerçekleşti

Sabancı Vakfı ve Sabancı Üniversitesi'nin desteğiyle Eğitim Reformu Girişimi tarafından düzenlenen 15. Eğitimde İyi Örnekler Konferansı yapıldı


Sabancı Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı ve Sabancı Üniversitesi Kurucu Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı: "Öğretmenlerin donanım kazanmalarını ne kadar destekleyebilirsek, çocukları geleceğe o kadar güçlü bir şekilde hazırlamış oluruz."

Eğitim Reformu Girişimi Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Üstün Ergüder: "Türkiye'nin farklı köşelerinde öğretmenler ve sivil toplum kuruluşları eğitimi geliştirmek için çalışıyor. Eğitimi asıl geliştirecek olan ise bu fikirlerin ve öğretmenlerimizin görünür olması, paylaşması.."

Sabancı Vakfı ve Sabancı Üniversitesi’nin desteğiyle Eğitim Reformu Girişimi (ERG) tarafından bu yıl 15’inci kez hayata geçirilen Eğitimde İyi Örnekler Konferansı, Sabancı Center’da düzenlenen programla başladı. “Eğitim, Yaşam İçin…” teması ile düzenlenen konferans programında, ilham veren sohbetler, öğretmenler tarafından geliştirilen iyi örnekler ve özel oturumların yanı sıra atölyeler de yer aldı. 

15 yılın yolculuğunu anlatan filmle başlayan konferansın açılış konuşmalarını Sabancı Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı ve Sabancı Üniversitesi Kurucu Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı ve Eğitim Reformu Girişimi Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Üstün Ergüder gerçekleştirdi. Akademisyen Sami Gülgöz, yazar Hidayet Şefkatli Tuksal ve yazar Murat Menteş fikrin; psikiyatr Yankı Yazgan, akademisyen ve müzisyen Hakan Yılmaz ve oyuncu Selma Ergeç duygunun, akademisyen ve mimar Şebnem Yalınay Çinici, yiyecek ve içecek uzmanı Oğul Türkkan ve sanatçı Ayşe Gül Süter ise yaratıcılığın yolculuğunun konuşulduğu oturumlarda katılımcılarla deneyimlerini paylaştı. 

Sabancı Vakfı’nın faaliyetleri içinde 44 yıldır eğitimin önemli bir yere sahip olduğunu ve bu alanda pek çok çalışma gerçekleştirdiklerini belirten Sabancı Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı ve Sabancı  Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı, ‘‘Eğitim alanındaki ihtiyaçlar zamanla değişiyor ve doğru çözümleri sunabilmek için sadece ülkemizdeki değil, tüm dünyadaki gelişmeleri yakından takip etmek gerekiyor. Sabancı Vakfı’nın kurulduğu yıllarda öncelikli hedefimiz eğitime erişimi artırmaya destek olmaktı. Türkiye’nin farklı bölgelerine toplam 77 eğitim kurumu kazandırdık; 44 binden fazla bursla, ihtiyacı olan gençlerin yanında olduk. Son 10 yılda eğitimin kalitesini artırma ihtiyacını fark ettik ve bu alana odaklandık. Toplumsal gelişmeyi destekleyecek bir eğitim için sivil toplumun da sorumlulukları olduğu bilinciyle Hibe Programlarımızda eğitime önemli yer ayırıyoruz. 10 yılda eğitimin farklı alanlarında 24 projeye hibe desteği verdik. Bu projelerle eğitimin kalitesini iyileştirmeyi, eğitim alanında yeni ve yaratıcı metotları desteklemeyi ve öğretmenlerin güçlenmesini amaçlıyoruz. Çünkü biliyoruz ki, öğretmenler eğitimin kilit aktörleri. Onların mesleki gelişimlerini ve donanım kazanmalarını ne kadar destekleyebilirsek çocukları geleceğe o kadar güçlü bir şekilde hazırlamış oluruz” dedi. 

