SU-IMC’nin yürütücüsü olduğu projeye TÜBİTAK 1001 desteği

SU-IMC’nin yürütücüsü olduğu projeye TÜBİTAK 1001 desteği

Sabancı Üniversitesi Tümleştirilmiş Üretim Teknolojileri Araştırma ve Uygulama Merkezi (SU-IMC) Araştırmacılarından Leila Haghighi Poudeh’in yürütücüsü olduğu proje, TÜBİTAK 1001 programı kapsamında destek almaya hak kazandı.

Leila_Poudeh

Leila Haghighi Poudeh’in projesi, “Çok Ölçekli Mühendislik Yaklaşımı Kullanılarak Yeni İyonik İletken Prepreg Arakatmanlarının Geliştirilmesi Ve Yapısal Enerji Depolama Sistemlerinde Uygulanması” başlığını taşıyor. Proje kapsamında Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi (MDBF) ve Kompozit Teknolojileri Mükemmeliyet Merkezi’nden (KTMM) araştırmacı ve danışmanlar yer alıyor.

Projede; Sabancı Üniversitesi Rektör Yardımcısı Mehmet Yıldız, MDBF Öğretim Üyesi Fevzi Cebeci ve Bekir Dizman, MDBF Doktora Sonrası Araştırmacısı Merve Senem Seven araştırmacı olarak bulunuyor. Proje, (MDBF) Öğretim Üyesi Canan Atılgan ve Yusuf Menceloğlu danışmanlığında geliştirildi.

Projenin önemi hakkında bilgi veren Poudeh, “Son yıllarda, enerji depolama malzemelerinin geliştirilmesi, havacılık, taşınabilir elektronik ürünler ve elektrikli araçlar gibi yeni ortaya çıkan teknolojilerin geliştirilmesinde önemli bir rol oynamıştır. Yüksek performanslı enerji depolama cihazlarının geliştirilmesi konusunda geniş çapta araştırmalar yapılmış olmasına rağmen, bu tür sistemlerin entegrasyonu yapısal bileşenlerin ağırlığının önemli ölçüde artmasına sebep olmuştur. Bu tip sistemler genelde elektrot olarak modifiye edilmiş karbon fiberlerden, ayırıcı olarak cam kumaştan ve aralarına doldurulmuş bir elektrolitten oluşan lamine bir yapıya sahiptir. Yapısal enerji depolama cihazlarının ticarileşmesine engel mekanik performans ile yük depolama yeteneği arasındaki ters orantıdır. Önerilen proje, bu sorunun üstesinden gelmeyi ve çok ölçekli malzeme tasarım çerçevesini izleyerek bu tür sistemlerin performansını arttırmayı amaçlamaktadır.” dedi.

Projenin hedefine de değinen Poudeh, “Üç yıl olarak planladığımız ve iki doktora öğrencisinin de yetişmesine katkı vereceği çok disiplinli projemiz kapsamında hesaplamalı ve deneysel yaklaşımlarını izleyerek alternatif elektrolit kimyaları geliştirip, herhangi bir enerji depolama sistemine entegre edilebilen iyonik olarak iletken elektrolit/ayırıcı prepreglerin üretilmesini amaçlamaktadır. Projenin son aşamasında, güç kompozitleri kavramını doğrulamak için yapısal, elektrokimyasal ve çok işlevli bakış açısıyla laboratuvar ölçekli prototip geliştirip ve değerlendirilmesi planlanmaktadır” diye konuştu.

7-9-10 Eylül 2021 ELAE 2. Aşama (Yazma ve Konuşma) Sınav Sonuçları

7-9-10 Eylül 2021 ELAE 2. Aşama (Yazma ve Konuşma) Sınav Sonuçları

ELAE 2. Aşama (Yazma ve Konuşma) sonuçları için tıklayınız.

AÇIKLAMALAR

Sınav sonuçları ile ilgili açıklamalar aşağıdaki gibidir:

SL (Satisfactory in the ELAE)*: ELAE 2. Aşama (Yazma ve Konuşma) sınavında yeterli başarıyı sağlayan ve 2021 - 2022 Akademik Yılı Güz döneminde fakültelerine Freshman statüsünde başlamaya hak kazanan öğrencilerimizi gösterir.

UL (Unsatisfactory in the ELAE): ELAE 2. Aşama (Yazma ve Konuşma) sınavında yeterli başarıyı gösteremeyen adayları gösterir.

NA (Non-attendance): Sınava katılmayan adayları gösterir. NA notu, “UL” notu gibi değerlendirilir.

Not baremi aşağıdaki gibidir:

A

SL

90 - 100

B

SL

80 - 89

C

SL

70 - 79

D

UL

60 - 69

E

UL

50 - 59

F

UL

0 - 49

* Öğrencilerin sınavda başarılı sayılabilmeleri için sınav ortalama notunun en az %70 olması ve hem yazma hem de konuşma sınavlarının her birinden en az %47,5 almış olmaları gerekmektedir.

2. Aşama sınavında yeterli puanı alamayan veya sınava hiç girmemiş yeni girişli öğrenciler, ELAE 1. Aşama sınav sonuçlarına göre, Temel Geliştirme Yılı’nda Rota 3 veya Rota 4’e yerleştirileceklerdir.

Başarılar dileriz,

Diller Okulu Direktörlüğü

SU-IMC Araştırmacısı Deniz Can Kolukısa’nın projesi TÜBİTAK 1001 desteği aldı

SU-IMC Araştırmacısı Deniz Can Kolukısa’nın projesi TÜBİTAK 1001 desteği aldı

Sabancı Üniversitesi Tümleştirilmiş Üretim Teknolojileri Araştırma ve Uygulama Merkezi (SU-IMC) Araştırmacılarından Deniz Can Kolukısa’nın yürütücüsü olduğu proje, TÜBİTAK 1001 programı kapsamında destek almaya hak kazandı.

