15/01/2016
Röportaj: SUmoda
15/01/2016
Röportaj: SUmoda
15/01/2016
Sabancı Üniversitesi Münazara Kulübünün 23 Aralık Çarşamba günü düzenlediği panelde, öğrenciler İPM (İstanbul Politikalar Merkezi) Direktörü Fuat Keyman'ı ağırladı.
Fuat Keyman "Yeni bir boyut kazanan Türkiye - Rusya ilişkileri ve son dönemde Türkiye ve batıdaki terör olayları" konusundaki değerlendirmelerini öğrencilerle paylaştı. Konuşmasında yakın zamanda gittiği Diyarbakır ile ilgili izlenimlerinden de bahseden Keyman'ın aynı dönemde Radikal gazetesinde yayımlanan yazısını buradan okuyabilirsiniz.
İPM (İstanbul Politikalar Merkezi) Direktörü Fuat Keyman
15/01/2016
Sabancı Üniversitesi ve Massachusetts Institute of Technology (MIT)’nin birlikte kurduğu, Akbank’ın stratejik ortaklığı ile güçlenen Türkiye’nin ilk ve tek Büyük Veri Davranışsal Analiz ve Görselleştirme Laboratuvarı’na önemli bir destek de dünya analitik lideri SAS’tan geldi. Bünyesindeki çalışmalardan elde edilecek model ve bulgularla, ilgili grupların, sektör analistlerinin ve yöneticilerinin yeni iş modelleri geliştirmelerine yönelik demo ve prototipler oluşturma potansiyeline de sahip olacak Laboratuvar’a sponsor olan SAS, global uzmanlığını tüm süreçlerde paylaşarak bu önemli projenin başarısı için katkı sunacak.
Endüstrinin ve iş dünyasının ihtiyaçlarını da adresleyecek büyük veri analitiği çalışmaları yürütecek olan, Türkiye’nin ilk ve tek Büyük Veri Davranışsal Analiz ve Görselleştirme Laboratuvarı, Sabancı Üniversitesi ve MIT işbirliğiyle, Akbank’ın stratejik ortaklığında kısa bir süre önce kurulmuştu. Laboratuvar’a önemli bir destek de dünya analitik lideri SAS’tan geldi. SAS, analitik yazılımlarını ve global uzmanlığını paylaşarak projenin başarısı için önemli katkılar sunacak.
Laboratuvarda MIT Media Lab Human Dynamics Group öğretim üyeleri ve araştırmacıları ile birlikte yakın çalışarak araştırmalar yürütülecek. Human Dynamics Group, insanların günlük hayattaki ve sosyal ortamlardaki davranışlarını farklı kaynaklardan toplanabilen ‘Büyük Veri’nin analizi ile açıklamaya çalışmakta ve sözkonusu davranışları tahmin etmeye yönelik matematiksel modeller ve teknikler geliştirmeyle ilgileniyor. Bu konular aynı zamanda yeni kurulan laboratuvarın da ilgi ve çalışma alanları arasında yer almakta olup ek olarak “veri görselleştirme”, yani “karmaşık ilişkisel veritabanlarını görselleştirme” yoluyla anlamlaştırma üzerine de çalışmalar yürütülecek. Çalışmaların endüstrinin ve iş dünyasının ihtiyaçları ile paralel olarak yürütülmesi hedefleniyor.
SAS Türkiye Genel Müdürü Hakan Erdemli konuyla ilgili yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Bu projenin bizim için çok kritik 2 önemi var. Birincisi, çıkaracağı işlerin kalitesine ve katkısına çok inandığımız bu laboratuvarın endüstrinin ve iş dünyasının ihtiyaçlarını adresleyecek çalışmalar yapacak olmasından dolayı büyük heyecan duyuyoruz. İkinci önemi ise şu: İş dünyasında önemi giderek artan ve daha da artacak olan veri ve analitiğin üniversitelerde ele alınması, öğrencilerin iş dünyasına atılmadan bu vizyonu elde etmeleri SAS’ın tüm dünyada desteklediği bir girişim. Her iki alanda da birlikte çok iyi işler çıkaracağımıza olan inancımız tam.”
