WEO 2016 Dünya Enerji Görünümü Türkiye Tanıtım Toplantısı

WEO 2016 Dünya Enerji Görünümü Türkiye Tanıtım Toplantısı

“World Energy Outlook 2016” Dünya Enerji Görünümü Türkiye Tanıtım Toplantısı

soldan sağa: Shell Türkiye Ülke Başkanı Ahmet Erdem, Eren Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Eren, Sabancı Üniversitesi Kurucu Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı, Fatih Birol, Sabancı Ünivresitesi Rektör Vekili Ayşe Kadıoğlu, Sabancı Holding Enerji Grup Başkanı Mehmet Göçmen ve Sabancı Holding CEO'su Zafer Kurtul

 Sabancı Üniversitesi İstanbul Uluslararası Enerji ve İklim Merkezi (IICEC) ev sahipliğinde Dünya Enerji Görünümü Türkiye tanıtım toplantısı yapıldı.

Toplantıda Uluslararası Enerji Ajansı İcra Direktörü Dr. Fatih Birol Dünya Enerji Görünümü 2016 (World Energy Outlook 2016) raporunu sundu.

 

“Büyümeye damgasını vuracak olan yenilenebilir enerjiler olacak.

Toplantının açılış konuşması, Sabancı Üniversitesi Mütevelli Heyeti Kurucu Başkanı Güler Sabancı tarafından yapıldı.

Güler Sabancı konuşmasında, “Bugünün dünyasında çok çarpıcı küresel trendlere tanıklık ediyoruz. Hızlı kentleşme, dijitalleşme ve elektrifikasyon, enerjinin yaşamsal önemini daha da artırıyor. Enerji, toplumların yaşam kalitesi ve ekonomilerinin sağlıklı işleyişi bakımından stratejik önem taşıyor. En öncelikli gündem maddelerinden birisi olma özelliğini koruyor.

World Energy Outlook raporuna göre, 2040 yılına kadar dünyada enerji talebinin %30 artış göstermesi bekleniyor. Enerji kaynaklarına bakıldığında, en yüksek ölçekli büyümenin yenilenebilir enerjiden geleceği görülüyor.  Yenilenebilir enerjinin elektrik üretimindeki payının %23’ten %37’ye çıkması bekleniyor. 2040 yılına kadar mevcut fiyatlarla toplam 44 trilyon dolarlık enerji yatırımı olacağı hesaplanıyor. Buna ilave olarak, enerji verimliliğinde iyileştirme için 23 trilyon dolarlık daha yatırım yapılacağı tahmin ediliyor.

Yani; zorlu bir enerji geleceği, fırsatlarıyla birlikte bizleri bekliyor. Daha fazla rekabetçilik, uygun yatırım iklimi, artan verimlilik, ileri teknoloji ve ciddi inovasyon konuları, enerjide başarılı bir dönüşümün ana bileşenlerini oluşturacak.  Verimlilik bu noktada çok önemli. Enerjide tüketicinin rolü ve önemi artıyor. Tüketiciyi işin odağına alan yeni iş modelleri ve uygulamalar giderek daha fazla yaygınlık ve işlerlik kazanmak durumunda.  Enerjide teknolojik gelişmeler ile birlikte, yeni kavramları tartışmaya ve gelecek projeksiyonlarımıza dahil etmeye başladık. Örneğin; dağıtık üretim, akıllı şebekeler, enerji depolaması, talep yönetimi ve elektrikli araçlar gibi her biri çok önemli başlıkların enerji sektörünün geleceğini şekillendirmekte belirleyici olacağı görülüyor. Ayrıca Kasım ayı başında yürürlüğe giren Paris Anlaşması’nın da enerji sektörünün daha sürdürülebilir bir niteliğe ulaşabilmesinde rolü çok kritik olacak” dedi.

Güler Sabancı konuşmasını şöyle sürdürdü: “Enerji ülkemiz için çok stratejik bir sektör. Son 10 yılda birincil enerji talebimiz, dünya ortalamasının çok üzerinde, yıllık ortalama %4’ün üzerinde büyüdü. Bu çarpıcı büyümeye karşın, kişi başına enerji tüketimimiz halen OECD ortalamasının %40’ı düzeyinde gerçekleşiyor. Bu oran, enerji talebimizdeki önemli büyüme potansiyeline işaret ediyor.  Enerji talebimizdeki artışı güvenli, rekabetçi ve sürdürülebilir koşullarda sağlamak bizler için ana öncelik olarak görünüyor.   Enerjide arzı ve talebi en doğru şekilde yönetmeliyiz.

Bakanlığımızın bu konuda çok yoğun mesai harcadığını biliyoruz. Biz de bu çabaları ve çalışmaları yürekten destekliyoruz. Son dönemde, ülkemiz enerji sektöründe önemli gelişmeler yaşandı. Son 10 yılda Türkiye elektrik sektörüne 75 milyar dolar yatırım yapıldı.

Bu yatırımların çok büyük kısmı, özel sektör tarafından Türkiye enerji sektörünün büyümesine ve rekabetçi, serbest bir piyasanın gelişmesine duyulan güven ile gerçekleştirildi. 