DenizCanKolukısa

Deniz Can Kolukısa’nın projesi, “Hidroelastisite Problemlerinin Katı-Sıvı Etkileşimi Çözümleri Için Paralelleştirilmiş Hibrit Sph-Pd Parçacık Yönteminin Geliştirilmesi ve Deneysel Doğrulaması” başlığını taşıyor. Proje kapsamında Sabancı Üniversitesi Rektör Yardımcısı Mehmet Yıldız, Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi (MDBF) Öğretim Üyesi Adnan Kefal, Piri Reis Üniversitesi Öğretim Üyesi Murat Özbulut araştırmacı olarak yer alıyor.

Projenin hedefine ve önemine değinen Deniz Can Kolukısa şunları söyledi: “Proje kapsamında yapılacak çalışmalar ile, gün geçtikçe popülerleşen parçacık tabanlı bir hesaplamalı akışkanlar dinamiği metodu olan İnterpolasyonlu Parçacık Hidrodinamiği yöntemi (Smoothed Particle Hydrodynamics) ve katı cisimler mekaniği simülasyonlarında büyük deformasyonların, çatlak ve hasar ilerlemelerinin modellenmesinde oldukça başarılı, görece yeni ve parçacık tabanlı bir yöntem olan Peridinamik (Peridynamics) yöntemini çoklu fizik karakteristiğine sahip katı-sıvı etkileşimi problemlerinin çözümü için bir araya getiren, genelleştirilmiş, GPU üzerinde paralel çalışan bir bilgisayar kodu geliştirilecektir. Bu kapsamda söz konusu yöntemlerin iyileştirilmesi ve kombine edilmesi için geliştirilecek algoritmalar deneysel çalışmalar ile doğrulanacaktır. Deneysel çalışmalarda yenilikçi Ters Sonlu Elemanlar Yöntemi (iFEM) uygulamaları ile yapısal deformasyonların anlık takibi gerçekleştirilecektir. Yapılacak çalışmalarla düzlem dışı döngüsel hidrodinamik yüklere maruz kalan kabuk yapılarda hasar ilerlemeleri ilk kez bir bütün halinde incelenecek, dolayısıyla, gemi, köprü, platform gibi su altı ve su üstü birçok yapı ve yapı elemanlarının hidroelastik davranışları, hasar ilerlemesi senaryolarının incelenmesi ve yapısal güvenliğin artırılması için kolaylık sağlayacak hesaplamalı bir mühendislik aracı oluşturulacaktır.”

Sabancı Üniversitesi Kasa Galeri’de “Dünyanın Ağırlığı” Sergisi

Sabancı Üniversitesi Kasa Galeri’de “Dünyanın Ağırlığı” Sergisi

Sabancı Üniversitesi Kasa Galeri, 22 Eylül-5 Kasım 2021 tarihleri arasında “Dünyanın Ağırlığı” başlığındaki sergiye ev sahipliği yapıyor.

kasa_galeri_1

Misal Adnan Yıldız küratörlüğünde gerçekleşen sergi, Nevin Aladağ, Mahmut Celayir, Cansu Çakar, İpek Duben, Dennis (Mehmet Refik) Gün, Neşe Karasipahi, Berk Kır, Murat Morova, Agnieszka Polska, Peter Robinson, Furkan Öztekin, Ayfer Tutkan ve Billy Apple® ’ın üretimlerini bir araya getiriyor. Sergi, izleyicinin kendi yorumunu bırakacağı şiirsel bir alan ya da her an değişen bir anlatı mekânı yaratarak aşk, yansıma ve iç gözlemin birleşeceği bir olasılığın izini sürüyor.

Dünyanın Ağırlığı, 6. Ural Endüstriyel Bienali ana sergi eşküratörlerinden, Staatliche Kunsthalle Baden-Baden Direktörü ve Sabancı Üniversitesi eski mezunlarından Misal Adnan Yıldız ile Kasa Galeri’nin direktörü Derya Yücel’in mimari, kavramsal ve küratöryel arayışlarından yola çıkan sohbetlerinden bugüne gelen ve Yıldız’ a -bir nevi eve geri dönüş bileti olan sergi.

Güz sezonunda açılacak proje, pandemi, bugünün üretim gerçeklikleri ve birçok başka nedenle değişse de, sürecin Tekirdağ’da üreten ve yaşayan Furkan Öztekin’in yeni çalışmalarına odaklanacak olması, farklı kuşakları bir araya getirme çabası ve İstanbul’la, Karaköy ve galerinin çevresi, mimarisi, lokasyonu ile beden ve hareketin pratik ilişkisi hep merkezde yer aldı.

mahmut_celayir

Seçkinin odağı, seri mantığı ile, rezonans halinde çıkan edebi, şiirsel, kavramsal ve soyut sanatsal üretimler; ekrana sığmayan ve asla ekrandan izlenemeyecek (Yıldız’ın üstünde çalıştığı ve zincir, dizi ve ikilem olarak kavramsallaştırdığı) işler. Fizikselliği üstüne yanyana yanyana, dizi dizi görmek isteyeceğimiz yüzeyler, formlar, bedenler... İstanbul'da yaşayan Murat Morova’dan İpek Duben’e; Berk Kır’dan, Ayfer Tutkan’a farklı malzeme ve esnek ama dirençli yaklaşımlarla çalışan sanatçıları bir araya getiriyor. Bunun yanı sıra Yıldız Peter Robinson’dan Nevin Aladağ’a uzanan bir listeden, -sergi yapımcılığıyla beraber gelişen küçük koleksiyonundan (MAY collection) eserleri ‘aşk emeği’ (labour of love) referansıyla ilk kez seyirci ile paylaşıyor. Yıllar önce resimlediği, yanan Dersim dağlarıyla Mahmut Celayir; yeni filmiyle Berlin’den ödüllü sanatçı Agnieszka Polska, Karaköy’den Aya Sofya’ya, Eski İstanbul silüetine ve Haliç’e yeniden kendi bedeninin aksından bakan Cansu Çakar, kolektif hafızayı yeniden canlandıran heykelleriyle Neşe Karasipahi sergiye önemli katkılar sağlıyor. Yıllar önce kaybettiğimiz Dennis (Mehmet Refik) Gün ve yakınlarda yaşamını yitiren, Yıldız’ın uzun soluklu işbirlikçilerinden, pop kuşağının önemli ismi Yeni Zelandalı, Billy Apple® da sergide yer alıyor. Biyografik bir boyutuyla ele alındığında, Kasa’ daki sergi için Yıldız’ın cümleleri, -en dürüst haliyle:

kasa_galeri_2

“Bir pendulum sallar gibi; bir sağa bir sola kıvrılarak çıktı bu sergi. Eski şehre hüzünle bakarken, geleceğe sormak istediğiniz sorular yok mu? İlk sergilerimi, işbirliklerimi, mekansal ve kavramsal deneylerimi borçlu olduğum bu eşsiz mekana, 15 sene sonra yeniden geri dönmek… Kasa’yı bir miras gibi, emanet gibi, bir ödünç nesnesi gibi izleyicinin kendiyle kalabilmesi için bir süreliğine aldığı geçici bir mekan; ileri geri yürünen bir promenade olarak tasarladım… Yalnız kalıp kendimizle kalamadığımız bugünlerde, belki sadece sanat objesiyle, fikri ile, icadıyla fiziksel olarak aynı odada bulunmanın hafifliğini, ağırlığını, hayatta başka bir şeyle karşılaştırılamayacak deneyimini özleyenler için… Ekranlar bunun yerini tutabilir mi? Bütün kalbi kırık İstanbullulara, pandemi sonrası dünyaya alışamayan ruhlara… en çok da -süreç içinde bir telefon konuşmasında tevafuk kavramını, tesadüf kelimesinin güzelliği ile yeniden hatırlatan- Murat Morova’nın dediği gibi, -hala inatla yaşayanlara… Bir an olsun kendiyle kalmak isteyenlere… Dünya’nın hem ağırlığını hem hafifliğini, hem inerken hem çıkarken hissedebilmeleri için zemin üç farklı gri üstüne Billy Apple® dövmemle aynı ölçekte RGB...”

Sergi, Kasa galerinin organizasyonuyla çevrimiçi bir araştırma sunumuna dönüşecek. Her bir oda için, kıymetli bir edebi referansı geri çağıran küratörün, izleyiciye önerisi sergiyi yalnız gezmeleri ve mümkün olduğu kadar gözleriyle düşünmeleri:

1. “Dünyanın ağırlığı aşktır

Yalnızlığın yükü altında

Memnuniyetsizliğin yükü altında

Ağırlık, taşıdığımız ağırlık aşktır.” 

Allen Ginsberg

2. "(...) ölüm döşeğinde, sana bir gün daha bahşedileceği söylenseydi, geçirdiğin ömrün hangi gününü yeniden yaşamak isterdin ey bilge dostum?"

Antranik Dzarugyan, Çocukluğu Olmayan Adamlar 

3. “Aşksız geçen bir ömür beyhude yaşanmıştır.”

Şems Tebrizi

Dünyanın Ağırlığı sergisi, başlığını Beatnik şair Allen Ginsberg' in 1954’te San Jose'de yazdığı Song şiirinden devşiriyor. Eski bir banka kasası olan galerinin mimari gerçekliğinden ilham alıyor ve izleyiciden talep ettiği yön duygusundan ve mekan algısından yola çıkıyor. Potansiyel izleyici, merdivenlerden aşağıya inerek; adeta bir barınağa, kilere ya da sıfır zemine ulaştığında, introspektif bir sürece, kendi içinde bir yolculuğa ve iç dünyalarına yapılacak bir kazıya davet ediliyor. Tehlikeden daha güvenli bir yere sığınma içgüdüsü yerin altına inme hissine karışıyor; bu mekan, izleyicisi ya da şahidi olmadan gelecekte kullanılmak üzere saklanan ‘yaşayan evrakların’ bulunduğu yerler gibi, karanlık, loş, tekinsiz ve ışıksız… Ginsberg’in Çiçek Çocuklar’a ve 1968’e has iyimserliği, belki bugün giderek yok olan doğanın kıyametine, toplumsal cinnete ve siyasi krizlere karşı umutsuz, dirençsiz ve çaresiz hissettiğimiz bir zamanda bize en iyi gelecek panzehir, ilaç, derman ve umut ışığı. Kıyamet kaydırmalarımıza veya bitmeyen kıyamet sörfüne bile iyi gelebilir. Sergi, zihin ve beden dengemizin aynı zamanda toprak, doğa, çevre ve gezegenimizle nasıl ilişkilendiğimiz ile ilgili olduğunu da açıkça tarifliyor. Seçilmiş sanat eserleriyle yeniden okunacak bu şiir, Karaköy'ün pis gürültüsünden kaçıp kendine sığınacak zamanı, cesareti ve gücü olanlara ödünç verilen kısa vadeli bir borç. Yoldan geçen birinin girip kendi hikayesini çekeceği bir senografi, set ya da sahne gibi. Herkesin kendi yorumunu bırakacağı şiirsel bir alan ya da her an değişen bir anlatı mekanı. Aşk, yansıma ve iç gözlemin birleşeceği bir olasılık.

Sergi, 22 Eylül’den 5 Kasım tarihine kadar hafta içi her gün 10:00 – 18:00 arasında Kasa Galeri’de izlenebilir. Pandemi önlemleri nedeniyle girişte Hes Kodu ve Aşı Kartı ibraz edilmesi gerekmektedir.

KASA GALERİ

Bankalar Caddesi 2, Minerva Han, Karaköy, 34420 Istanbul
Telefon: (0212) 292 4939
E-posta: kasagaleri@sabanciuniv.edu
http://kasagaleri.sabanciuniv.edu/

İPM’den yeni webinar serisi: Glasgow’a Doğru İklim Politikaları

İPM’den yeni webinar serisi: Glasgow’a Doğru İklim Politikaları

İstanbul Politikalar Merkezi (İPM) yeni bir webinar serisine başlıyor. İklim politikalarının değerlendirileceği "Glasgow'a Doğru İklim Politikaları" webinar dizisinin "Paris'ten Glasgow'a İklim Müzakerelerinde Son Durum" başlıklı birinci webinarı 20 Eylül Pazartesi günü saat 15:00'te gerçekleşecek.