Bütün çocukların, bugün ve gelecekte toplumsal konularda sorumluluk alan, yenilikçi çözümler üreten ve topluma katkı sağlayan bireyler olmaları için çalışmak gerektiğini ifade eden Sabancı, “Bunun için öğretmenlerin güçlenmesini desteklememiz ve eğitime dair çalışmalara onları dahil etmemiz gerekiyor. Eğitimde İyi Örnekler Konferansı bu açıdan çok önemli. Bu konferans, üreten ve iyi örneklerini paylaşmak isteyen eğitimcilerin bir araya gelmeleri, bilgilerini paylaşmaları için bir platform oluşturuyor. Kaliteli eğitimden ve güçlü, donanımlı öğretmenlerden bahsedeceksek, bu noktada Eğitimde İyi Örnekler Konferansı gibi projelerin kilit role sahip olduğuna inanıyoruz” dedi. 

Konferansta konuşan Eğitim Reformu Girişimi Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Üstün Ergüder ise, 2004’ten bu yana düzenlenen Eğitimde İyi Örnekler Konferansı’nın bugüne kadar 72 ilden yaklaşık bin 700 uygulama ve 16 bin izleyiciyi ağırladığını söyledi ve konferansın bu yılki temasına işaret etti: ‘‘15 yıldır, bu konferansta önemli dostluklar edindik. Eğitimde iyi örneklerin, nerede ve hangi koşullar altında olursa olsun her zaman var olduğuna şahit olduk. Eğitim Reformu Girişimi’nin kuruluşundan bu yana yaptığı çalışmalar ve Eğitimde İyi Örnekler Konferansı’nda gerçekleştirilen paylaşımlar gösteriyor ki eğitim sistemimiz çocuklara okuma yazmayı, sayı saymayı ve bilgiyi zihinlerine yerleştirmeyi öğretiyor. Başarıyı çoğu zaman çoktan seçmeli sorulara verilen doğru cevaplara, yüz üzerinden verilen notlara ve sonunda edinilen mesleklere sıkıştırıyor. Oysa eğitim, bunlardan çok daha ötede, çocuğun yaşam için ihtiyaç duyduğu tüm becerileri ona topyekûn sunabilmekle yükümlü.”


“Herkes için nitelikli eğitim” vizyonuyla çalışmalarına devam eden Eğitim Reformu Girişimi’nin kuruluşundaki çekirdek değerlerden bahseden Ergüder, soran, sorgulayan, aktif yurttaşlar yetiştirmek için ihtiyaç duyduğumuz eğitimin yaşam için ve yaşamla iç içe olması gerektiğini savundu. 

İyi örnekler deneyimlerini paylaştı

Üreten ve iyi örneklerini paylaşmak isteyen eğitimcilerin bir araya gelmesini sağlayan Eğitimde İyi Örnekler Konferansı, 7 Nisan Cumartesi günü Sabancı Üniversitesi’ndeki oturumlarla devam etti. Oyuncu Mert Fırat, yazar Karin Karakaşlı, SALT Araştırma ve Programlar Direktörü Meriç Öner ve Nesin Vakfı Gönüllüsü Tayfun Özşahin eğitimciler ve katılımcılarla buluştuğu açış oturumunun ardından iyi örnek seçilen uygulamaların sunumları ve öğretmenlerin deneyim paylaşımları paralel oturumlarda devam etti. Konferans  bu yıl 69 sözlü, 17 poster sunumu ağırladı.

                       

www.egitimreformugirisimi.org

Mehmet Yıldız Kordsa Yönetim Kurulu Başkan Vekili oldu

Mehmet Yıldız Kordsa Yönetim Kurulu Başkan Vekili oldu

Sabancı Üniversitesi Tümleştirilmiş Üretim Teknolojileri Araştırma ve Uygulama Merkezi (SU-IMC) Direktörü Mehmet Yıldız, Kordsa Yönetim Kurulu’na Başkan Vekili olarak atandı.