Türkiye elektrik ve doğal gaz sektörleri, toplamda 100 milyar TL’ye ulaşan pazar büyüklüğüyle pek çok kritik sektörden daha önde bir konuma geldi. Enerji Bakanlığımız ve EPDK’nın liderliğinde elektrik piyasasının serbestleşmesinde çok önemli adımlar atıldı.

Son 10 yılda Türkiye kurulu gücü yaklaşık iki kat artış gösterdi. Çeşitli üretim özelleştirmeleri gerçekleştirildi. Ancak bu konuda devam etmeliyiz. Dağıtım özelleştirmeleri tamamlandı. Dağıtımda içinde bulunduğumuz yeni tarife dönemi boyunca, teknoloji ve verimlilik odaklı yatırımları ve operasyonları özendirmeye, müşteri memnuniyetini güçlendirmeye devam etmemiz gerekiyor. Enerji borsamız EPİAŞ faaliyete geçti ve şeffaflık ve derinlik anlamında önemli gelişmeler kaydetti. Perakende liberalleşmesinde arzu edilen seviyede olmamakla birlikte bazı gelişmeler kaydedildi. Artık liberalleşme adımlarını hızlandırarak daha ileriye taşımalı ve tüketicinin lehine olan bir piyasaya daha fazla işlerlik kazandırmalıyız. Bunu sağlamak üzere, enerji piyasalarımızda düzenleyici çerçeveyi; piyasanın rekabetçiliğini, şeffaflığını ve elbette öngörülebilirliğini artıracak şekilde güçlendirmeliyiz. Arz talep dengelerini, verimliliği ve maliyetleri yansıtan rekabetçi bir piyasaya işlerlik kazandırmalıyız. İçinde bulunduğumuz arz fazlası ve düşük emtia fiyatları dönemini, bu yönde cesur adımlar atmak için bir fırsat olarak değerlendirmeliyiz.

IICEC’i kurarken sektör ve ülkemiz için bir “Kutup Yıldızı” olmasını hedeflemiştik.

Bu yolda ilerlerken 2017 yılında IICEC’te önemli bir yapılanma gerçekleştireceğiz.

Obama yönetimi boyunca ABD Enerji Bakanı’nın danışmanlarından biri olan Dr. Carmine Difiglio’nun Ocak ayından itibaren IICEC Direktörü olarak göreve başlayacağını duyurmaktan büyük mutluluk duyuyoruz.

Enerji ve iklim konularında nesnel ve kaliteli araştırmalar üretmek, bölgemizde ve dünyada enerjide sürdürülebilir geleceğe yönelik çözümler geliştirmek hedefiyle kurmuş olduğumuz IICEC, Dr. Difiglio’nun aramıza katılmasıyla birlikte çalışmalarına ivme kazandıracaktır.

IICEC şimdiye kadar gerçekleştirmiş olduğu çalışmalarıyla bölgesinde ve dünyada tanınan, bilinen bir networking platformu oldu. IICEC bu misyonunu da büyük başarıyla sürdürmeye devam edecektir.”

 

Küresel enerjinin geleceği hakkında tek bir senaryo yoktur, çeşitli politikalar gidişatı belirleyecektir.

Açılış konuşmalarının ardından Uluslararası Enerji Ajansı İcra Direktörü Dr. Fatih Birol “Dünya Enerji Görünümü 2016” raporunun tanıtımını yaptı. Fatih Birol konuşmasında;

“Yeni konvansiyonel ham petrol proje onayları, 2015-2016 yılında, 1950’lerden bu yana en düşük seviyeye inmiştir. 2015-2016 yıllarındaki üretime dönük harcamalardaki kesintiler bir yıl daha uzarsa, petrol piyasalarına yönelik ters yönde yakın gelecekte bir risk - yeni projelerin yetersizliği - ortaya çıkabilir. 

Böyle bir durumda birkaç yıl içinde arz-talep arasında bir uçurum yaşanmaması için benzersiz bir çabaya ihtiyaç olacaktır. Yatırımlarda bir toparlanma olmazsa veya talep büyümesinde hızlı bir düşüş gerçekleşmezse, petrolde yeni bir çalkantılı iniş-çıkış dönemine girilebilir.

Son yirmibeş yılda enerjide en büyük katkı kömürdeydi. Önümüzdeki yirmibeş yıl için kömür tüketimi ciddi şekilde azalacak. En ciddi büyüme yenilenebilir enerjide gerçekleşecek. Kömür hala önemli. Çin dünya kömür tüketiminin yarısını yapıyor. Son iki yılda kömür tüketiminde düşüş var. Bunun esas nedeni iklim değişikliği değil şehirlerdeki hava kirliliği, insanların sağlık problemleridir. Bu arada Hindistan ve Güneydoğu Asya’da kömür tüketimi artıyor. En ucuz elektrik üretimi kaynağı hala kömür.  Evinde buzdolabı için elektrik olmayan insanların 2050 yılındaki iklim değişikliğini düşünmesi büyük bir lüks olur. Paris taahhütlerinin yerine getirilmesinde bunun da göz önünde bulundurulması gerekir.

Paris Anlaşması genel çerçeveyi belirleyen bir anlaşmadır, enerji üzerindeki etkisi, anlaşmanın amaçlarının hükümetlerin gerçek politikalarına nasıl aksettirildiğine bağlıdır. Dünyanın enerji ihtiyacı artmaya devam ediyor, ancak milyonlarca insan mahrum bırakılmış durumdadır.