İPM_Glasgow_webinar

"Glasgow'a Doğru İklim Politikaları" webinar serisinin ilkinde COP 26'dan beklentiler, ülkelerin hedefleri ve iklim politikası çevrelerinde konuşulanlar değerlendirilecek. Online gerçekleşecek webinarın konuşmacıları İPM İklim Değişikliği Çalışmaları Koordinatörü Ümit Şahin, Avrupa İklim Ağı’ndan Gökşen Şahin, Climate Action Network (CAN) Europe Proje Müdürü Gökşen Şahin, Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Semra Cerit Mazlum ve 350.org’dan Mahir Ilgaz olacak.

Uzun yıllardır BM iklim konferanslarını yakından izleyen İstanbul Politikalar Merkezi, bu kez zirve öncesinden başlayarak bir dizi webinar ile Glasgow'a doğru iklim politikalarını masaya yatırıyor. Paris'ten bu yana yaşanan gelişmeler, Glasgow'dan beklentiler, iklim müzakerelerinin uluslararası ilişkilerdeki önemi ve iklim kriziyle mücadelede yeşil ekonomi gibi konuları 15 günde bir pazartesi günleri 15:00'te konuyu yakından izleyen, akademisyen, uzman ve aktivistlerle tartışılacak.

Kayıt linki: https://event.webinarjam.com/register/178/5v1poa59

Dr. Fatih Birol, TIME Dergisi’nin “2021 Yılının En Etkili Kişileri” listesinde

Dr. Fatih Birol, TIME Dergisi’nin “2021 Yılının En Etkili Kişileri” listesinde

Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) Başkanı Dr. Fatih Birol, TIME 100’ün “2021 Yılının En Etkili 100 Kişisi’ listesinde yer aldı. Aynı zamanda Sabancı Üniversitesi İstanbul Uluslararası Enerji ve İklim Merkezi (IICEC) Onursal Başkanı da olan Dr. Birol, listede Türkiye’den yer alan tek isim oldu. ABD Dışişleri eski Bakanı ve ABD İklim Özel Temsilcisi John Kerry, TIME’da yaptığı değerlendirmede Fatih Birol için övgüyle bahsetti. Kerry; “Dünya liderlerine güvenilir bir danışman olan Birol, karbon emisyonlarını azaltmak ve gezegenimizi kurtarmak için ne yapılması gerektiği konusunda tarafsız bir otorite” ifadesini kullandı.

fatih_birol

Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) Başkanı ve Sabancı Üniversitesi İstanbul Uluslararası Enerji ve İklim Merkezi (IICEC) Onursal Başkanı Dr. Fatih Birol, dünyanın en saygın haber ve politika dergilerinden biri olan TIME’ın “2021 Yılının En Etkili 100 Kişisi’ listesinde Türkiye’den yer alan  tek isim oldu. 

ABD Başkanı Joe Biden’ın yanı sıra Avrupa Birliği Komisyonu Kıdemli Başkanı Frans Timmermans, Tesla Üst Yöneticisi Elon Musk, ABD eski Başkanı Donald Trump, Hindistan Başbakanı Narendra Modi gibi isimlerle aynı listeyi paylaşan Dr. Birol, 2015 yılından bu yana IEA İcra Direktörü olarak görev yapıyor. Dr. Fatih Birol liderliğinde IEA, uluslararası iklim hedeflerini gerçekleştirmekte ön saflara taşınırken, temiz enerji geçişlerinin sosyal ve ekonomik etkilerinin politika belirlenmesi ve enerji güvenliğinin kalbinde yer alması sağlandı. Dr. Birol göreve geldikten sonra, 1974'te kuruluşundan bu yana ilk kapsamlı modernizasyon programında IEA'ya liderlik etti. Bu çalışmaların odak noktaları, “IEA'nın Brezilya, Çin, Hindistan ve Güney Afrika dahil olmak üzere başlıca yükselen ekonomilere kapılarını açması”; IEA'yı temiz enerji geçişleri için küresel merkez yapmak ve IEA'nın enerji güvenliği yetkisini petrolün ötesinde elektrik, doğal gaz, yenilenebilir enerji kaynakları ve günümüzün birçok temiz enerji teknolojisinde ihtiyaç duyulan kritik mineralleri de kapsayacak şekilde genişletmek oldu. Dr. Birol’un görev yaptığı dönemde, yeni hükümetlerin IEA'ya katılmasıyla, ajansın küresel enerji talebindeki payı yüzde 40'tan yüzde 75'e yükseldi.

Çok sayıda devlet nişanının sahibi 

Dr. Fatih Birol, 1990'ların ortalarında genç bir analist olarak katıldığı IEA'nın amiral gemisi World Energy Outlook'tan sorumlu Baş Ekonomist pozisyonuna yükseldi. Forbes tarafından enerji dünyasının en etkili insanlarından biri ve Financial Times tarafından Yılın Enerji Kişisi olarak seçildi. Dünya Ekonomik Forumu'nun (Davos) Enerji Danışma Kurulu'na başkanlık eden Dr. Birol, Japon İmparatoru'nun Yükselen Güneş Nişanı; İsveç Kralı'ndan Kutup Yıldızı Nişanı; Avusturya, Almanya ve İtalya'dan en yüksek Başkanlık nişanları dahil olmak üzere, çok sayıda devlet nişanının da sahibi. IEA'dan önce Viyana'daki Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü'nde (OPEC) altı yıl çalışan Dr. Birol’un, İstanbul Teknik Üniversitesi'nden Enerji Mühendisliği alanında lisans derecesi, Viyana Teknik Üniversitesi'nden Enerji Ekonomisi alanında Yüksek Lisans ve Doktora dereceleri bulunuyor. 2013 yılında Imperial College London'dan Fahri Bilim Doktoru unvanına da layık görülen Dr. Fatih Birol, Galatasaray Futbol Kulübü'nün ise ömür boyu fahri üyesi.