Laboratuvar direktörlerinden Doç. Dr. Burçin Bozkaya Büyük Veri Analitiği’nin dünyada giderek önemi ve uygulama alanları artan bir konu olduğuna, bu girişimin de Türkiye’de akademi ve iş dünyası işbirliğinin bu alandaki ilk ve en kuvvetli örneği olduğuna dikkat çekti. Dr. Bozkaya, büyük veri üreten ve analiz ihtiyacı içinde bulunan firmaların Lab bünyesinde yürütülecek araştırma çalışmalarını SAS’ın sunduğu bu destekle daha da etkin bir şekilde gerçekleştirebileceklerini söyledi ve araştırma yanı sıra Sabancı Üniversitesi’nin lisanstan doktoraya kadar olan tüm iş ve veri analitiği eğitim programlarında da SAS’ın desteğini almaktan büyük mutluluk duyduklarını ifade etti.
Büyük Veri Davranışsal Analiz ve Görselleştirme Laboratuvarı Hakkında
Büyük Veri’nin analizi günümüzde giderek önem ve yaygınlık kazanan bir alandır. Laboratuvarın kurulumu öncesinde Sabancı Üniversitesi, MIT Media Lab ve finans sektörünün lider firmalarının işbirliği ile bu doğrultuda bazı çalışmalar gerçekleştirildi. Bu çalışmaların olumlu sonuçlar üretmesi üzerine yeni ve daha kapsamlı bir laboratuvar bünyesinde araştırmaların devam edilmesine karar verildi.
Sabancı Üniversitesi Büyük Veri Davranışsal Analiz ve Görselleştirme Laboratuvarı’nda, MIT Media Lab Human Dynamics Group öğretim üyeleri ve araştırmacıları ile birlikte yakın çalışarak araştırmalar yürütülecek.
Laboratuvar bünyesinde yürütülecek büyük veri analitiği çalışmaları, insanların, sosyal grupların ve tüketicilerin farklı ortamlardaki hareketlerini matematiksel model ve ilişkilerle açıklayacak. Bu çalışmalardan elde edilecek model ve bulgular, ilgili grupların, sektör analistlerinin ve yöneticilerinin yeni iş modelleri geliştirmelerine yönelik demo ve prototipler oluşturma potansiyeline sahip olacak. Elde edilecek sonuçların iş dünyasında uygulanması mümkün olabilecek. Ayrıca temel araştırma düzeyinde akademik dünyayı yakından ilgilendirecek bulgu ve sonuçların elde edilmesi de mümkün olabilecek.
SAS Hakkında
SAS, iş analitiği yazılım ve servislerinde dünya lideri ve iş zekası alanında en büyük bağımsız çözüm sağlayıcıdır. SAS, 75000’den fazla kurulumda, yaratıcı çözümleriyle müşterilerinin performanslarını geliştirmelerine yardımcı olmakta ve daha doğru, hızlı karar vermelerini sağlayarak onlar için değer yaratmaktadır. Kısaca SAS, 1976’dan bu yana dünyanın dört bir tarafındaki müşterilerini ‘BiLMENiN GüCü’ ile tanıştırmaktadır.
14/01/2016
13 Ocak ELAE sonuçları ile ilgili açıklamalar aşağıdaki gibidir:
SL (Satisfactory in the ELAE): 13 Ocak 2016 ELAE’de yeterli başarıyı sağlayan ve 2015-2016 Bahar döneminde fakültelerine Freshman statüsünde başlamaya hak kazanan öğrencilerimizi gösterir.
EL: (Exempt from the ELAE): 13 Ocak2016 ELAE’den muaf olan öğrencileri gösterir. Bu öğrencilerimiz 2015-2016 Akademik Yılı Bahar Dönemi’nde fakültelerine başlamaya hak kazanmışlardır.
UL (Unsatisfactory in the ELAE): 13 Ocak 2016 ELAE’de yeterli başarıyı gösteremeyen adayları gösterir.
NA (Non-attendance): Sınava katılmayan adayları gösterir. NA notu, “UL” notu gibi değerlendirilir.
Not Baremleri aşağıdaki gibidir:
SL not baremleri |
UL not baremleri |
A-SL:85-100 | D-UL:55-64 |
13 Ocak 2016 ELAE’ ye giren lisansüstü adaylar, sınav sonuçlarını bağlı bulundukları fakültelerden öğreneceklerdir.
Beklemeli veya Dışarıda Hazırlanan Statüsünde olan öğrencilerden TGY’ye devam etmek isteyenlere 18 Ocak 2016 Pazartesi günü saat 09:00’da Seviye Belirleme Sınavı yapılacaktır. Sınava katılmak isteyen öğrencilerin 15 Ocak 2016 Cuma günü saat 16:00’ya kadar Diller Okulu idari ile iletişime geçmeleri gerekmektedir.