Ana senaryomuzda, küresel enerji talebinin 2040 yılına kadar % 30 oranında yükselmesi, tüm modern yakıtlar için tüketimde bir artış anlamına gelmekle birlikte, küresel toplamlar birçok farklı eğilimi ve yakıtlar arasındaki önemli geçişleri maskelemektedir. Dahası, 2040 yılında yüz milyonlarca  insan  hala  temel  enerji  hizmeti  almamaya  mahkum  bırakılmış  durumdadır.

İklim taahhütleri ve iklim hedefleri

Ülkeler Paris Anlaşması taahhütlerinde belirlenen hedeflerin birçoğuna genel olarak ulaşmış ve hatta bazı durumlarda bunun ötesine geçmiş durumdalar; ki bu durum, küresel enerji ile ilişkili CO2  emisyonlarında öngörülen artışı yavaşlatmak için yeterli, ancak ısınmayı 2°C'nin daha altına sınırlamak için yeterli değildir.

2°C yolu çok zor: 1,5°C 'ye giden yol keşfedilmemiş yollardan geçiyor. 

Güncel taahhütler, sıcaklık artışını 2 °C’nin altında tutmak için yetersiz kalmaktadır. Bu seviyeyi 1.5 °C’ye indirmek ise tahayyül edilemeyen bir hedeftir.

Avrupa ile ilgili enerji verimliliğinin ne kadar önemli olduğunu anlatmak için gaz arz güvenliği petrol kadar önemli . Bütün bakanlıklar gaz arz güvenliği konusunda ortak çalışmalar yapmakta. Gazın büyük bir kısmı evlerde ısınmak için kullanılıyor. Son 15 yılda Avrupa’daki hane sayısı yaklaşık 20 milyon arttı. Gaz taleplerinin artması gerekirken düştü. İki neden var. Birincisi evlerdeki ısıtma sistemlerine önemli standartlar, ikincisi evlerin büyük kısmına mecburi yalıtım sistemi getirildi. Enerjiyi verimli kullanıp tüketimi düşürmek lazım ki bu da hükümetler arasında yüksek bir koordinasyonu gerektiriyor.

Büyümeye damgasını vuracak olan yenilenebilir enerjiler olacak.

Yenilenebilir enerji artık kar getiren bir iş alanı oldu. Hemen hemen her ülkede yenilenebilir enerjide hızlı bir artış olduğunu görüyoruz. Özellikle rüzgar ve güneş enerjisinde. Avantajları; öncelikle ülke olarak kendi kaynaklarını kullanıyorsun. Çevreye negatif etkisi yok ama maliyetli oluşu olumsuz bir faktör, fakat bu maliyet son yıllarda azaldı. Son beş yılda güneş enerjisinin maliyeti yüzde seksen, rüzgar enerjisinin maliyeti ise üçte bir oranında azaldı. Şu anda Çin yenilenebilir enerjide en önde. Yenilenebilir enerjideki büyümenin temel sebebi Çin ve ABD’de politikalarının hayata geçirilmesi oldu.

LNG’de Türkiye’nin önünde önemli bir fırsat var.

LNG’de ise; gaz fiyatlandırılması ve sözleşmeleri üzerinde büyük etki yaratarak, ikinci bir doğalgaz devriminin katalizörü konumundadır. Şu anda ön planda Avustralya var. Mozambik, Tanzanya ve Kanada beş yıl içinde ciddi kaynak sağlayacak. Bu durum gaz piyasalarını ve enerjinin jeopolitiğini değiştirecek.  Örneğin geçen ay ABD Ortadoğu’ya LNG ihraç etmeye başladı.

Nükleere evet ama seçimlerimizi çok dikkatli yapmalıyız.

Hangi ülke? Hangi teknoloji? Ve maliyet ile çalışacağımız son derece önemli. En iyi seçeneği değerlendirmeliyiz. Nükleer enerji yatırımında toplumun yaklaşımı ve ilk yatırım maliyeti önemli. Yatırım maliyeti yüksek olduğu için serbest piyasanın tek başına yapabileceği bir şey değil. 

Enerjinin arzı güvenliği son derece önemli. 

Enerji güvenliği her zamanki önemini korumaktadır; potansiyel güvenlik açıkları artmakta ancak bu açıklara yönelik müdahale araçlarının spektrumu da artmaktadır” dedi.

“World Energy Outlook” Raporu Nedir?

“World Energy Outlook” Raporu, küresel enerji piyasalarının bugününe ve gelecek 25 yıla ilişkin en son tahminleri, küresel iklim değişikliğine dair öngörüleri, politika gelişmelerini ve bir önceki yıldan bu yana elde edilen tecrübelerle güçlendirilen analizleri içeriyor. “World Energy Outlook”, farklı senaryolara, bölgelere, sektörlere ve yakıt türlerine göre en son enerji arz ve talep projeksiyonlarına yer veriyor. Rapor, orta ve uzun vadede enerji sisteminin nasıl dönüşebileceğine dair önemli analizler sunuyor.