Kerry: “Birol, tarafsız bir otorite”

Halen ABD İklim Özel Temsilcisi olan ülkenin Dışişleri eski Bakanı John Kerry, TIME Dergisi’nde Fatih Birol için yaptığı yorumda, “Birol, gerçek verilerin çarpıtıldığı bir dünyada, yüksek teknolojik verileri, iyimser bir bilgi birikimi ve güçlü hitap yeteneğini ustaca bir araya getiriyor. Dünya Liderleri için güvenilir bir danışman olan Birol, karbon emisyonları azaltarak gezegenimizi kurtarmak için ne yapılması gerektiği konusunda tarafsız bir otorite. Veri odaklı yaklaşımı, temiz enerji devrimi konusunda adeta yön belirliyor” ifadesini kullandı. Kerry, şunları kaydetti: “Birol, Uluslararası Enerji Ajansı’nı (IEA) ağırlıklı olarak petrol piyasalarını izleyen bir kurum olmaktan, dünyanın önde gelen ekonomilerine enerji teknolojileri konusunda danışmanlık veren lider bir kurum haline dönüştürdü. Bu yıl IEA 2050'de sıfır emisyon hedefine ulaşmak ve iklim değişikliğinin etkilerini en aza indirmek için, hazırlığı 10 yılı bulan, ilk kapsamlı yol haritasını yayımladı. Hindistan, Çin, Endonezya ve Kolombiya’nın da dahil olduğu birçok ülke, kendisinden iklim değişikliğiyle mücadeleyi hızlandırmak ve sıfır emisyona ulaşmak için yol haritaları belirlemesini istedi. Bu hedeflere zamanında ulaşabilirsek, inanın bu sözlerin gerçeğe dönüştürülmesi, Fatih Birol’un yola rehberlik etmesi sayesinde."

IICEC hakkında bilgi almak için https://iicec.sabanciuniv.edu adresini ziyaret edebilirsiniz.

EDU pandemi döneminde online eğitimleri ile fark yarattı

EDU pandemi döneminde online eğitimleri ile fark yarattı

Farklı alanlardaki eğitimleriyle profesyonellere yönelik gelişim olanağı sunan Sabancı Üniversitesi Yönetici Geliştirme Birimi’nin (EDU), 6 farklı kategoride online olarak gerçekleşen 121 Açık Eğitim programında 1194 katılımcı yer aldı.

SU_Genel

Pandemi döneminde programlarını online platformlara taşıyan EDU, Yönetim ve Liderlik, Finans, Pazarlama, Satış ve Perakende, Üretim ve Verimlilik, Eğitim ve Teknoloji olmak üzere 6 farklı kategoride bireysel katılıma açık programlar düzenledi. EDU tarafından düzenlenen 121 Açık Eğitim Programında toplam 1194 katılımcı yer aldı.

19 yıldır kuruma özel programlar alanında kanıtladığı başarısını, bireylerin katılımına açık eğitimler alanına da taşıyan EDU, yaklaşık üç yıldır, kariyerinde ivme yaratmak isteyen herkes için farklı alanlardaki yönetsel konularda kısa programlar ve sertifika programları sunuyor. EDU Direktörü, Dr. Cüneyt Evirgen “EDU olarak kurumsal eğitimlerde sürdürdüğümüz iş modelinin, global dünyanın değişen ve gelişen iş düzenine hızlı uyumu ve öncü yaklaşımı sayesinde özgün yaklaşım ve uygulamalarımız, operasyonel hizmet kalitesi ile kurumlar ve bireyler nezdinde yarattığımız katma değerin ne kadar etkili olduğunu uluslararası sıralamalarda aldığımız derecelerimiz ile kanıtladık. Yönetici eğitimleri konusunda ülkemizdeki pek çok kuruma örnek olmaktan ve öncülük etmekten dolayı da gururluyuz. Üniversitemizin dünyadaki yerini daha da ileri taşıyarak, geleceğe iz bırakan sektörel öncülüğümüzü sürdürmeye kararlıyız. Bu noktada bireylere yönelik düzenlediğimiz açık eğitimler programlarıyla, kişilerin profesyonel yetkinliklerini geliştirmeye devam ediyoruz. Yakın bir zaman içerisinde Kurumsal Eğitimlerdeki sıralamalarımızı yanı sıra Açık Eğitimler alanında da dünya sıralamalarında, üniversitemizin ve EDU’nun gelecek vizyonuna yakışır şekilde yer alacağımıza inanıyoruz.” diye konuştu.

EDU Açık Eğitimler İş Alanı Yöneticisi Pınar Elmasoğlu ise EDU’nun portföyde yer alan eğitimleri online platformlara taşırken, içerik kalitesinden ödün vermediklerini, katılımcılar için en etkin öğrenme metotlarını kullanarak tasarlanan programlara talebin devam ettiğini, pandemi döneminde kişilerin iş alanlarında derinleşmek ya da sektör değiştirebilmek için yeni yetkinlikler kazanma hedeflerinin katılım sayılarına olumlu yansıdığını ifade etti.

19 yıldır faaliyetlerini sürdüren EDU, Financial Times Executive Education Customised Programs Dünya sıralamasında yükseliş ivmesiyle listelerde üç yıldır yer alıyor. Türkiye ve çevre coğrafyadan başka bir kurumun dahil olamadığı sıralamada EDU, son olarak 55. Sıraya yükselmişti. Kurumsal eğitimlerdeki bu başarısını, son 3 yıldır Açık Eğitimler alanına da taşıyan önümüzdeki dönemde yine EDU, farklı kategorilerde, profesyonellerin farklı yetkinlik geliştirme ihtiyaçlarına yönelik olarak düzenleyeceği 60'dan fazla açık eğitim programıyla profesyonellerin kariyer planlamasına katkı sağlayacak.