ELAE sonucunuzu görmek için tıklayınız.
Başarılar dileriz,
Diller Okulu Direktörlüğü
13/01/2016
Unilever ve WWF (Doğal Hayatı Koruma Vakfı) işbirliğinde üniversiterarası "Green Store" proje yarışmasının 2.si için başvurular başladı.
Green Store, inşa ederken ve yürütürken sürdürülebilir kaynaklardan elde edilen malzemelerin kullanıldığı çevre dostu bir dükkandır. Öğrenciler, kampüslerinde kendi dizaynları ile tasarlayıp ve hayata geçirdikleri "Green Store" projeleri ile gerçek satış deneyimi yaşarken aynı zamanda üniversitelerini temsilen yarışacak.
Mağazadan elde edilen gelirin tamamı ise, ihtiyacı olan öğrencilere tahsis edilmek üzere SÜ Burs Fonuna aktarılacak. Geçtiğimiz yıl, SÜ öğrencilerinden oluşan Mondo Verde ekibi 7.246 TL’lik satış cirosu ile 2.846 TL net kar elde ederek hem birinci oldular hem de burs fonumuza çok büyük bir katkı sağladılar.
Son başvuru tarihi 15 Şubat!
Detaylı bilgi için http://www.projectgreenstore.com/
Geçen yıl düzenlenen Green Store Proje yarışmasının birincileri öğrencilerimizden oluşan SU Green Store ekibi olmuştu.
12/01/2016
Sanat ve Sosyal Bilimler Fakültesi öğretim üyemiz Bahri Yılmaz'a, Alexander von Humboldt Vakfı tarafından, misafir öğretim üyesi olarak 4 ay süre ile Berlin'de yerleşik "German Institute for International and Security (SWP)" kurumunda araştırma yapmak üzere destek sağlandı.
Bahri Yılmaz'ın araştırma konusu: "Ekonomik Kalkınma ve Kurumlar: Türkiye neden başarısız oldu?"
11/01/2016
“Enerji teknolojileri ile sağlanacak gelişmelerle, enerji sektörünü iklim değişikliğinin “nedeni” değil “çözümü” olma noktasına getirebiliriz”.
“Paris İklim Zirvesi Ardından Dünya Enerji ve İklim Görünümü” toplantısı yapıldı. Uluslararası Enerji Ajansı İcra Direktörü Dr. Fatih Birol World Energy Outlook 2015 raporunu sundu
TÜSİAD ve Sabancı Üniversitesi İstanbul Uluslararası Enerji ve İklim Merkezi (IICEC) işbirliğiyle, "Paris İklim Zirvesi Ardından Dünya Enerji ve İklim Görünümü" başlıklı bir toplantı düzenlendi.
Toplantının açılış konuşmaları, Sabancı Üniversitesi Kurucu Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı ve TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Cansen Başaran-Symes tarafından yapıldı.
Güler Sabancı konuşmasında, “Enerji verimliliği ve yenilenebilir enerji alanında yapılması gereken atılımın yanı sıra; enerji teknolojileri ile sağlanacak gelişmelerle, enerji sektörünü iklim değişikliğinin “nedeni” değil “çözümü” olma noktasına getirebiliriz. Tüm dünya ülkelerinin, birlikte hareket ederek, enerji sektöründe sürdürülebilirliği sağlayacak dönüşümün üzerinde çalışmaları gerekiyor. Sürdürülebilir bir dünyayı ancak bu şekilde gelecek nesillere aktarabiliriz.
Dağıtımda 2016-2020 yıllarını kapsayan yeni tarife döneminin esasları belirlendi. Liberalleşme ve serbest piyasadan vazgeçemeyiz. Perakende liberalleşmesinde, arzu edilen seviyede olmamakla birlikte bazı gelişmeler kaydedildi. Önümüzdeki günlerde liberalleşme adımlarını hızlandırarak daha ileriye taşımalı, tüketicinin lehine olan bir piyasaya daha fazla işlerlik kazandırmalıyız. Bunu sağlamak üzere, enerji piyasalarımızda düzenleyici çerçeveyi; piyasanın rekabetçiliğini, şeffaflığını ve öngörülebilirliğini artıracak şekilde güçlendirmeliyiz. İçinde bulunduğumuz arz fazlası ve düşük enerji fiyatları dönemini, bu yönde cesaretli adımlar atmak için bir fırsat olarak değerlendirmeliyiz.” dedi.