World Energy Outlook 2016’da Hangi Konular Ele Alınıyor

Günümüzde, petrol fiyatlarındaki dalgalanma, devam eden jeopolitik istikrarsızlıklar ve iklim değişikliği ile mücadeleye yönelik alınmış olan kararlar enerji piyasası dinamiklerini önemli derecede etkilemektedir. Küresel enerji karışımındaki değişikliklerin, enerji güvenliğine yönelik risk ve tehditleri nasıl değiştireceği World Energy Outlook 2016’da ele alınmaktadır. Uluslararası Enerji Ajansı Başkanı Dr. Birol tarafından açıklanacak olan veri ve analizler büyük önem taşıyor.

World Energy Outlook 2016 raporu, en son veriler ışığında petrol, doğal gaz, kömür, nükleer ve yenilenebilir enerji sektörlerinin görünümü ile birlikte enerji verimliliği, iklim değişikliği, su-enerji ilişkisi en güncel projeksiyonları içeriyor. Değişen küresel enerji sisteminde, önümüzdeki yıllarda enerji talebinin karşılanmasında yenilenebilir enerji ve doğal gazın payı da ayrıca irdeleniyor. Bunların yanı sıra, 2016 yılı raporu, hava kirliliği ve Meksika’nın enerji görünümü gibi bazı tematik konularda da derinlemesine değerlendirmeler içeriyor.

Species Extinction: From Concept to Crisis by Andrew Berry

Species Extinction: From Concept to Crisis by Andrew Berry

Extinction is a surprisingly recent notion.  Early biologists were uncomfortable with the idea that a divine creator could be so careless as to let his creations disappear off the face of the planet.  It was not until 1796 that the great French paleontologist, Georges Cuvier, demonstrated definitively that forms seen in the fossil record are no longer present on the planet, making extinction a scientifically acceptable idea.  This, as Charles Darwin recognized, is a critical underpinning of evolutionary thinking because his theory requires turnover: new species replace old ones, with the latter going extinct.  Paleontological analysis has revealed that the history of life has been punctuated by a number of mass extinction events in which a large proportion of all species has been eliminated.  The most famous of these events was the one involving the impact of a meteorite, 65 million years ago, that condemned the dinosaurs.  Critically, it required the removal of the dinosaurs for mammalian evolution to take off: humans would never have evolved had dinosaurs not gone extinct.  Today, we are in the midst of the sixth great mass extinction event, only this time the cause of extinction is us, humans.  We have taken over the planet, polluted it, corrupted it with catastrophic consequences for the natural world.  Will the extinction of Homo sapiens ultimately be the outcome of this ongoing self-inflicted crisis?

Dicle Koğacıoğlu Makale Ödülü 7. Kez Sahiplerini Buluyor

Dicle Koğacıoğlu Makale Ödülü 7. Kez Sahiplerini Buluyor

Sabancı Üniversitesi Sanat ve Sosyal Bilimler Fakültesi ile Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Çalışmaları Mükemmeliyet Merkezi tarafından yedi yıldır verilen “Dicle Koğacıoğlu Makale Ödülü”, 24 Aralık 2016, Cumartesi günü Minerva Palas’ta öğrenci konferansının ardından gerçekleşecek törenle sahiplerini bulacak.


Tartışmacılığını The Aga Khan Üniversitesi’nden Sevgi Adak’ın üstlendiği ilk oturumda; Sabancı Üniversitesi’nden Gülnur Kocapınar ve Duke Üniversitesi’nden Kerem Yıldırım, "Seçimlerde Cinsiyet Ayrımı: Aday Gösterme Süreçleri ve Temsiliyet", University of California, San Diego’dan Esin Düzel "Doğal Güzellik': Kürt Kadınlarının Görünürlük Siyasetleri ve Güçlenme Dinamikleri" ve Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nden Fethiye Beşir “Doğu Karadeniz'de "Çekme" Anlatıları: Bir Rituel Olarak Kız Kaçırma” başlıklı birer konuşma yapacaklar.

Boğaziçi Üniversitesi’nden Umut Türem’in tartışmacılığında gerçekleşecek ikinci panelde ise; Hacettepe Üniversitesi’nden Leyla Bektaş, "Bir Güvenlikli Site Hikâyesi: Gündelik Hayatın Dönüşümüne Otoetnografik Yaklaşım", Sabancı Üniversitesi’nden Hatice Haskul "İdeal Mekânın Kurulması Yolunda Mevcut Duvarların Yıkımı: Refet’in Ev Hayali, Handan’ın Tabut Gerçeği" ve İstanbul Üniversitesi’nden Göksenin Abdal “Aslı Erdoğan’a Ait Kırmızı Pelerinli Kent Kitabının İngilizce Çevirisinin Çeviri Kuramında Toplumsal Cinsiyet ve Yeniden Yazma Kavramları Ekseninde Bir Değerlendirmesi: Coğrafyayı Anlamak, Kültürü Yorumlamak, Mesafeleri Aşmak” başlıklı birer konuşma yapacak.

Türkiye toplumu ve kültürü üzerine toplumsal cinsiyet odaklı araştırmaları desteklemeyi ve genç araştırmacıları teşvik etmeyi amaçlayan öğrenci konferansı ve ödül töreninde sizi aramızda görmekten mutluluk duyacağız.