Kordsa Yönetim Kurulu Üyeliğini sürdüren SU-IMC Direktörü Mehmet Yıldız 4 Nisan 2018 itibariyle Kordsa Yönetim Kurulu Başkan Vekilliği görevine getirildi.


Mahremiyet, Sosyal Medya, Demokrasi ve Cambridge Analytica

Mahremiyet, Sosyal Medya, Demokrasi ve Cambridge Analytica

Demokratik yönetim sistemlerinin sağlıklı bir şekilde işleyebilmesi için seçmenlerin doğru bilgiye erişebilmesi ve bu şekilde uzun vadede doğru yönde karar verebilmesi beklenir.

İnternet ve sosyal medya çağında ezici bir büyüklükte veri bombardımanıyla karşı karşıya olan bireyin buradan doğru bilgiye erişebilmesi halihazırda büyük zorluklar barındırıyor. Bir de bunlara Cambridge Analytica şirketi örneğinde olduğu gibi kitlelerin politik tercihlerini kişisel verileri kullanarak etkileme çabalarını eklediğimizde, mesele çok daha karamsar bir boyut kazanıyor.

Sabancı Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Erkay Savaş'ın sarkaç.org sitesinde yayınlanan "Mahremiyet, Sosyal Medya, Demokrasi ve Cambridge Analytica" başlıklı yazısını aşağıda okuyabilirsiniz.


Nedir Cambridge Analytica olayı?

Önce bu konuda bir altyapı vererek başlamakta fayda var. Günümüzde hedefli reklamcılık adı altında ve bireylerin yaş, cinsiyet, meslek, ikametgâh gibi demografik özelliklerini kullanarak kişiye özgü reklam göndermek yaygın ve karlı bir sektör haline geldi. Demografik özelliklerin yanısıra önceki alış-verişlerinizdeki tercihleriniz ya da demografik olarak size benzeyen kişilerin tercihleri de gönderilecek reklamların kişiselleştirilmesinde yaygın olarak kullanılıyor. Son yıllarda sosyal medyanın kullanımının artması sonucunda bunlara ek olarak psiko-grafik niteliklerin kullanılmaya başlanması ve bunların çoğu zaman mahrem kişisel bilgiler içeriyor olması konuyu tartışmalı hale getirdi.

Psiko-grafik nitelikler bireyin psikolojik karakter özelliklerini ve eğilimlerini sınıflandırmak için kullanılan bir terim. Özellikle açıklıkdürüstlükdışadönüklükuyumluluk ve nevrotiklik gibi “büyük beş” [1] adı verilen, dil ve kültürden bağımsız olduklarından evrensel kabul edilen, psiko-grafik nitelikler bireylerin karakterlerini ve eğilimlerini belirlemede önemli rol oynuyor. Bu niteliklerden hareketle kişilere özgü reklam kampanyası ve politik slogan üretilebildiğinden bu türden veriler hem reklam firmaları hem de siyasetçiler için çok değerli.

Bu noktada siyasetçilerin bu tür verilere nasıl ulaşabileceği sorusunu sorabiliriz.

Cevap aslında basit; sosyal medya sitelerinden. Yapılan araştırmalar Facebook gibi sosyal medya sitelerindeki beğenilerimizin beş büyük psiko-grafik niteliklerimizin belirlenmesinde kullanılabileceğini gösteriyor. Dahası sadece beğenilerin ait olduğu bireylerin değil bunların arkadaşları hakkında da bilgi toplanabilyor. Özellikle veri madenciliği tekniklerinin bu konuda yaygın olarak kullanıldığı biliniyor. Bununla beraber bu kişisel veriler son derece mahrem ve hassas olduğundan sosyal medya firmalarının bunları üçüncü taraflarla paylaşmaması ve bunların dışarıya sızmaması için tüm önlemleri alması gerekiyor. Bu verilerin bu türden bir amaçla kullanılması için kişilerin rızasının alınması gerekse de bu çoğu zaman yapılmıyor.