Cansen Başaran-Symes ise konuşmasında, “Geçtiğimiz sene, “World Energy Outlook 2014” Rapor tanıtımı toplantısında TÜSİAD olarak “düşük enerji fiyatlarının rehavetine kapılmamalı, enerji piyasasının serbestleşmesine yönelik düzenlemeleri hayata geçirmeli; düşük karbon teknolojilerine geçişi ve enerji verimliliği yatırımlarını hızlandırmalıyız” demiştik. Düşük karbon ekonomisine geçişte önemli bir role sahip olan yenilenebilir enerji kaynakları aynı zamanda enerji güvenliğimiz açısından da önemli bir fırsat sunmaktadır. Yenilenebilir enerji kaynaklarımızın değerlendirilmesi hususunda son yıllarda önemli bir ivme yakaladık. Bu sürecin artarak devam ettirilmesiyle, kullanılan ekipmanın tümünün ülkemizde üretilmesi aşamasına da geçebileceğimizi düşünüyorum. Ekipman imalatının yaratacağı üretim, istihdam ve ihracat olanakları sanayimize ve ekonomimize de son derece önemli katkı sağlayacaktır. Ülkemizin yüksek yenilenebilir enerji potansiyelinden azami düzeyde faydalanmak için yatırımları destekleyici politikaların devam ettirilmesi ve yatırım ortamını iyileştirici tedbirlerin alınması sürece kayda değer bir ivme kazandıracaktır.
Serbest ve şeffaf enerji piyasalarının verimli yatırımları ve verimli enerji tüketimini teşvik edeceğine inanıyor; bu yatırımların ülkemizin daha düşük karbonlu bir enerji sistemine geçişini de sağlayacağını biliyoruz. Enerji sektöründeki bu dönüşümün, sanayimizle birlikte eşgüdümlü bir şekilde gerçekleştirilmesi gerektiğini her fırsatta savunuyoruz. Ancak bu şekilde büyüme zorunluluklarımızın çevresel sorumluluklarımız ile uyumlu olmasını sağlayabiliriz.” dedi.
Açılış konuşmalarının ardından Uluslararası Enerji Ajansı İcra Direktörü Dr. Fatih Birol “World Energy Outlook 2015” raporunun tanıtımını yaptı.
Birol, enerji sektöründe öngörülebilirliğin daha önce hiç bu kadar düşük olmadığını dile getirdi. Fatih Birol, öngörülebilirliğin düşük olmasının dört nedeni olduğunu aktararak, şöyle konuştu: “İlki, jeopolitik durum. Dünyanın en önemli petrol üreticilerinin olduğu Ortadoğu bölgesinde ciddi sorunlar var. Yarın düzeleceğine ilişkin olumlu işaret görmüyorum. Rusya gibi diğer üretici ülkelerde de jeopolitik sorunlar ciddi. İkinci etken ekonomik büyüme. Yıllardır dünya ekonomisinin büyümesini sağlayan BRICS ülkelerinde durum pek iç açıcı değil. Paris anlaşması üçüncü etken, tarihte ilk defa tüm dünya ülkeleri bir metin üzerinde anlaştı ama bilinmeyen şu, gerçekten anlaşma önemli değişiklik yaratacak mı? Son olarak düşük enerji fiyatlarının nasıl gelişeceği konusundaki belirsizlikler öngörülebilirliği düşürüyor.” dedi. Fatih Birol ayrıca “Enerji fiyatlarındaki belirsizlik çok büyük bir soru işareti. 2015 ve 2016 da üst üste iki yıl enerji fiyatlarında düşüş oldu ve devam edecek. 2016 yılında İran’a olan yaptırımlar kaldırılırsa enerji fiyatlarında aşağıya doğru düşüş devam edebilir. Düşük fiyatlar elbette bizim gibi enerjisi ağırlıklı olarak ithalata dayalı ülkeler için iyi ama rehavete kapılmamalıyız.” dedi.