Program

Tarih:  24 Aralık 2016, Cumartesi

Yer: Minerva Palas, Bankalar Caddesi, No:2, Karaköy, İstanbul

15.00- 15.10 Açılış Konuşması

15.10-16.00  Panel I

Tartışmacı: Sevgi Adak (The Aga Khan Üniversitesi)

Seçimlerde Cinsiyet Ayrımı: Aday Gösterme Süreçleri ve Temsiliyet, Gülnur Kocapınar (Sabancı Üniversitesi), Kerem Yıldırım (Duke Üniversitesi)

Doğal Güzellik': Kürt Kadınlarının Görünürlük Siyasetleri ve Güçlenme Dinamikleri, Esin Düzel (University of California, San Diego)

Doğu Karadeniz'de "Çekme" Anlatıları: Bir Rituel Olarak Kız Kaçırma, Fethiye Beşir (Orta Doğu Teknik Üniversitesi)

16.10 - 16.30 Kahve Arası

16.30 - 17.30 Panel II

Tartışmacı: Umut Türem (Boğaziçi Üniversitesi)

Bir Güvenlikli Site Hikâyesi: Gündelik Hayatın Dönüşümüne Otoetnografik Yaklaşım, Leyla Bektaş (Hacettepe Üniversitesi)

İdeal Mekânın Kurulması Yolunda Mevcut Duvarların Yıkımı: Refet’in Ev Hayali, Handan’ın Tabut Gerçeği, Hatice Haskul (Sabancı Üniversitesi)

Aslı Erdoğan’a Ait Kırmızı Pelerinli Kent Kitabının İngilizce Çevirisinin Çeviri Kuramında Toplumsal Cinsiyet ve Yeniden Yazma Kavramları Ekseninde Bir Değerlendirmesi: Coğrafyayı Anlamak, Kültürü Yorumlamak, Mesafeleri Aşmak, Göksenin Abdal (İstanbul Üniversitesi)

17.30- 18.00 Ödül Töreni

 

Dünya Enerji Görünümü Türkiye Tanıtım Toplantısı

Dünya Enerji Görünümü Türkiye Tanıtım Toplantısı

Sabancı Üniversitesi İstanbul Uluslararası Enerji ve İklim Merkezi (IICEC) ev sahipliğinde “World Energy Outlook 2016” raporunun Türkiye tanıtım toplantısı Sabancı Center’da gerçekleştirilecek.

Toplantıda Uluslararası Enerji Ajansı İcra Direktörü Dr. Fatih Birol Dünya Enerji Görünümü 2016 raporunu sunacak. 

Toplantının açılış konuşmaları, Türkiye Cumhuriyeti Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak (katılımı bekleniyor) ve Sabancı Üniversitesi Mütevelli Heyeti Kurucu Başkanı Güler Sabancı tarafından yapılacak.

“World Energy Outlook” Raporu Nedir?

“World Energy Outlook” Raporu, küresel enerji piyasalarının bugününe ve gelecek 25 yıla ilişkin en son tahminleri, küresel iklim değişikliğine dair öngörüleri, politika gelişmelerini ve bir önceki yıldan bu yana elde edilen tecrübelerle güçlendirilen analizleri içeriyor. “World Energy Outlook”, farklı senaryolara, bölgelere, sektörlere ve yakıt türlerine göre en son enerji arz ve talep projeksiyonlarına yer veriyor. Rapor, orta ve uzun vadede enerji sisteminin nasıl dönüşebileceğine dair önemli analizler sunuyor.

World Energy Outlook 2016’da Hangi Konular Ele Alınıyor

Günümüzde, petrol fiyatlarındaki dalgalanma, devam eden jeopolitik istikrarsızlıklar ve iklim değişikliği ile mücadeleye yönelik alınmış olan kararlar enerji piyasası dinamiklerini önemli derecede etkilemektedir. Küresel enerji karışımındaki değişikliklerin, enerji güvenliğine yönelik risk ve tehditleri nasıl değiştireceği World Energy Outlook 2016’da ele alınmaktadır. Uluslararası Enerji Ajansı Başkanı Dr. Birol tarafından açıklanacak olan veri ve analizler büyük önem taşıyor. 

World Energy Outlook 2016 raporu, en son veriler ışığında petrol, doğal gaz, kömür, nükleer ve yenilenebilir enerji sektörlerinin görünümü ile birlikte enerji verimliliği, iklim değişikliği, su-enerji ilişkisi en güncel projeksiyonları içeriyor. Değişen küresel enerji sisteminde, önümüzdeki yıllarda enerji talebinin karşılanmasında yenilenebilir enerji ve doğal gazın payı da ayrıca irdelenecektir.

Bunların yanı sıra, 2016 yılı raporu, hava kirliliği ve Meksika’nın enerji görünümü gibi bazı tematik konularda da derinlemesine değerlendirmeler içeriyor.

Tarih  : 20 Aralık 2016, Salı

Saat     : 09:30-12:30

Yer      : Hacı Ömer Sabancı Konferans Salonu, Sabancı Center, 4. Levent

SUdoğa'dan doğal yaşamı korumak için ipuçları

SUdoğa'dan doğal yaşamı korumak için ipuçları

Sabancı Üniversitesi Doğal Yaşamı Koruma Kulübü, SUdoğa, Sabancı Üniversitelilere doğal yaşamın önemini tanıtmak ve farkındalık yaratmak, çevre sorunlarını araştırmak ve kampüsten başlayan çözümler üretmek için bir kampanya başlatıyor.