Cambridge Analytica firmasının, bir akademisyenin geliştirmiş olduğu Facebook uygulaması yardımıyla bu verileri elde ettiği ve kullandığı artık ilgili tüm tarafların kabul etmek zorunda kaldığı bir gerçek. ABD’nin en etkili gazetelerinden The New York Times’ın bu konudaki haberine göre [2], bu yolla 50 milyon kişinin profili elde edilmiş olup bunlardan 30 milyonu yeterli bilgi içeriyor. Buna karşılık sadece çok az sayıda kişinin rızası alınmış. Facebook firmasının yönetim kurulu başkanı Mark Zuckerberg ABD Kongresi’ndeki ifadesinde bu sızıntıları önlemek için yeterli çaba göstermediklerini ve bunun bir hata olduğunu kabul etti ve özür diledi.

Psiko-grafik verilerin gerçekten büyük çaplı seçmen davranışlarının yönlendirilmesinde kullanılıp kullanılamayacağı konusu bilimsel açıdan kesinlik kazanmadı [1]. Ancak, Cambridge Analytica firmasına 15 milyon ABD doları yatırım yapan Robert Mercer’in Cumhuriyetçi Partiye büyük bağışlar yapan bir yatırımcı olması, ABD Başkanı Trump’ın seçim kampanyasının kilit ismi ve Trump’ın önceki danışmanı olan Steve Bannon’ın, firmanın eski başkan yardımcılarından olması ve diğer şaibeler, firmanın 2016 ABD Başkanlık seçimlerinde en azından bir rol oynadığını inanmamızı sağlıyor.

Avrupa’da, kişisel veri koruma kanun ve düzenlemeleri, bireylere kişisel verilerini bunları işleyenlerden talep etme hakkını tanıyor.  24/3/2016 tarihinde ülkemizde kabul edilen 6698 numaralı “Kişisel Verilerin Korunması Kanunu” 11. madde b bendinde “Herkes, veri sorumlusuna başvurarak kendisiyle ilgili” kişisel verilerinin işlenip işlenilmediğini öğrenme, bunlara ilişkin bilgi talep etme vb. haklara sahip [3].  Kanunlar bireyleri bu türden istismarlara karşı korusalar da, bunların nasıl uygulanacağı ve ne şekilde yürütüleceği konularında belirsizlikler bulunuyor. Konunun çoğu zaman uluslararası boyutlar alması durumu daha da zorlaştırıyor. Bireylerin tek başlarına bir sonuç almaları mümkün gözükmüyor.

Cambridge Analytica firması yetkilileri bahsi geçen verileri aldıklarını ve kullandıklarını önce defalarca inkar etmiş, daha sonra kabul etmiş ve iki yıl önce sildiklerini ifade etmişlerdir [2]. Sözkonusu verilerin harcıalem sabit disklerde tutulabildiğini ve kolayca kopyalanabildiğini düşünürsek, firmanın halen bir kopyayı saklamadığından nasıl emin olabiliriz?  Anlaşıldığı üzere sorun bir hayli karmaşık ve konunun çeşitli boyutlarının gündemde tutulmasında ve tartışılmasında yarar var.

Referanslar

[1] Elizabeth Gibney, “The scant science behind Cambridge Analytica’s controversial marketing techniques”, Nature, 29 March 2018.

[2] Matthew Rosenberg, Nicholas Confessore, Carole Cadwalladr, “How Trump Consultants Exploited the Facebook Data of Millions”, The New York Times, 17 March 2018

[3] Kişisel Verilerin Korunması Kanunu, Kanun No 6698, Resmi Gazete, 7/4/2016, Sayı 29677, Tertip 5, Cilt 57.

Abone ol