Öğretim Üyemiz Bekir Dızman’ın projesi TÜBİTAK 1001 desteği aldı

Öğretim Üyemiz Bekir Dızman’ın projesi TÜBİTAK 1001 desteği aldı

Sabancı Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi (MDBF) Öğretim Üyesi Bekir Dızman’ın yürütücüsü olduğu proje, TÜBİTAK 1001 programı kapsamında destek almaya hak kazandı.

BekirDızman

“Kompozit Malzeme Üretiminde Enerji Verimliliğini Artırmak Ve Proses Kolaylığı Sağlamak Amacıyla Polimer-Temelli, Yenilikçi Ve Çok-Yönlü Termal Geciktirici Kürleme Sistemlerinin Geliştirilmesi Ve Tek-Bileşenli Epoksi Reçine Formülasyonlarında Ve Prepreglerde Kullanılması” başlığını taşıyan proje kapsamında MDBF Öğretim Üyesi Serkan Ünal araştırmacı olarak, MDBF Öğretim Üyeleri Mehmet Yıldız ve Yusuf Z. Menceloğlu ile SUNUM Araştırmacısı Hayriye Ünal danışman olarak görev alacaklar.

Projede polimer temelli, yenilikçi ve çok yönlü termal geciktirici kürleme sistemlerinin geliştirilmesi; bu sistemleri tek bileşenli epoksi reçine formülasyonlarında ve bu formülasyonlardan hazırlanan prepreglerde kullanarak kompozit malzeme üretiminde enerji verimliliğinin artırılması ve proses kolaylığının sağlanması amaçlanmaktadır. Projede geliştirilecek termal geciktirici kürleme sistemleri halihazırda kullanılan, kısa ömürlü çift bileşenli epoksi reçine formülasyonlarını tek bileşenli ve uzun ömürlü olacak şekilde değiştirecektir.

Kürleme sistemlerinin tek bileşenli epoksi reçine formülasyonlarında ve bu formülasyonlardan hazırlanacak prepreglerde kullanılması ile kompozit üretim prosesleri ve enerji verimliliğinde aşağıdaki şu iyileşmeler sağlanacaktır:

1. Kompozit üretiminde kullanılan epoksi formülasyonlarının ve önemli bir ara malzeme olan prepreglerin oda sıcaklığında stabil kalması sağlanacaktır. Bu sayede, halihazırda -18 °C’ye varan sıcaklıklarda depolanan epoksi reçine formülasyonları ve prepregler oda sıcaklığında muhafaza edilebilecektir. Bu da, prepreg üretim prosesinin daha rahat olmasını ve prepreglerin soğuk zincire gerek kalmadan depolanmasını ve nakliyesini sağlayarak proses ve enerji verimliliği sunacaktır.

2. Geliştirilecek kürleme sistemlerinin epoksi reçine içerisinde çözünecek biçimde uyarlanması ve homojen formülasyonlar oluşturması hedeflenmektedir. Bu sayede hem kürleme süreci homojen bir biçimde gerçekleşecek hem de son ürün kalitesi artacaktır.

3. Tek bileşenli epoksi formülasyonları ve prepreglerin kürlenme sıcaklıkları ayarlanabilecektir. Bu da üretimde kürleme ve proses verimliliğini artıracaktır.

4. Geliştirilecek kürleme sistemlerinin büyük ölçeklerde üretilebilmesi mümkündür. Kompozit üretim proseslerinin bütünsel maliyeti düşünüldüğünde yeni kürleme sistemleri önemli ekonomik avantajlar sağlayacaktır.

32 ay sürecek çok disiplinli projede bir doktora sonrası araştırmacı ve iki doktora öğrencisi yer alıyor. Projede akademik değeri yüksek dergilerde en az beş makale yayınlanması, bulguların ilgili ulusal ve uluslararası akademik kongrelerde en az altı bildiri ile sunulması hedeflenmektedir. Fikri mülkiyet hakları en az bir patent başvurusu ile korunacaktır. Projede elde edilen kürleme sistemleri, formülasyon ve prepregler, yeni ulusal ve uluslararası işbirlikleri ile, otomotiv, havacılık, savunma uygulamalarında kullanılmak ve ticarileştirilmek üzere kompozit sektörüne sunulacaktır.

Projenin önemli bir bölümü Sabancı Üniversitesi Tümleştirilmiş Üretim Teknolojileri Araştırma ve Uygulama Merkezi (SU-IMC) bünyesinde yer alan Kompozit Teknolojileri Mükemmeliyet Merkezi’nde (KTMM’de) yürütülecek, bazı bölümleri ise MDBF ve SUNUM laboratuvarlarında gerçekleştirilecektir.

Projenin önemine değinen Bekir Dızman, “Halihazırda yürütmekte olduğumuz başka bir TÜBİTAK 1001 projesi ve üniversitemizin desteklediği Entegrasyon Projesi’nde elde ettiğimiz sonuçların bir ürünü olarak ortaya çıkan bu proje, yenilikçi düşüncelerin olgunlaştırılması ve geliştirilmesi için bilimsel ve finansal sürdürülebilirliğin ne kadar önemli olduğunu gösteren güzel bir örnektir. Yürürlükteki projelerimizin diğer bir ürünü olan patent başvurumuza benzer şekilde bu projedeki çalışmalarımızı da yeni patent başvuruları ile koruyarak üniversitemizin bu alanda öncü olmasını hedefliyoruz.” dedi.

İngilizce Dil Ölçme Sınavı 2. Aşama Konuşma Sınav Odaları Duyurusu

İngilizce Dil Ölçme Sınavı 2. Aşama Konuşma Sınav Odaları Duyurusu

9-10 Eylül 2021 ELAE (İngilizce Dil Ölçme Sınavı)

2. Aşama Konuşma Sınav Odaları Duyurusu

ELAE 2. Aşama Konuşma sınavına girecek öğrencilerimizin dikkatine, Öğrencilerimiz üniversiteye kayıt işlemlerini tamamlamadan sınava girebilirler.