SUdoğa, gazeteSU işbirliğinde "Bunu biliyor muydunuz?" başlığı ile her hafta bir konuya dikkat çekerek kampüs içinde farkındalık yaratmayı amaçlıyor. SUdoğa tarafından hazırlanan tasarımlar yoluyla her bir konuya dikkat çekecek postlarımızı gazeteSU'nun ana sayfasından, Sabancı Üniversitesi ve SUdoğa Instagram sayfasından (sudogasabanci) takip edebilirsiniz.

Öğrencilerimiz Ideotrophy’de 2. oldu

Öğrencilerimiz Ideotrophy’de 2. oldu

Üniversite öğrencilerini iş dünyasının zorlu koşullarına hazırlayan fikir yarışması Unilever IdeaTrophy’de, Passion Fruit grup adıyla üniversitemizi temsil eden öğrencilerimiz Bensu Ateş, Selen Değirmenci, Deha Çun tüm aşamalarda başarılı olarak 2. oldular.


Okulumuz öğrencilerinden eski Endüstri Mühendisliği Kulübü başkanları Bensu Ateş ve Selen Değirmenci'yle beraber şu anki Ekonomi İşletme Kulübü Eş-başkanı Deha Çun, "Passion Fruit" grup adıyla üniversitemizi Unilever'in Ideatrophy yarışmasında temsil ettiler. 24 Ekim'den beri süregelen bu dört aşamalı yarışma 9 Aralık Cuma günü son buldu ve öğrencilerimizden oluşan Passion Fruit grubu 2.lik ödülüne layık görüldü. 

Üniversite öğrencilerini iş dünyasının zorlu koşullarına hazırlayan fikir yarışması Unilever IdeaTrophy’nin bu sene 15’incisi düzenlendi. Kazanan takımları Londra’daki Unilever Future Leaders League’de Türkiye’yi temsil etme, Unilever’de staj imkanı ve daha bir çok hediye bekliyor.

Savunma Sanayii Müsteşarlığı ile Araştırmacı Yetiştirme Programı anlaşması imzaladık

Savunma Sanayii Müsteşarlığı ile Araştırmacı Yetiştirme Programı anlaşması imzaladık

Sabancı Üniversitesi Savunma Sanayii Müsteşarlığı ve sektörün önde gelen şirketleri arasında Savunma Sanayii İçin Araştırmacı Yetiştirme Programı kapsamında işbirliği imzalandı.


Bu nedenle Emirgan’daki Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi’nde düzenlenen törene Sabancı Üniversitesi Rektör Vekili Prof. Dr. Ayşe Kadıoğlu, Savunma Sanayii Müsteşar Yardımcısı Dr. Cemal Sami Tüfekçi ile sektörün önde gelen şirketlerinden ASELSAN Elektronik Sanayii A.Ş., CTECH Bilişim Teknolojileri Sanayii Ticaret A.Ş., HAVELSAN Hava Elektronik Sanayii A.Ş., ROKETSAN Roket Sanayii ve Ticaret A.Ş., TUSAŞ Türk Havacılık ve Uzay Sanayii A.Ş. ve TEI Tusaş Motor Sanayii A.Ş.’nin yöneticileri katıldı. 

Teknolojinin yaratılması ve kullanılmasına yönelik olarak üniversiteler ile kamu ve sanayi arasında işbirlikleri kurulması son derece önemli.


Törende söz alan Sabancı Üniversitesi Rektör Vekili Prof. Dr. Ayşe Kadıoğlu, “Sizlerle Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi’nde buluşmaktan dolayı çok mutluyuz. Teknolojinin yaratılması ve kullanılmasına yönelik olarak üniversiteler ile kamu ve sanayi arasında işbirlikleri kurulması son derece önemli. Eğitim vermek ve araştırmalar yolu ile yaratıcılığı cesaretlendirmek en fazla üniversiteler bünyesinde yapılıyor. Ancak bunların hayata geçirilebilmesi kamu ve sanayi işbirliklerini gerektiriyor. Türkiye’nin savunma sanayine araştırmacı yetiştirmek ve projeler gerçekleştirmek için sektörün önde gelen temsilcileri ile işbirliklerinin önemine inanıyoruz. Bugün tam da buna yönelik olarak Savunma Sanayi Müsteşarlığı himayesindeki Savunma Sanayi için Araştırmacı Yetiştirme Programı (SAYP) dolayısı ile biraraya geldik. Sabancı Üniversitesi olarak Türkiye savunma sanayi için: Nitelikli araştırmacı yetiştirilmesi ve kurulacak işbirlikleriyle savunma sanayi endüstrisinde bilgi akışının sistematik hale getirilmesi için üniversitemizin yüksek kapasitesi ve güçlü altyapısı ile desteğe hazır olduğumuzu belirtmek isterim.” dedi.