Petrol piyasalarında iki görüş olduğuna dikkati çeken Birol, “İlki 30-40 doların yeni normal olduğu, ikincisi ise fiyatların yakın zamanda yukarı çıkacağı ve pazarda yeniden denge sağlanacağı şeklinde. Ben, fiyatların uzun süre 30-40 dolar ya da daha düşük düzeyde kalacağını düşünmüyorum” diye konuştu.
Fatih Birol, Paris’teki iklim konferansının güzel bir ilk adım olduğunu ve enerji sektörüne önemli sinyal gönderdiğini de dile getirdi.
Yenilenebilir enerji artık romantik bir hikaye değil
Paris’teki toplantının dünyada inovasyona yapılan yatırımları artıracağını savunan Birol, “Paris’te 20 ülke enerjiyle ilgili AR-GE yatırımlarını beş yılda ikiye katlama taahhüdü verdi. Yatırım yapılması temiz enerji teknolojilerinin maliyetinin düşmesine neden olacak” diye konuştu. Birol şöyle devam etti: “Dünyada maliyetler düştükçe, yenilenebilir yatırımları artacak ve üçte ikisi gelişmekte olan ülkeler kaynaklı olacak. Gelecek 5 yılda dünya elektrik sektörü yatırımlarında her 10 doların 6,5 doları yenilenebilir enerjiye gidecek. Paris, enerji sektörüne önemli sinyal gönderiyor, atılan adımlar takip edilip izlenecek. Dünyada geçen yıl devreye giren santrallerin yüzde 50’si yenilenebilirdi. Diğer yüzde 50’lik kısım ise kömür, doğalgaz, nükleer ve petrol santrallerdi. Bu, yenilenebilirin romantik bir hikaye değil gerçek bir iş sektörü olduğunun rakamlarla ispatıdır.”
“Hindistan’ın Çin’in nöbetini alacağını düşünüyoruz”
Birol, Hindistan’ın yakın zamanda enerji talebi konusunda Çin’den nöbeti devralacağını kaydederek, “Çin’in dünya enerji talebi büyümesini dikte etmesinin sonuna gelindi. Enerji talebindeki büyümesi yavaşlıyor. Hindistan ise ekonomi ve enerjide ciddi adımlar attı. Ülkenin dünya enerji merkezine geldiğini görüyoruz. Kömür talebinde en büyük pay buradan gelecek, güneş enerjisinde de önemli adımlar atmaya devam edecek. Bu alanda Çinden sonra en büyük ikinci ülke konuma yakın zamanda gelecek" diye konuştu.
Çin’deki kömür talebi en yüksek noktasında. Talep ABD ve AB’de düşüyor. Hindistan ve Doğu Asya’da ise yükseliyor. Dünya taleplerinde ciddi düşüşler var. Gelişmiş ülkelerin enerji tüketimleri azalıyor. Ekonomide doyum oldu. Enerji daha verimli kullanılıyor. Çin için çok önemli bir enerji hikayesinin sonuna geldik.
Çin ekonomisi ve enerji talebi hemen hemen paralel gidiyor. Enerji talebinde yavaşlama var. Çin hükümeti ekonomiyi dengeye oturtma kararı aldı. Serbest ekonomiye geçiş için çok ciddi çalışmalar var. Çin talebi yavaşlıyor. Enerji verimliliği için çok ciddi çalışmalar yürütüyorlar. Çin’de yenilenebilir enerjide yapılan yatırımlar tüm dünyada yapılana eşit. Çin’in bunu yapmasındaki esas itici güç iklim değişikliği ve şehirlerdeki hava kirliliği.
Hindistan da ekonomi ve enerjide çok ciddi adımlar attı. Paris’te daha adil bir anlaşma çıkmasına da yardımcı oldu. 240 milyon insanın hala elektrik erişimi yok. Nüfus ise 10 yılda Çin’i geçecek. Kömür talebindeki en büyük pay Hindistan’a ait. Petrol talebinde de en büyük pay Hindistan’ın. Güneş enerjisinde de büyük atılım yapıyor.
11/01/2016
Türk Eğitim Vakfı, 2016 - 2017 öğretim yılı için ABD ve Batı Avrupa Ülkeleri Yüksek Lisans bursu başvurularını almaya başladı.