2. AŞAMA SÖZLÜ SINAVI TARİHİ, SAATİ VE ZOOM ODA ID BİLGİSİ:

9 veya 10 Eylül 2021 tarihlerinde her bir öğrenci için 20’şer dakikalık dilimler halinde zoom üzerinden yapılacaktır. 2. Aşama Sözlü sınavında SUCourse+’a giriş yapılmayacaktır.

Sınav tarihi, saati ve Zoom oda bilgisi için tıklayınız.

Zoom Oda bilgisine erişmek için;

Yeni girişli öğrencilerimiz kendilerine SMS ile iletilen kullanıcı adı (newstudentxxx@sabanciuniv.edu) ile,

Eski öğrencilerimiz ID numaraları ile sorgulama yapabilirler.

Her öğrenciye farklı bir gün ve saatte sınav ataması yapılmıştır. Kendinize ait sınav bilgilerine ulaşmak için mutlaka kendi bilgileriniz ile sorgulama yapınız.

2. Aşama sınavına girecek öğrencilerimizin, kimlik kontrollerinin zamanında yapılabilmesi için sınavdan 5 dakika önce Zoom sınav odasına giriş yaparak hazır bulunmaları, resimli resmi kimliklerini (nüfus cüzdanı, pasaport vb.) yanlarında bulundurmaları önemle hatırlatılır.

ELAE, online yapılacağından öğrencilerin sınava girebilmeleri için internet bağlantısı sorunsuz çalışan ve çalışır durumda kamera, mikrofon ve hoparlörü olan bir bilgisayara ihtiyaçları vardır.

Speaking sınavının 1. Bölüm 1. Sorusunda 1 dakikalık düşünme kısmında kullanmak üzere 1 adet boş a4 kağıdı ve 1 kalem bulundurabilirsiniz.

2. Aşama sonuçları, 13 Eylül 2021, Pazartesi günü saat 21:00’den itibaren Sabancı Üniversitesi web sayfasında yayınlanacak olan sorgulama ekranı ile duyurulacaktır.

Sınav sonuçları, sözlü yanıtlamalardan doğabilecek olası yanlış anlama veya yanlış bilgilendirmeden kaçınmak ve güvenliği sağlamak amacıyla, telefonda kesinlikle paylaşılmayacaktır.

ELAE sınavları için mazeret sınavları düzenlenmez.

ELAE sınavı ile ilgili detaylı bilgiye ve örnek sınavlara aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz.

http://sl.sabanciuniv.edu/students/elae

Sınav ile ilgili her türlü sorunuz için 0216 483 91 50 no’lu numaradan veya schooloflanguages@sabanciuniv.edu mail adresinden Diller Okulu ile iletişime geçebilirsiniz.

Başarılar dileriz,

Diller Okulu Direktörlüğü

SU Gender 2 yılda 5. Ufuk 2020 Projesini kazandı

SU Gender 2 yılda 5. Ufuk 2020 Projesini kazandı

Ufuk 2020 ACCTING projesi, Yeşil Mutabakat politikalarının etkilerini ele alacak

sabancı_üni_sakura

SU Gender 2019’dan bu yana araştırma ve işbirliği alanında önemli AB fonları alarak büyük bir başarıya imza attı. Merkezin devam etmekte olan dört AB Ufuk 2020 projesi bulunuyor: Toplumsal cinsiyet eşitliği mekanizmalarını güçlendirmeyi amaçlayan GEARING-Roles (2019-2022), göç ve entegrasyonu farklı kentsel ölçeklerde ve katmanlarda inceleyen  WHOLE-COMM (2021-2025) ve Re-ROOT (2021-2024) ve COVID 19 pandemisinin eşitsiz etkilerine toplumsal cinsiyet+ bir yaklaşım geliştiren RESISTIRE (Salgınlarla Ortak, Yaratıcı, Kapsayıcı ve Sürdürülebilir Stratejilerle Baş Etme). Bunların yanı sıra, SSBF Öğretim Üyesi ve SU Gender Yönetim Kurulu Üyesi Aslı İkizoğlu’nun “Aidiyetin Dilini Öğrenmek: Mülteci Eğitiminde İçerilmeyen Engeller” isimli projesi ve SU Gender Konuk Araştırmacısı Deniz Gündoğan İbrişim’in “Antroposen Çağı’nda İmparatorluk Sonrası Hafıza, Toplumsal Cinsiyet ve Travma: Türkiye’de Yeni Yaklaşımlar” isimli projesi 2021’de Marie Skłodowska Curie Uluslararası Burs ve Araştırma Dolaşım Desteklerinden faydalanmaya hak kazandılar.

SU Gender son olarak Yeşil Mutabakat için davranışsal, sosyal ve kültürel değişim programı kapsamında beşinci bir AB Ufuk 2020 projesiyle ödüllendirildi. Program çağrısına toplamda 117 proje teklifi iletildi ve sadece iki proje kabul edildi. 15/15’lik tam puanla destek almaya hak kazanan ACCTING (Kapsayıcı Bir Yeşil Mutabakat Yoluyla Davranışsal Değişikliği İlerletmek) 40 aylık bir proje ve toplam bütçesi 5 milyon Euro (proje kapsamında Sabancı Üniversitesi’nin bütçe payı 155.675 Euro). European Science Foundation (ESF) koordinatörlüğünde yürütülecek olan ACCTING, 11 ülkeden 12 araştırma kurumunu çok-disiplinli ve çok-sektörlü güçlü bir konsorsiyumda bir araya getiriyor: Örebro University (İsveç), Yellow Window (Belçika), Knowledge & Innovation (İtalya), Zentrum für Soziale Innovation (Avusturya), Norwegian University of Science and Technology (Norveç), ICLEI - Local Governments for Sustainability, European Secretariat (Almanya), Sabancı Üniversitesi (Türkiye), University of Lisbon (Portekiz), South East European Research Center (SEERC), Ioan Cuza University of Iasi (Romanya) ve European Citizen Science Association (Almanya). Sabancı Üniversitesi’nde  projeyi Ayşe Gül Altınay ve Kristen Sarah Biehl birlikte yürütecekler.