Savunma Sanayii Müsteşar Yardımcısı Dr. Cemal Sami Tüfekçi ise törendeki konuşmasında “Müsteşarlığımızın 2020 ve sonrası için belirlemiş olduğu hedeflerden biri olan "Temel ve İleri Teknolojilerde Mutlak Yerlilik" amacına ulaşmamız için etkin bir sanayi-üniversite işbirliği ile teknoloji tabanının yayılmasını sağlamamız ve bunun için de nitelikli insan kaynağı oluşturabilmemiz gerekmektedir. Hâlihazırda ülkemizin bilim alanını oluşturan "bilim adamlarına" ve "araştırmacılarına" olan ihtiyacımız oldukça önemli düzeydedir.” dedi.

Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulunun 2023 yılında toplam 300.000 Araştırmacı hedefi bulunmaktadır. Söz konusu 300.000 araştırmacının %60 oranındaki kısmının özel sektör içinde olması ve özel sektörde 180.000 araştırmacıya ulaşılması hedeflenmektedir. Söz konusu Ar-Ge hedeflerine ulaşılmasında bize düşen görevleri yerine getirebilmek için yapmış olduğumuz çalışmalarımızdan bir tanesi de SAYP.

SAYP; sektörün öncelikleri ve Ar-Ge ihtiyaçları doğrultusunda, Müsteşarlığımızın da yönlendirmesiyle, savunma sanayi şirketleri ile üniversiteler arasındaki bilgi transferini daha sistematik hale getirecek ve savunma alanında nitelikli Ar-Ge elemanı ihtiyacının karşılanmasına katkı sağlayacak bir araç olarak tasarlanmıştır.

Bugün imzalanan işbirliği protokolleri ile Sabancı Üniversitemiz ve CTECH firması da bu ekosistem içerisine eklenmiş olup, toplamda 18 (on yedi) üniversitemiz ve 35 (otuz beş) savunma sanayii firmamız SAYP'a dâhil olmuştur. "Savunma sektörünün nitelikli işgücü ve araştırma ihtiyacının karşılanması için sanayii-üniversite işbirliklerinin teşvik edilmesi" amacıyla; ileride başka savunma sanayii firmalarımızın ve üniversitelerimizin de sürece dahil edilmesi ve SAYP'ın uygulamalarının genişletilmesi suretiyle, sektörün ihtiyaç duyduğu alanlarda araştırmaların yapılması ve nitelikli işgücünün artırılmasının sağlanmış olacağına duyduğum inançla, bu süreçte emeği geçen herkese teşekkür ederim.” dedi.

Ali Koşar'a Fen Bilimleri dalında Sedat Simavi ödülü verildi

Ali Koşar'a Fen Bilimleri dalında Sedat Simavi ödülü verildi

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) kurucu başkanı adına düzenlenen Sedat Simavi Ödülleri’ne bu yıl değer görülen gazeteci, sanatçı,  yazın, spor ve bilim insanları belli oldu. 9 dalda verilen ödüller 12 Aralık 2016 tarihindeki törenle sahiplerini buldu.

Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi öğretim üyemiz Ali Koşar, "Mikrokanallarda Çap ve Uzunluğun Yüksek Kütle Akılı Doymamış Akış Kaynama Isı Transferine Etkilerinin Nümerik ve Deneysel Olarak Araştırılması" adlı araştırmasıyla Sedat Simavi 'Fen Bilimleri Ödülü'ne değer görüldü. 

11 Aralık 1953'de yaşamını yitiren TGC kurucu Başkanı Sedat Simavi adına 40 yıldan bu yana sürdürülen ödüller gazetecilik, radyo, televizyon, karikatür, edebiyat, sosyal bilimler, fen bilimleri, sağlık bilimleri ve spor alanlarında veriliyor.

2016 Sedat Simavi Ödülleri'ne değer görülen isimler ve eserleri şöyle:

1- GAZETECİLİK ÖDÜLÜ:

Ömer Erbil

Hürriyet Gazetesi'nde 26 Eylül 2016 tarihinde yayınlanan "Topkapı Sarayı Ayakta Zor Duruyor" başlıklı haberi nedeniyle.

2-RADYO ÖDÜLÜ:

Özlem YALÇIN

TRT Türkiye'nin Sesi Radyosu ve TRT Memleketim FM'de 27 Ocak 2016 tarihinde yayınlanan "Evim Türkiye" adlı radyo programı nedeniyle.

3-TELEVİZYON ÖDÜLÜ:

Haber:

Engin YILMAZ, Sevgi ŞAHİN, Çağlar GÜNER fox tv'de 4 Şubat 2016 tarihinde yayınlanan "Baran'ın İlaçları İçin Operasyon" adlı ortak haberleri nedeniyle.

Belgesel: 

Burçe BAHADIR

TRT Televizyonu Belgesel Kanalında 17 Ağustos 2016 tarihinde yayınlanan "Refakatçi" adlı belgesel programı nedeniyle.

4-KARİKATÜR ÖDÜLÜ:

Behiç AK

Cumhuriyet Gazetesi'nde yayınlanan "Kim Kime Dum Duma" isimli köşesinde çizdiği karikatürleri nedeniyle.

5-EDEBİYAT ÖDÜLÜ:

Haluk ORAL

"Bir Roman Kahramanı Orhan Veli" adlı biyografi çalışması nedeniyle.