· TEV-ABD ve Batı Avrupa Ülkeleri yüksek lisans bursu, Son başvuru tarihi 31 Ocak 2016,
· TEV-FIAT-TOFAŞ İtalya yüksek lisans bursu, Son başvuru tarihi : 29 Şubat 2016
· TEV-DAAD Almanya yüksek lisans bursu, Son başvuru tarihi : 31 Mart 2016
· TEV-Fransa Büyükelçiliği Fransa yüksek lisans bursu, Son başvuru tarihi : 31 Mart 2016
· TEV-IE Business School İspanya yüksek lisans bursu, son başvuru tarihi : 31 Mart 2016 (Tam okul ücreti bursu ile)
· TEV-Garrnig Vakfı Danimarka yüksek lisans bursu, Son başvuru tarihi : 29 Şubat 2016,
(DTU’da Teknik Biyokimya ve Biyoteknoloji alanlarında yüksek lisans bursu başvuruları ocak ayı ortasında bitiyor çok önemli bir burs imkanı)
· TEV-IUJ Japonya yüksek lisans bursu, Son başvuru tarihi: 29 Şubat 2016
Detaylı bilgi için: http://www.tev.org.tr
08/01/2016
Sevgili Öğrencilerimiz,
2015 - 2016 Akademik yılı BAHAR DÖNEMİ öğrenim-yurt ücretleri ve ödeme tarihleri için lütfen TIKLAYINIZ.
Sevgilerimizle,
Öğrenci Kaynakları Birimi
08/01/2016
Yönetim Bilimleri 2010 mezunumuz Hande Timor ve Endüstri Mühendisliği 2009 mezunumuz Tamay Kiper seyahatlerini “Bavulda Sevgi” adıyla bir sosyal sorumluluk projesine dönüştürdüler ve yaratıcı ve değerli bu girişimlerine destek arıyorlar.
Hande’nin gözünden projenin hikayesi:
Biz Sabancı Üniversitesi'nde üç sene boyunca yurt odasını paylaşan iki dostuz. Okul bitti, kariyer, hayattan beklentiler derken Tamay California'ya taşındı, ben İstanbul’da kaldım, aramıza kıtalar girdi. Sonra anladık ki, yakın olmamız için aslında ne ufacık bir odaya ne de aynı şehre ihtiyacımız var. Beraber dünyanın her yerinde buluşmaya başladık. Şimdiki rotamız Buenos Aires, Iguassu Şelaleleri ve Rio de Janeiro.
Seyahat tarihi yaklaştıkça, konuşmalarımızda hep aynı soruyu soruyorduk. İkimiz de her fırsatta sosyal sorumluluk projelerinde gönüllülük yapıyorken neden bu seyahat bizim kendi yarattığımız ilk proje olmasın? Ardından "Bavulda Sevgi / Love in the Luggage" projemiz ortaya çıktı.
Kısaca şöyle: şu an Facebook sayfamız sayesinde ‘Türkiye Çocuklara Yeniden Özgürlük Vakfı’ için hem bilinirlik sağlıyoruz hem de ‘destek’ topluyoruz. Projeyle ilgilenenler direkt olarak sayfadaki link'e tıklayarak TÇYÖV'nın hesap bilgilerine ulaşıyor ve vakıfa "Bavulda Sevgi" notuyla içlerinden gelen desteği iletiyorlar. Toplanan desteklerin tümüyle, Türkiye Çocuklara Yeniden Özgürlük Vakfı'ndan sosyal destek alan dezavantajlı bölgelerden gelen çocuklar el işi bilezikler ve posterler yapıyor. Ben bu işleri bavuluma koyuyorum, Buenos Aires'te Tamay'la buluşuyoruz ve tatilimizin bir gününü Buenos Aires Pedro de Elizalde Çocuk Hastanesindeki 250 çocuğa bunları yılbaşı hediyesi olarak götürmeye ayırıyoruz. Hastaneyle organizasyonu da ayarladık.
Bizim bu projeden tek çıkarımız dünyanın iki ucundaki çocukların mutlu olduğunu görmek ve iki kıtadaki çocukları birleştirmek. Bu projenin tüm gezginlere ilham olmasını istiyoruz ve diyoruz ki, ‘bavulda taşınması yasak olan onlarca madde var, ama sevgiye her zaman yer var.
Bundan sonra hepimizin bavuluna biraz sevgi koyması dileğiyle... :)