ACCTING projesinin ana amaçları şunlar: Birincisi, hem iklim değişikliğinin hem de farklı yerel ve ulusal bağlamlarda iklim değişikliğine yönelik politika yanıtlarının eşitsiz etkilerinden kaçınmak ve bu etkileri azaltmak için çeşitli araştırma faaliyetleri yoluyla Avrupa Yeşil Mutabakatı’nın başarısına katkıda bulunmak. İkincisi ise ötekileştirilen grupların, özellikle de kadınların ve gençlerin önayak oldukları ilham verici dönüşümleri saptamak, görünür hale getirmek ve bu dönüşümlerden ders çıkarmak. Bu alanda daha önce yapılmış araştırmaları ileri taşımayı amaçlayan ACCTING projesi, stratejik politika için tasarım odaklı düşünme ve birlikte yaratmaya odaklanan disiplinler arası bir kavramsal ve metodolojik çerçeve öneriyor. Bu amaçla gerçekleştirilmesi planlanan faaliyetler şunlar: 1) Anlatı analizinden oluşan birinci araştırma döngüsüne ve mülakatlar, odak grup çalışmaları, coğrafi bilgi sistemleri gibi birden fazla yöntemden oluşan ikinci araştırma döngüsüne dayalı sekiz disiplinler arası tematik araştırma alanında yürütülecek araştırma faaliyetleri ve bu araştırma sonuçlarının dört ile sekiz ülkede deneysel pilot çalışmalar çerçevesinde hayata geçirilmesi; 2) Avrupa’da toplumsal olarak dışlanmış, kırılgan grupları ilgilendiren yerelden ve tabandan örgütlenen sürdürülebilir davranış değişikliği odaklı uygulamalara dair ilham verici girişimlerin kapsamlı şekilde haritalanması ve karşılaştırmalı kesişimsel analizi; 3) Açık Stüdyo yöntemi kullanılarak araştırma içgörülerini operasyonel araçlara dönüştürecek çok aktörlü yaratıcılık; 4) bu içgörülerin ve yaratıcılığın somutlaştırılarak yerel paydaşların ve aktörlerin öncülük edeceği on adet pilot eylem çerçevesinde potansiyel çözümlere dönüştürülmesi ve test edilmesi; 5) araştırma sonuçlarının, politika tavsiyelerinin ve geleceğe yönelik araştırma gündemlerinin açık erişim yoluyla yaygın olarak paylaşılması; 6) projeye ve bulgularına dair kapsamlı bir etki değerlendirmesi yapılması.

SU Gender bünyesinde projenin yürütücülüğünü yapacak olan Ayşe Gül Altınay ve Kristen Sarah Biehl’in ACCTING çerçevesinde üstlenecekleri görevlerden bazıları şunlar: Yerel ve tabandan örgütlenen girişimlerin/en iyi uygulamaların haritalanması ve analizi, tematik araştırma alanlarının üçüyle ilgili deneysel çalışmalar yapılması, araştırma faaliyetlerinde toplumsal cinsiyet temelli kesişimsel bakış açısının geliştirilmesi, Açık Stüdyo yönteminin geliştirilmesi ve uygulanması, yeni araştırma gündemlerinin geliştirilmesi ve proje sonuçlarının yayılması. SU Gender ve proje yürütücüleri, antropoloji, sosyoloji ve toplumsal cinsiyet araştırmaları alanlarındaki disipliner uzmanlıkları, karşılaştırmalı vaka çalışmaları, hayat hikayesi, mülakat ve etnografi gibi niteliksel araştırma yöntemlerindeki uzmanlıkları ve eşitsizlikler ve ötekileştirilmiş gruplarla çalışma deneyimleri ile projeye katkı sunuyor olacaklar. ACCTING ayrıca eşitsizliklere odaklanarak, araştırma ve sosyal değişim alanlarında “kimseyi geride bırakmama” amacı güderek ve ortak-yaratıcılık metodolojileri uygulayarak Ayşe Gül Altınay, Kristen Sarah Biehl ve Nazlı Türker’in ortak koordinasyonuyla yürütülen ve devam etmekte olan RESISTIRE projesinden de beslenecek.

ACCTING aynı zamanda Ayşe Gül Altınay, Özge Ertem ve Nazlı Türker’in ortak koordinasyonuyla yürütülen ve sosyal değişim odaklı dönüştürücü metodolojileri ve pedagojileri araştırmayı içeren SU Gender Dönüştürücü Aktivizm Programı’ndan da yararlanacak ve bu programa katkıda bulunacak. Dönüştürücü Aktivizm ağında yer alan ve iklim krizi, ekolojik değişim ve toplumsal cinsiyetin kesişim noktalarında çalışan aktivistler ve sivil toplum kuruluşları ACCTING projesinin kilit önemdeki kaynakları ve müttefikleri olacak.

Son olarak, ACCTING Kristen Biehl tarafından SU Gender bünyesinde başlatılan ekoloji ve iklim değişikliği odaklı yeni araştırma alanını genişletecek ve besleyecek nitelikte bir proje. 2019 Mart ayında, Biehl bu kapsamda iki etkinlik organize etmişti: Toplumsal cinsiyet eşitsizliği merceğinden iklim krizini inceleyen uluslararası bir akademik panel ve ekolojik değişime feminist yaklaşımları araştıran bir aktivist etkinlik. Ancak her iki etkinlik de pandemi nedeniyle iptal edilmek zorunda kaldı. Temmuz 2019’dan bu yana Türkiye’de göç ve çevre alanında çalışan sivil toplum kuruluşlarının toplumsal cinsiyet temelli yaklaşımları yürüttükleri çalışmalara ve örgüt kültürlerine ne şekilde dahil ettiklerini karşılaştırmalı olarak araştıran Biehl’in Raoul Wallenberg Enstitüsü İnsan Hakları Araştırma Desteği ile yürüttüğü çalışma yakında yayınlanacak.

Abone ol