6-SOSYAL BİLİMLER ÖDÜLÜ:

Dr. Bahar ARSLAN

"II. Meşrutiyet'ten Cumhuriyet'e İki Devrim; İki Süreç; "Tarihsel, İdeolojik ve Olgusal Bir Karşılaştırma" adlı eseriyle.

7-FEN BİLİMLERİ ÖDÜLÜ:

Prof. Dr. Ali KOŞAR

"Mikrokanallarda Çap ve Uzunluğun Yüksek Kütle Akılı Doymamış Akış Kaynama Isı Transferine Etkilerinin Nümerik ve Deneysel Olarak Araştırılması" adlı eseri nedeniyle.

8-SAĞLIK BİLİMLERİ ÖDÜLÜ:

Seçici Kurul, yarışmaya başvuran eserler içerisinde bu yıl yönetmelik şartlarına uygun ödüle değer bir araştırma eseri olmadığına karar verdi.

9-SPOR ÖDÜLÜ:

Taha AKGÜL

"Güreşçi (Serbest Stil 125 kg) -  Rio Olimpiyatları Şampiyonu" olması nedeniyle.

TGC KURUCU BAŞKANI SEDAT SİMAVİ HAKKINDA (1896-1953)

Öncü çalışmaları ile adını yayın tarihine yazdıran Sedat Simavi,1896 yılında İstanbul'da doğdu. Babası Hamdi Simavi Bey, annesi Sultan Abdulhamit sadrazamlarından Saffet Paşa'nın torunu Aliye Hanım'dır. Sedat Simavi, babasının görevli olduğu Samsun'da ilk Fransızca derslerini aldı. Kadıköy Saint-Joseph Fransız Okulu'nda başladığı öğrenimini Galatasaray Lisesi'nde tamamladı (1912), Okul sıralarında ilk karikatürleri yayınlanmaya başlandı. 1.Dünya Savaşı patlak verince Hadımköy'deki birliğine katıldı. 1916'da Şeker Bayramı'nın birinci günü "HANDE" adındaki haftalık dergiyle yayın hayatına atıldı. 1917'de Müdafaa-i Milliye Cemiyeti adına ilk defa konulu bir film çevirdi. "PENÇE", "CASUS" ve "ALEMDAR VAKASI" filmleri böyle doğdu. İstanbul'un çeşitli semtlerinde başarı ile oynadı. "DİKEN" ve "İNCİ" dergilerini de bu arada yayımlamıştı. Sedat Simavi, günlük gazete idealine 21.7.1920'de "DERSAADET" ile kavuştu. Gazete, Sevr Muahedesi'nin yarattığı karamsarlığa karşı yapıcı bir ruh aşılıyordu. Onu "PAYİTAHT", "GÜLERYÜZ" izledi. 15 Mart 1933'te yayın hayatına atılan haftalık "YEDİGÜN" ile 18 yıl en çok satan dergiyi çıkarma başarısına sahip oldu. gazetecilerin dayanışmalarını ve bağımsızlıklarını sağlamak amacıyla Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nin kurulmasında öncü oldu. Cemiyetin 1 numaralı Şeref Rozeti'ni taşıdı ve ilk başkanlığa seçildi. Sedat Simavi, 1 Mayıs 1948'de Türkiye'nin en büyük tirajlı gazetesi "HÜRRİYET" i yayımlamaya başladı. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı iken Üniversitede Gazetecilik Kürsüsü'nün kurulması için de ilk yazılı başvuruyu yaptı. Sedat Simavi'nin mücadeleli hayatı 11 Aralık 1953'te son buldu.


"Halide Edib ve Siyasal Şiddet"

"Halide Edib ve Siyasal Şiddet"

Sabancı Üniversitesi Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Çalışmaları Forumu, Sabancı Üniversitesi Sanat ve Sosyal Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Hülya Adak’ın "Halide Edib ve Siyasal Şiddet - Ermeni Kırımı, Diktatörlük ve Şiddetsizlik" adlı kitabını odağa alan, “Halide Edib ve Siyasal Şiddet” başlıklı bir panel düzenliyor. Panel 17 Aralık 2016, Cumartesi günü Minerva Palas’ta gerçekleşecek.

Panelde; “Halide Edib'i nasıl bilirsiniz?”, “Yazar, romancı, aydın, siyasetçi, modernleşmeci, liberal, eleştirel mi?”, “Ya da tüm bunların ötesinde tartışmalı bir portre mi?”, “Yazdığı dönemlere, türlere ve dillere göre değişen düşünce ve tartışmalarını Halide Edib'in eserleri üzerinden nasıl okuruz?” sorularına ezber bozucu bir çerçeveden yanıt aranacak.

Moderatörlüğünü Deniz Tarba Ceylan’ın yürüteceği, konuşmacı olarak Erol Köroğlu, Çimen Günay Erkol, Murat Cankara, Laurent Mignon ve Hazal Halavut'un katılımıyla Hülya Adak'ın kitabınının çeşitli boyutlarıyla tartışılacağı panelde sizi de aramızda görmekten mutluluk duyacağız.

Program:

Tarih:   17 Aralık 2016, Cumartesi
Saat:    13:30-16:00
Yer:      Karaköy Minerva Palas

Abone ol